01.05.2018
seni prag'da sevmek isterdim. daha sakin, huzurlu, usulca; gerçeklerin buruşmuş aksiliğini uyandırmaktan korkarcasına.
her şey siyah beyaz bir fransız filmine benzerdi; yollar hızlandırılmış şekilde akardı, acılarımız arkada ilham veren şarkılarla oynardı, gülümsemelerimiz yavaş çekimde kameralara takılırdı. kalbimin sesini duyardın. yüzüne bakardım.
sokaklar nefesimi keserdi ama sen bana bir başka güzel bakardın.
bakışlarım, gerçekleş(e)meyecek dileklerin azmiyle ovalanmaktan parlamış bronz heykellere değil, senin bronz gözlerine takılırdı. ama bir filmde olurduk ya; bu dilekler gerçek oluverir, gözlerinin eriyik metal denizinde kayboluverirdim.
bu denizlerde dolunayın öptüğü yerler utanır, yakamoz usulca ruhuma saklanırdı.
sanırım seni en güzel prag'da sevebilirdim. ama eve döndüm ve sen başından beri benimle gelmemiştin. kısa metrajlı bir maceranın yanmış filmlerine bakmakta, uzun metrajlı acımda kaybolmaktayım.