Shooting Star / Yıldız Kayması

1.2K 44 28
                                    

En sevdiğiniz insan sizi bırakırsa,ne yaparsınız?
En sevdiğiniz kişi sizi ikinci kez bırakırsa... Zorunda kalırsa, ne yaparsınız?
Dayanmaya mı çalışırsınız? Yoksa onun peşinden mi gidersiniz?


---------+------------+------------

Kendimi hiç iyi hissetmiyordum ama kalkmam gerekiyordu. O gideli tamı tamına 4 hafta oldu. 1 ay boyunca dayandım. Aslında dayanmaya çalıştım. Üzerimdeki yorganı çektim. Yavaşça ayağa kalktım ve banyoya gittim. Banyoya girecekken kardeşim benden önce davrandı. Kardeşim 'ona' çok benziyordu...


Kardeşim sayesinde onunla tanışmıştım. Jongin'le hiç birbirimize benzemiyoruz.
Jongin şımarık, kavgacı, şakaları anlaşılmayan, garip bir kişiliğe sahip. Yun yani ben akıllı, kavgaya karışmak yerine laflarıyla insanları ezen, çok az konuşup şaka yapan ve şakaları anlaşılan biriyim. Aslında onunla tanıştıktan sonra değişmiştim .O gittikten sonra da.

Jongin'in banyodan çıkmasını bekledim. Normalde böyle yapmazdım kapıyı tekmeleyip çabuk çıkması için ona bağırırdım.

Değişmiştim. Onun sayesinde değişmiştim.

Zaten hayat her zaman böyleydi. Ne ile çok mutlu olursan, neyi çok seversen elinden alırdı. Senin de onunla kurduğun mutluluğu, hayatı, huzuru değiştirmen gerekirdi, zorunda kalırdın.

Jongin çıktığında banyoya girdim önce aynada kendine baktım ve sonra gözlerimin altının şişmiş olduğunu fark ettim.

O gittikten sonra çok ağlamıştım ve yeni yeni kendime gelmeye başlamıştım. Onu unutmaya çalışıyordum ama yapamıyordum. Ne zaman bir şeyler yapsam o aklıma geliyordu. Onunla yaptıklarım. Onun gidişi.

Elimi yüzümü yıkadım ve odama gittim. Üstümü giyindim. Hafta sonuydu ve Jongin'in arkadaşı Kyungsoo'nun doğum günü vardı ona bir şeyler alacaktım. Kyungsoo'yu severdim onun iri gözlerini, kalp şeklindeki dudaklarını, bir şey dinlerken gözlerinin büyümesini ve beni her zaman dinlemesini.

Ön yargılı değildi ve insanları bırakıp gitmiyordu. Sevdiklerini mutlu etmek için elinden geleni yapıyordu. Hem şakaları da anlaşılıyordu, ama Jongin'in yanında dura dura bozulmaya başlamıştı. Aşağıya indim. Bayan Kim kahvaltıyı hazırlamıştı. Jongin her zamanki haliyle öküz gibi yemeğe odaklanmıştı. Geldiğimde Bayan Kim beni yanağımdan öpüp "Günaydın" dedi. Sadece buruk bir şekilde gülümsedim.

Masaya oturdum. Hiç iştahım yoktu ama annemi kırmamak için yiyecektim.

Oturdum ve yemeye başladım. Bitirdikten sonra kalktım. Tam odadan çıkacaktım ki Jongin o gür sesiyle "Abla Kyungsoo için bir şeyler almaya gidiyorsun değil mi? Bende geliyorum bekle" dedi. Hiçbir şey söylemeyip yürümeye devam ettim. Montumu giydim, ayakkabılarımı giyerken Jongin'e 'Tamam gel' diyen bir bakış attım. Jongin ceketini ve cüzdanını aldı çıktık. İnsanlar alışmışlardı.

Yeniden eski Yun olmuştum. Konuşmayan, az şaka yapan, içine kapanık Yun. Jongin çok uğraşıyordu 'Onun'la tanıştıktan sonra ki halime döneyim diye ama pek işe yaramıyordu.

Jonghyun'un gülümseyerek geldiğini fark ettim. Jongin'de gülümsemişti. Ben gülümsemeye çalışmıştım.

''Nereye gidiyorsunuz?'' diye sordu Jonghyun.

''Kyungsoo'ya hediye alacağız'' dedi Jongin.

Onları dinlemiyordum. Dinlemekte istemiyordum. Çok sıkılmıştım artık insanları dinleyip cevap vermekten. Hayat olması gerektiğinden daha yorucuydu. Bir mağazaya girdik.

'*Hala ne alacağıma karar veremedim. Ona bir bileklik alabilirim et, hayır hayır o bir erkek olduğuna göre ona futbol topu alabilirim... Ah !Bu neden bu kadar yorucu olmak zorunda.!*'

Shooting Star ♔ SHINee ✓Where stories live. Discover now