English [te×t] ; 𝐤𝐧𝐣 [ᴇɴᴅᴇᴅ]

g

namjoon: iyi geceler.
Tabi benim için iyi günler.

mona: iyi geceler bay kim.

namjoon: bana bir fotoğraf atsana.

mona: birden? bire?

namjoon: sen atarsan ben de atarım.

mona: atmayacağım.
senin görüntünü merak ettiğim de yok.

namjoon: o zaman Toby'nin bir fotoğrafını at?

mona:

namjoon: babası asyalı mı?

mona: evet.

namjoon: sevimliymiş. Babasının ismi ne?

mona: babasından bahsetmek istemiyorum Namjoon.

namjoon: pekala.
ama neden ki?
merak ettim şimdi.

✓✓

Mona... Gördüğünü biliyorum.
tamam cevap vermeyeceksin galiba.

✓✓

mona: özür dilerim Jonnie.
Toby kafasını masanın kenarına vurdu..

namjoon: ne?
İyi mi? Geçmiş olsun..

mona: iyi..
Sadece çok ağladı.

namjoon: babasını sevmiyorsun.
ama onu çok seviyorsun değil mi?

mona: delirdin mi tabiki!
O benim oğlum.
Gülünce çıkan kocaman gamzesi babasını hatırlatsa da..
Babasını sevmiyorum. Onu değil.

namjoon: Nasıl oldu?
Neden sizi terk etti?

mona: bilmesen daha iyi.

namjoon: ama yardım etmek istiyorum.

mona: sen bize yardım edemezsin.

namjoon: anlamıyorum.
Gizemlisin..

✓✓