[MY] Fanboy [JK] // TaeKook

5| Birinci ay dönümü

Şu hayatta iki güzel şey vardır.
Birincisi, Taekook ficlerinde birisinden birinin feminen olmasıdır.
İkincisi Tae'nin seme olduğu ficlerde Jungkook'un oppa kinki olmasıdır :):):):):)

Tabi bir de ingilizce konuşma olayı var ama onu karıştırmıyorum :Ddd

Umarım bölümü okurken feels içinde boğulursunuz :)

Uyarı: +18 sahne vardır. Ne zaman başladığını belirtmedim çünkü havası kalmıyor. SEVMEYEN VARSA BU HİKAYEYİ OKUMASIN.

Yanlışlarım olacaktır bunun için özür dilerim; çok beklediniz bu yüzden hemen bir şeyler yazıp atmak istedim. Affedin yazarınızııı~

Birazcık yorum istesem? :3

İyi okumalar çikilatalarım 💞

__________________________________________

[H.S.Ü.//
1 ay sonra, 10.46]

{Kim Taehyung}

"Yah! Kim TaeHYUNG!"

S ı ç t ı m.

Jungkook'un bana doğru koşmasıyla yerimden nasıl fırladığımı anlatsam ortaya destan çıkar. Fakat özet geçirecek olursak... Masaların üstünden geçerek kapıya koştum.

Bugün ilişkimizin birinci ay dönümüydü. Ve bilin bakalım kim unuttu? Tabiki de Jungkook. Hah.

Pekala unutmuştum ama bunda ne var ki. Düşünsenize bunun daha ikinci ay, üçüncü ay... Birinci yıl dönümü, sevgililer günü, doğum günü, yüzük taktığımız gün, evlilik yıl dönümü...

Kafayı yiyorum ya. Bunların hepsini nasıl aklımda tutayım ben? Hayır yani tıp okumuyorum, hukukla aram hiç yok, yabancı dil desen kendi dilimi bile bilmiyorum adam akıllı. Yüzücüyüm ben, yüzücü.

Su, beden ve yüzmek fiili. Hayatım bundan ibaret. Ne anlarım yıl dönümlerinden.

Neyse işte sabah sanırım Jungkook uyandığında -gece onunla uyumuştum- güzel, romantik bir şeyler bekliyordu.

Yuvarlak kocaman açtığı gözlerle bana bakarken görmüştüm, gözlerimi ilk açtığımda. Dudaklarında tavşan dişleri ile gülümsemesi vardı. Hayatımda görmek isteyeceğim tek sabah manzarasıydı.

Fakat ben ilişkideki öküz ve seme olaraktan unutmuştum ve bana 'bir şey demeyecek misin?' diye sorduğunda ben sadece günaydın bebeğim diyip kalkmış ve banyoya gitmiştim.

Banyodan çıktığımda Jungkook'un hazırlanmış bir şekilde beni beklediğini görmüştüm bu yüzden hızlıca giyinmeye başlamıştım.
Jungkook ise bana gözlerini devirip 'yavaş giyin, seni beklemiyorum, görüşürüz' diyerek çıkmıştı odadan.

Şaşkınlıktan, bir bacağımda pantalon ve boynumda kalmış tişörtümle mal gibi kalakalmıştı.

Kendime gelip işlerimi bitidiğim anda odaya Jimin girmişti. Bana günaydın diyip dolaptan giysilerini çıkartmış ve banyoya doğru yol almıştı. Fakat birden durup bana dönerek dik dik bakmıştı.

"Sen!"

"E-evet ben?"

"Bir şey unutmadın değil mi?"