Fucking Nightmare?

1.9K 127 302
                                    



2020   5    Aralık

One Direction Konseri

No control'u söylemeye devam ederken gözlerim arada Harry'e kayıyordu. Her zamanki gibi fazlasıyla enerjikti yerinden durmuyordu. Düşebilirdi. Evet biliyorum diyeceksiniz O hep düşüyor sıkıntı olmaz diye. Bu sefer ki farklı fazlası ile yüksek bir platformdayız. Yine de bir şey yapmadım şarkıyı söylemeye devam ettim.

Sonunda küçük bir ara olduğunda. Hemen Harry'nin yanına gittim.

"Güzelim." Kollarıma aldığımda burnumu boynuna koydum. Kıkırdayıp geri çekilmeye çalıştığında daha çok sıkı sardım

"Loueh terliyim." Kıpırdamaktan vazgeçip sarıldı.

"Her halinle güzelsin." Kollarını sıkıca sardığında daha çok gülümsedim.

"Sahnede dikkatli ol. Kenarlara fazla yaklaşma girintilere ve çıkıntılara dikkat et. Artıdan kablolara da dikkat et." Kollarımdan çıkıp bana görüldü.

"Tabiki anne" arkasını dönüp gitti.

"Harold Edward Milward Styles!"

•••••••••••

Sonunda konserin bitişi geldiğinde rahatlama ile derin bir nefes aldım. Harry kenarda hayranlarla konuşuyordu ve bir şey olmamıştı. Hala bir gözüm onda yavaştan ilerlerken her şey çok ani olmuştu. Harry yanındaki su birikintisini fark etmeyip adım atması ile platformdan düştü. Her şey, herkes bir anda susmuştu. Güvenlik Harry'nin yanına giderken etrafın karardığını hissettim.

Dünyam kararıyordu.



Hani rüyadan kalktığınızda vücudunuzda hissettiğiniz o his var ya. Tüm vücuduma yayıldı birden. Gözlerimi kırpıştırıp çevreme bakındım. Kapının orda bir çocuk gülerek bana baktığında kaşlarımı çattım. Ne oluyordu? En son sahnedeydik ve-

Harry?

"Baba" son harfini uzatarak çocuk içeri doğru koştuğunda anlamayarak ona baktım. Nerdeydim  ve asıl soru Harry nasıldı?

Hızlıca yataktan kalkıp çocuğun gittiği yerden gitmeye başladım. Burnuma güzel kokular gelirken mutfakta yemek pişiren bir tanrıyı görmeyi hiç beklemiyordum.

"Hazz tanrım iyisin." Kollarımı sıkı sıkıya ona dolarken kafasını geriye yaslayıp bir öpücük verdi.

"Uyanmışsın. Ben de tam yemek pişiriyordum." Anlamayarak ona baktım.

"Doktor bi şey dedi mi? Üzgünüm yanında değildim bayılmıştım. Tanrım çok korktum sana bir şey oldu diye. Sapa sağlamsın değil mi?" Onu daha da sıkarken mızmızlandı ve bana dönmeye çalıştı.  Kollarımı biraz gevşetip arasında dönmesine izin verdim. Yüzünü görmeye ihtiyacım vardı.

"Lou iyi misin? Ne doktoru ne bayılması?"

"S-sen sahneden düşmüştün. Herkes susmuştu. Be-ben  napıcağı-"  dudaklarını hissettiğimde tüm sevgimle ona karşılık verdim.

"Sakinleş. Git üstünü değiştir ben birazdan psikoloğu arıyacam tamam mı? Olmazsa biraz çocuklarla oyna korkmuş gözüküyorlar." Gözleri ile gösterdiği yere baktığımda. İçimde çok büyük bir sevgi oluştu. Onları tanımıyordum ama içimdeki sevgi katlanılmaz dereceydi. Gözlerimi yeniden büyük bebeğime döndürdüğümde zaten bana bakıyordu.

"Onlar kimin çocukları?" Yüzüne dehşet ifadesi yayılırken sessiz kaldı. Gözleri dolduğunda kaşlarımı çattım. Kötü bir şey mi söylemiştim?

"Git üstünü değiştir hayatım." Sessi kırılırken anlamasamda uyandığım odaya gittim.

•••••

"Anlayacağınız üzere yaşadığınız tüm olayları tekrardan görmüş. Kısacası bilinç altı ona yaşadığı olayları yeniden göstermiş ve şu an o ortamdan çıkamıyor. Yaklaşık olarak yarım saat içinde kendine gelir. Böyle durumlar olabilir. Çok ağır bir yükten kısa bir zaman önce kurtuldunuz. Böyle şoklar yaşaması normal."

Profesör Mack tanısını söyledikten sonra Harry konuştu.

"Ama ben hiçbir zaman sahnede daha doğrusu sahneden yere düşmedim. Neden böyle bir şey görmüş olabilir ki?" Kollarım hala Harrydeydi. Onun gitmesinden korkuyordum.

"Büyük ihtimal en korktuğu şeyi son olarak düşündü. Yani kendi dünyasında farklı bir son yazdı. Zatende onu bu şok'a sokan o son."

Biraz daha konuştuktan sonra Harry zorla kollarımdan çıkıp adamı uğurladı.

"Dostum bu çok havalı. Ben de böyle bir şey istiyorum." Niall kenarda yine kendi zekasını konuşturduğunda Liam gözlerini devirdi.

"Beyninin olması gereken yerde makarna mı var?" Liam ciddi ciddi sorduğunda Niall omuzlarını bilmiyorum derecesinde kaldırdı.

"En son Harry'nin düşmesi ile bitti yani?" Zayn'nin sorusu ile ona baktım. Başımı evet dercesine salladığımda tek istediğim bebeğimin kollarımın arasında olmasıydı.

"Babaaaaaaa!" İki tane küçük canavar koşarak yaklaştığında kollarımı açtım.  Hafiften iyi hissediyordum. Lenny ve Anna kucağımda yerini alırken burnumu onların melek gibi kokan ciltlerine yaklaştırdım.

Onları sahiplendiğimiz gün yavaşça aklıma gelirken  derin bir nefes aldım. Boşluklar yavaş yavaş tamamlanıyordu.

Çocuklar, anlaşmamız, yeni dövmeler, geri dönüşümüz, Zayn'nin yeniden gruba gelmesi ve açıklanışımız. Gözlerim dolarken kucağımda sabit durmayan iki canavarı koşmaları, hareket etmeleri için bıraktım. Harry elinde bir şeyler ile içeriye gelip masaya yemekleri bırakmaya başladı. Ona yaklaşık arkadan sarıldım ve bizim için önemli olan ve hatırladığımı gösterecek cümleleri söyledim

"Uzun bir süre Harry ve Louis olarak bilindik. Bazen Larry ama biz bundan fazlasıydık-"cümlemi kesip arkasını dönerek kısa bir öpücük bıraktı ve kaldığım yerden beraber devam ettik

"Biz iki en yakın arkadaş, dost,kankaydık. Ama biz iki vücutta tek kalbiz, belki ruh eşi belki doğru kişi. Ama kesinlikle parça haline iken bütün hale gelmiş bir kalp."

Durduğunda nefes nefese kalmıştı. Gülümsemesi tüm yüzünü kaplıyordu. Gözleri her zaman ki gibi parıldamaya başlamıştı.

"Hatırladın."

"Asla unutmam güzelim." Sarıldığında saçlarını unuttum. Ve bizim için önemli olan bir cümleyi daha söyledim.

"Her zaman kalbimdesin Harry. Saygılarım ve tüm sevgimle Louis."

Sweet Creature/Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin