Yaz gecmis, guz gelip gitmis, yeniden kı gelmisti. Mosyo Loblan ve kııLuksemburg parkıa
ayak atmamılardı Marius icin bu taptı .ıyuzu yeniden gormek, bir saplantıolmustu. Hala
arıordu, daima arıordu, ne yazı ki, hicbir sey bulamıordu. Artı Marius tamamıla
değsmisti, o heyecanlıidealist genc, o karakter sahibi enerjik adam, kaderine meydan
okuyan, o guclu delikanlı geleceğni tasarlayan, o kudretli beyin, plan, hayal ve proje dolu o
soylu ruh, yok olmustu.
Her sey bitmisti onun icin, calımaktan sıııor, gezmek istemiyordu, yalnılıtan
yoruluyordu. Eskiden, kendisini oyalayan guzelliklerin hicbirinin anlamıkalmamıtıartı.
Guzel sekiller, ahenkli sesler, oğetici oğtlerde dolu doğ bile, artı bombos ucsuz bucaksı
bir sonsuzluk olmustu. Hayatıda her guzellik yok olmustu.
Yine dusunuyordu, dusunmekten baska ne yapabilirdi? Ancak dusuncelerine hep aynıcevabı veriyordu: "Neye yarar?"
Durmadan kendi kendini yiyordu. Neden sanki genc kıı pesinden gitmisti. Onu gormek
mutluluğyla neden sanki yetinmemisti? Kıı kendisinden hoslandı .ııbiliyordu, bu yeter
bir mutluluk değl miydi?
Masallarda olduğ gibi fazla merak yuzunden sevgilisini elden kacımıtı Her seyi oğenmek,
doğu değldir...
Gerci arkadaslarıa acımıordu, ancak Kurfeyrak onun halinden birseyler sezmis olacaktıki,
gunun birinde onu zorla bir baloya goturdu.
Marius bir iki saat sonra, dostlarııbaloda bıakarak yaya dondu Paris'e. Kalbi ağıordu.
Odasıdan cımıor, kimseyi gormuyordu.
Yine gunlerden bir gun, bir rastlantıonu hayli sasıtmıtı
Sanzeline Bulvarıa acıan daracı sokaklardan birinde bir adam gormustu. Bir isci kıı .ıda,
mavi onluk ve basıda gozlerine kadar inen bir kasket giymis bu adamı, kar gibi sacları Marius'un dikkatini cekti.
Ağ .r ağ .r sanki bir derdi varmı gibi yuruyen bu adamıizledi delikanlı Garip değl mi, bu
isciyi, tıkıMosyo Loblan'a benzetmisti. Aynısaclar, aynıprofil, aynıkederli gozlerdi.
Kasketin altıdan bu kadarııgormustu. Hatta adamı yuruyusu bile parktaki mechul
ihtiyarı yuruyusunun esiydi. Neden sanki o bu kıı .a girmisti? Marius buna sası kalmıtı
Kendisine geldiğnde ilk dusuncesi adamı pesinden gitmek oldu, ne yazı ki vakit
kaybetmisti, adam herhalde yan sokaklardan birine sapmı olacaktıki, Marius onu bulamadı
Bu rastlantıbirkac gun onu oyaladı daha sonra bunun bir benzerlik olacağ .nıdusunerek, bos
verdi.
Marius, Gorbo viraneliğndeki yoksul odasıda oturuyordu. Komsulardan hicbirini tanıazdı
Aslıda o gunlerde koca evde kendisinden ve bitisik komsularıJondret'lerden baska kiracı yoktu. Marius bu adamları kirasııkapııkadıla yolladıtan sonra, onlarıdusunmemisti
bile. O ne ana babayı ne de kılarıtanıazdı hicbiriyle konusmamıtı
Bir gun, gunesli bir subat gunu, aksama doğu Marius yemek icin evden cımıtı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sefiller
Teen FictionTüm zamanların en iyi klasik metinlerinden sayılan ve yazarını büyük bir üne kavuşturan, Victor Hugo'nun bu ölümsüz eseri, Paris'in ışıltılı cephesinin gerisindeki yoksul dünyanın içinden sesleniyor. Geçmişi silip umudu gelecekte aramak, yeni bir d...