Gözlerim kapalı dinliyorum sahildeki dalga seslerini. İnsan mutlu olunca her ses, her çiçek yada doğanın hepsi desem daha doğru olur sanırım. Huzur veriyor. Bakmak için gözler gerekli ama hissetmek için mutlaka kalbinle bakmak gerekiyordu.
Kavga gürültü tabikide oluyordu. Her insanın bazen ince noktası olabiliyor. Önemli olan karşındakini anlaya bildiğini göstermen ve gidip ona bir güzel sarılman. Ne kadar özen göstersemde bazan istemeden birilerini kırabiliyordum. Tamam büyük kavgalar değildi. Zaten kimseyede bağıramazdım yapımda yoktu. Ama sözler bazen ses düzeyinden daha fazla kırıyordu insanı.
Bunun için sizi anlayan insan gerçekten önemli. Öyle arkadaşlara sahiptim ki ne bana uzun süre küsebiliyorlardı ne de ben onların uzun süre küsmesine izin veriyordum. Bir dengemiz vardı. Bir bakıma her şeyden önce birbirimize olan sevgimiz var.
"Arkamda olduğunu biliyorum" gülümseyerek söylemiştim. Bunu söyler söylemez boynuma dolanan kollar ve yanağıma konan bir buse.. O..Kıkırdarken o seste kaybolmak istiyordum.
"Seni korkutmak istemiştim. Ben olduğumu nereden anladın?" gözlerimi açtım ve kolundan yavaşça çekerek kucağıma aldım. Yanağına bir buse koyarak saçalarını kulağının arkasına koydum.
"Babalar hisseder Taeyang" böyle bir kızım olduğu için tanrıya ne kadar şükretsem azdır. Bana ve saebyeoka ait bir parça. Bundan daha güzel bir şey var mı?
"Ne yapıyor sunuz burada?" Taehyung'un sesiyle kaşlarım çatıldı. Onu bu pikniğe davet etmekte büyük bir hata yaptığım doğruydu.
"Taehyung amcaaa.." saniyesinde kucağımdan zıplayarak ona gitmişti güneşim. Ben Taehyung'a öldürücü bakışlar atarken o bana dil uzatmıştı. Bu velet ölüme gittikçe yaklaşıyordu ama haberi yok.
"Benim sevimli gelinim nasılmış bakalım" kızımı öperken söylemişti. Yok daha fazla beklemeden kesmeliyim bu veleti.
"Kızıma böyle şeyler söyleme Taehyung veledi! Daha onlar küçük!"
"Tabiki de küçük olduğunu biliyorum. Sadece büyüyünce oğluma alacağım o kadar. Şimdiden yer hazırlamak lazım" evet Taehyung'un Taeyang dan bir yaş büyük oğlu vardı. Aynı kendisi gibiydi. Bunuda eklemeden geçemeyeceğim...
"Seni öldüreceğim bekle" daha ben kalkmaya hazırlanırken o hızlıca diğerlerinin olduğu yere doğru kızımla gidiyordu. Ben kıskanç biriydim. Özellikle bir kız evlattan sonra daha da böyle oldum. Hepsi Taehyung yüzündendi. Güneşim doğduğundan beri bunu söylüyor artık ölme vakti geldi.
Onların peşinden koşarken kolumdan biri tutarak durdurmuştu.
"Jungkook ve Jimin bana hemen Taehyung'u tutup getirirseniz size istediğiniz bir şeyi alacağım!" ben bağırırken onlar kahkaha atıyordu.
"Yoongi çocukla çocuk olma!" saebyeok beni sakinleştirmek için konuşmuştu.
"Neresi çocuk be! Baba bile oldu! Hemde benden önce" sinirle konuştum. Evet bu konuda hala sinirliydim.
Yanağıma konan bir buse ile tüm sinir sistemim susmuştu.
"Birde buradan?" dudağımı göstererek gözlerimi kapattım. Taki geri hızla açmam bir olmuştu. Çünkü parmaklarıyla dudaklarımı sıkmıştı. Vicdansız bir kadına sahiptim.
"Sana kaç sefer dedim herkesin içinde bana böyle şeyler söyleme diye!"
"Karım olduğunun farkındasın değil mi? Normal şey olduğunu ne zaman anlayacaksın?"
"Utanma duyum gidene kadar"
"Çocuk bile yaptık bunu yapsak ne olur" sessizce kulağına söylemiştim büyük gözlerle bana bakmıştı. bu sefer kaçan kişi bendim.
Sizi anlayan arkadaş önemliydi ama sizi anlayan bir hayat arkadaşı daha çok önemli.
Safak vaktim olduğun için teşekkür ederim saebyeok. Bana böyle bir güneş sunduğun için sana minnettarım. Ve... Seni seviyorum.
⭐Içimden bu hikayeye özel bölüm atmak geldi. Hiç beceremem ama idare ediverin artık💜😄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spring Day / Min YoonGi ✔[winter'in 2.kitabı]
FanfictionWinter kitabının ikincisidir Bana birşey demiştin hatırlıyor musun? Biraz sabret. Geçeceği için... Biraz daha sabret. * Hep mutlu olmak istiyorduk ama aslında mutlu olmak için çabalamıyorduk. Hep birini üzme veya kavga etme pesindeydik. Sevdiğimizi...