Bölüm Şarkısı: Black Veil Brides - Fallen Angel
İşte Gang Rahasia! Favorinizi alalım :D
》3.Bölüm 《
Değişim doğanın vazgeçilmez bir kanunuydu. Tıpkı ünlü filozof Herakleitos'un da öne sürdüğü gibi evren ve içerisinde barınan tüm mahlukat değişime uğrayarak devamlılığını sağlayabilirdi.
Hayret içerisindeydim, Rutherland'ın altı sene içinde bu denli değişmiş olması benim anılarımı daha geç uyandıracak gibi duruyordu ve bu da fazlasıyla işime gelirdi. Rutherland eskiden de görkemli bir şehirdi fakat şimdi göreni kendine hayran bırakacak kadar göz kamaştırıyordu.
Şehrin aydınlatmaları, gökyüzünde gövde gösterisi sergileyen onlarca katlı gökdelenler, otantik yemek lokantaları, kıpır kıpır eğlence merkezleri ile tek kelimeyle takdir edilmeyi sonuna kadar hakediyordu.Anna'nın mezarının olduğu Cedrit Mezarlığı'nın şuanki istikametimizden uzak olduğunu biliyor olsam da içimdeki huzursuzluğa mani olamıyordum.
Şehrin büyüleyici manzarasını izlemek dahi içimdeki hislere zincir vurmuyordu aksine geçen her saniye bendeki tedirginliği daha çok arttırıyordu.Arabayı bir lokantanın önünde park ettikten sonra " Ben çok acıktım, hadi şurada bir şeyler atıştıralım. " dedi Paul. Doğrusu ben de acıkmıştım.
Erick ve Joseph de onay verince peşi sıra arabadan inip küçük ve nezih bir yere benzeyen lokantaya girdik. Bir masa seçip yerlerimize kurulduktan sonra masadaki menüyü incelemeye koyulduk. Kararlarımızı verdikten sonra Erick garsonu çağırdı ve siparişlerimizi garsona iletmeye başladık." Ben karidesli börek istiyorum, yanında da portakal suyu lütfen. " en son ben de ne istediğimi söyledim ve garson yanımızdan ayrıldı.
" Yemek yedikten sonra da altı kilometre önce gördüğümüz lunaparka gidelim mi? " diye sordum neşeyle. Yolda gelirken oldukça büyük ve cezbedici bir lunapark görmüştüm.
Uzun zamandır da bu tür eğlencelerden uzak kaldığım için şimdi böyle bir boşluk yakalamışken özlemimi doyasıya gidermek istiyordum.Joseph olumsuz bir şekilde homurdansa da Erick omuz silkip " Bana uyar. " dedi. Paul zaten böyle bir şeye dünden razıymış gibi " Harika olur. " dedi otuz iki diş gülümseyerek.
" Anlaştık o zaman? " dedim Joseph'e sorarcasına. Çünkü tek olumsuz bakan oydu. O da sanırım çoğunluğa ayak uydurayım mantığıyla " İyi madem. " dedi.
Yemeklerimizi on beş dakikaya kalmadan bitirmiş ve ücreti ödeyip lokantadan ayrılmıştık. Şuanda ise ben ve Erick devasa lunaparkın jeton sırasında duruyorduk. Paul ve Joseph ise gondolun önünde bizi bekliyordu.
Biz sırada dururken Erick ansızın kolunu belime dolamıştı. Bel kıvrımımda parmaklarının varlığını hissedebiliyordum. Yanaklarım kızarırken bozuntuya vermemeye çalıştım. Şuan dışardan bakan bir göz bizi sevgili zannedebilirdi. Erick'in nerde ne yapacağı belli olmuyordu.
Saç tellerimi kulağımın arkasına yerleştirdikten sonra kulağıma doğru eğilerek fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brain Deadlock
Teen FictionBir kız ve üç erkekten meydana gelen şehrin en büyük ve profesyönel soygun çetesinin adıydı Gang Rahasia. Onlara dudak uçuklatan bir para karşılığında dört dosya çalma şartı koydukları, kulağa gayet cazibeli gelen bir teklif sunuldu. Ve Gang Rahas...