Baba, yatağımda biri var...

1.2K 13 8
                                    

Mike arabasını yavaşça evin otoparkına soktu. Kontağı kapattı ve arka koltuktaki kutuyu aldı. Bugün hayatının resmen bittiği gündü. İşten kovulmuştu. Geçen hafta bitmiş olması gereken projeyi hala teslim etmemişti. Ve bu ilk değildi. Müdürünün daha fazla sabrı kalmamıştı. Eşyalarını toplayıp şirketten ayrılmasını istedi. Her ne kadar yalvarsada müdürünü bu karardan geri döndüremedi. Artık oda işsizler ordusuna katılmıştı.

Ağır kutuyu kucağına aldı ve arabanın kapılarını kilitledi. Evin kapısından içeri girdiğinde burnuna nefis yemek kokuları geldi. Kapının tıkırtısını duyan karısı Julia ve küçük kızı Angie onu karşılamak için yanına geldiler. Ailesini karşısında görünce birazda olsa üzüntüsü dinmişti. Kutuyu yere bıraktı ve küçük kızına sarıldı.

- Hoşgeldin babacığım. Biliyor musun bugün Bayan Gordon bizi müzeye götürdü. Orada birsürü değişik resim gördük.

- Çok güzel balkabağım. Umarım çok eğlenmişsindir.

Kızını öptü ve mutfağa doğru koşuşunu izledi. Karısına döndü. Onada sıkıca sarıldı ve öptü.

- Hoşgeldin hayatım. Üzgün görünüyorsun. O kutuda ne var?

- Julia... Ben...

- Evet sen?

- Ben bugün kovuldum.

- Ne?

- Evet. Projeyi zamanında teslim edemediğim için tazminatımı verip işten çıkardılar. Verdikleri para ancak bir ay yeter.

Karısı Julia kırsal kesimden gelmişti ve yokluğun ne demek olduğunu biliyordu. Kocasına güveni sonsuzdu ve onu anlayışla karşıladı.

- Sıkma canını. Ne yapalım? Mutlaka bir çaresini buluruz merak etme.

- Senin gibi bir eşim olduğu için çok şanslıyım.

Gözleri dolarak birbirlerine sarıldılar ve bir süre sessizce öyle kaldılar. İçeriden Angie'nin "Acıktım." diye seslenmesiyle mutfağa yöneldiler.

Yemekte biftek ve bezelye vardı. Angie her zamanki gibi sebzelerini yemiyordu. Zorda olsa onu ikna ederek yemesini sağladılar. Yemek boyunca Angie müzede gördüğü resimleri anlattı. Yemek bitince masayı topladılar ve oturma odasına geçtiler. Angie'nin yatma zamanı gelmişti. Mike kızını kucakladı ve üst kata çıktı. Odasına girdi ve yatağına yatırdı. Masal kitabından birkaç sayfa okudu ve aşağıya inmek için kalktı. Yavaşça üzerini örttü. Angie'nin suratında bir anda tuhaf bir korku belirdi. Hikayeyi dinlerken de aynı şekildeydi. Kızını öptü.

- İyi geceler balkabağım. İyi uyu.

- Ama baba... Dolapta bir canavar var.

- Ahh tatlım. Güven bana. Dolapta hiçbirşey yok.

Dolaba yöneldi ve kapıyı yavaşça açtı.Gördüğü şey karşısında tüm kanı çekildi. Kızı Angie kucağında ayısıyla dizlerini karnına çekmiş dolabın köşesinde ağlıyordu.

- Baba... Yatağımda biri var.

Mike dolabın içindeki aynaya baktı. Yataktağın yanında kızı ayakta duruyordu. Siyah, içi boş, çukur gözleriyle ona bakıp gülümsüyordu...

Baba Yatagımda Biri VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin