What If?

Ben Skyler Lynch.

Sarı saçları ve mavi gözleriyle, kızlarını canından çok seven anneleriyle tipik bir amerikan ailesinin çocuğuydum ben de. Küçük yaşlardan bu yana annelerimle, arkadaşlarımın anneleri ve babalarıyla birlikteydim. Bu düzen içinde büyütülmüştüm. 

Futbol oynamış, sörf dersleri almış ve kız arkadaşlarımla birlikte evcilik oynamıştım. Belli bir yaştan sonra arkadaşlarımla birlikte kiliseye gitmeye başlamıştık. Bize ilk öğretilen şey bir kız ve bir erkeğin birlikte olmasının dinen günah olduğuydu. Yanlıştı. Hastalıktı. Homoseksüelliğin doğrularıyla büyütülmüştük hepimiz. O küçücük yaşta bile mutlu bir hayatın temellerini attığımın farkındaydım ve bu temeli bozacak her şeyi bir kalemde silmeye hazırdım. Büyüyecek, bir kadını sevecek, onunla evlenip mutlu olacaktım. Ben normaldim.

Şiddetin ne demek olduğunu ilk kez, orta okula başladığım zaman gördüm. Birine zarar vermenin, aşağılamanın ve fiziksel olarak incitmenin nasıl bir şey olduğunu ilk o zaman anladım. Hiç tanımadığım bir grup çocuk, hiç tanımadığım birini öldüresiye dövüyordu. Oysa onun ufak, masumane bir suçu vardı.. o farklıydı. 

Okul hayatım el ele tutuşan erkeklerin, koridor aralarında öpüşen kızların arasında geçiyordu. 

Zamanla sorgulamayı bırakıp yapılması gerekenin bu olduğunu anladım, sürekli çevrem tarafından asimile ediliyordum. Sadece benim ülkemde değil, dünyanın her yerinde düzen aynıydı. Heteroseksüel olmak günahtı, yanlıştı.. ve cezası bir "hiç"e dönüşmekti. 

İlk öpücüğümü orta okulun sonunda bir kızdan almıştım. Kızın adını dahi hatırlamasam bile...hissettiklerimi hala çok net hatırlayabiliyordum. Boşluk. Tatminkarsızlık. Ben bir kızı öpmek, bir kızı sevmek için yaratılmamıştım. Ben günahkardım, ben aykırıydım,  ben.. insanların doğruları arasında sıkışmış bir yanlıştım.