Sesini iyice acarak kulakliklari kulagima bastiriyordum. Dunyadan soyutlasmak o an icin en buyuk arzumdu.
Camdan baktigim her saniye o kizi yaninda gormek canimi yakiyordu. Tamam tamam biliyorum. Karismaya hakkim yok ne de olsa beni tanimiyor bile. Ama kendimi kotu hissediyordum. Yalniz. Umutsuz. Kizin ona sarildigini ve yanagina bir opucuk kondurdugunu gordum. Gercekten mi? Daha kotusu olamazdi heralde diye perdeyi kapatiyorken onun egilip kizi burnundan opmesi... Ah... Neler vermezdim onun icin neler... O kiz yerinde olabilmek icin...
"Yemege gel Vega!"
Annem sik sik konusan bir kadin degildir. Sessiz ve gizemli. Bir anne icin oldukca tuhaf bir tipleme. Genelde aramizda gecen diyalog bu okur zaten..
"Geliyoruum."
Mutfaga gitmek icin basamaklari atlaya atlaya indim. Kulakligimi telefondan cikarip arka cebime tikarak masaya oturdum ve makarnama yumuldum.
"Yine onu mu izliyordun."
Evet kabul etmeliydim bu sefer aramizdaki muhabbet cok daha farkli olacakti.
"Hıhı." diyerek catala gecirdigim makarnalari agzima tiktim.
"Vazgecmeyecek misin?"
Bu sefer basimi hayir anlaminda salladim.
Bakin, annemin bile yardimci olmadi zavalli bir durumda oldugumun farkindayim. Bana bakmasinin bir mucize olacaginin da. Ama durumu bilmiyorsunuz. Bir seyler olabilir!
Birkac gun once onu yakindan gorme firsati yakalamistim. Her zamanki gibi odamin penceresinden degil, yuzyuze. Yeni esyalarini yerlestiriyordu sanirim. Zaten geleli bir hafta filan olmustu... Bense havuza iniyordum. Icimde siyah ipli bikinim uzerimde icimi gosteren plaj elbisesi gibi bir sey vardi. Boyle seksi giyinmisken karsilasmak kendimi sansli hissettirmisti. Kapinin onundeki koliyi kaldirmak icin egildigi sirada oradan geciyordum, tam kalkarken ise yuzyuze gelmistik. Cok yakindi.
Sonra tabii bir kiz arkadasi oldugunu, benden buyuk oldugunu falan filan...ogrendigime pisman oldugumu soyleyemem aslinda bilmem iyi olmustu. Her neyse iste...umudumu kesmedim.
Zaten bu kadar kisa surede beni tanimasi pek mumkun olmayabilirdi. Daha aramizda konusma bile gecmemisken ustelik...
Kumraldi. Buz gibi bakan masmavi gozleri vardi. Gozgoze geldigimiz o gun bulutlari gormustum sanki gozlerinde. Oyle tuhafti. Kaslari....koliyi kaldirmak icin kavradigi o an kolundan cikarak ayri bir devlet kuracak sanmistim. Kisacasi yuvarlak yuzu ve kisa kahve saclariyla mukemmeldi. Mukemmel.
Kiz arkadasi...o ise... ya sarisindi. Ama cakma sarisin. Saclarinin arasindan siyahlar cikiyodu. Itici. Gozleri de lensti! Ben daha guzelim. Zekadan bahsetmeme gerek var mi? Tamam ukalalik ediyorum ama bir yerde de hak verin. Ben mi o mu diyecek olursak hangi erkek o pacoz kariyi secerdi ki?
Tabagi masanin ustunde birakarak merdivenleri ucer ucer atlayip odama ciktim. Cantamin icine odamdaki minibardan asirdigim kekleri falan doldurup saclarimin bagini cozdum ve tekrar alt kata indim. Yeterince suslenmedim kabul ediyorum. Ama ben bu tur seylerden pek hoslanmam kizlar.
Kapinin onune gecip converselerimi ayagima gecirdim ve anneme seslendim,
"Dolasiyorum aksam yemege evdeyim!"
Beni takmadi. Demek ki izin vermisti. Ben de bu firsati degerlendirip kapiyi arkamdan cektim ve disari ciktim. Onu orada gormeyi umuyordum. Evet onu. Adini bile bilmemem ne tuhaf. Ama onu elde etmeliydim.
Kapinin onunde duruyordu iste! Oradaydi! Acaba beni goruyor muydu yanina mi gitmeliydim derken geldi yine pacoz kiz. Cocugun boynuna atildi ve,
"Aaasskkiiiiggaaammmm buguun havuza girelimmaaagg?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melankoli
Romance"Burada yalnız başıma çürüyüp gidecek miyim yani?" "Hayır." "Kurtulacak mıyım?" "Hayır, beraber çürüyü...