Sakinleştikten sonra kapıya vurup içeri girdim. Öğretmene baş selamı verdiğimde. Bana gülümsedi.
" nakilmisin"
"evet"
"kendini tanıtabilirsin"
" ben yu jin busandan geliyorum şuan burda yaşıyoruz umarım iyi anlaşırız."
En arka boştu oraya geçip oturdum. Sınıf bana garip garip bakıyordu ama aldırmadım. Dersimiz edebiyatmış . Tüm günü derslere söverek geçirdim.
*******
Dersler bitmişti sonunda daha fazla katlanamazdım araba almaya gelmişti bende yürümek istemiyordum zaten binip eve yol aldık. Kapıya açıp eve girdim bizimkiler salondaydı yanlarına gittim iki tarafta kafasını yere eymişti yine mi küstü bunlar?
" noldu neden küstünüz?"
" hayır küsmedik gel kızım konuşalım"
" tamam konuşalım"
Koltuğa geçip oturdum.
"dinliyorum."
" kızım... Direk konuya giriyorum evleniyorsun "
Gözlerimi belirttim acaba yanlışmı duydum kesinlikle yanlış duymuş olmalıyım.
" kızım yu jin iyimisin"
" iyiyim iyiyim baba bilyormusun sen bana evlendiğimi söylüyordun"
" kızım bunlar gerçek yanlış duymadın"
" yani ben ciddi ciddi evleniyorum öyle mi"
"evet kızım"
"haahah saçmalık"
"komik değil gerçekten evleniyorsun" " kanıtla"
"kızım salakmısın evleniyorsun diyorum neyi kanıtlıyım odana git hazırlan"
" ya ben şimdi gerçekten evlenecekmiyim"
" evet kızım hadi git odana"
Siz şimdi kim olsa redder diyorsunuz ben olsam sevdiğim adamla evlenmeyi tercih ederdim diyorsunuz ama benim aşka inancım yok bugune kadar tanımadığım adama nasıl güvenebilirim beni yarı yolda bırakmayacağına nasıl inanabilirim. Bide reddetsem nolacak tamam kızım evlenme diyeceklerini sanmıyorum. Babama asla karşı gelemem çünkü bugüne kadar beni onlar büyüttü onlar ne isterse o olur. Dolapta elbiselere baktım enuygunu bence bu.
Kıyafeti giyip aşşağıya indim. Makyaj yapmadım çünkü gerek duymuyorum. Bizimkilerin ahı tutulmuştu baya güzel oldum herhalde.
" hoşgeldin kızım"
"hoşbuldum baba"
" çok güzel olmuşsun kızım"
"sağol anne"
Misafirleri beklemeye başladık sonunda kapı çaldı. Gidip açtım bir bayan ve bey vardı bu yaşlı adamla evlenemem herhalde.
" hoşgeldiniz efendim"
" hoşbulduk kızım"
" buyrun geçin içeri"
" oğlum birazdan gelir"
Banane be gelirse gelsin inşallah gelirken taşa takılırda düşer.
" tamam efendim"
İçeri geçtik iki ailede kaynaşmaya başlamıştı zaten babamlar ortakmış.
Bir 10-15 dakika sonra damat adayı gelmişti. Gidip kapıyı açtım. Beklentimin üzerinde yakışıklıydı ve güzel giyinmişti.Cocuk kapının önünde dona kalmıştı tamam güzel olabilirim ama oküzün trene baktığı gibi bakma bali.
" geçmicek misin?"
"tabi olur nereye"
" yatak odası diye düşünüyorum nedersin? Ya salakmısın geç içeri"
" ha ne yatak odası tamam bana uyar"
" ya salkmısın geç şu solana"
" tamam"
Bu nasıl bir mal sanki bir iki dakika geriden geliyo. İçeri buyur ettikten sonra solana yol aldık. Solana girmeden elimi tuttu.
" ohh çok yakışmışsınız çocuklar"
" teşekkürler bayan lee"
" bana anne de oğlum"
" hayır diyemez sen sadece benim annemsin sen git bayan jeon'a anne de"
" bana anne de kızım"
" hayır diyemez sen sadece benim annemsin"
" hayır derim dimi anne"
" ozaman bende bayan lee 'ye anne diyebilirim dimi anne"
"Hayır diyemessin"
"hayır derim"
İkimiz de birbirimize öldürücü bakışlar attık ben bayan jeon un yanına oturdum oda benim annemin yanına oturdu.
Salak çovuk benden çekeceği var.
Annem anlam veremediğim bakışlar atmaya başladı. Kim bilir ne diyo.
" kızım hadi kalk kahveleri yap"
"tamam anne müsadenizle ben kalkayım" anneme kaş göz yapıp yanıma çağırdım oda geldi. Benim arkam dönüktü konuşmaya başladım
" kim o"
" kocana öyle denir mi? Gelinim"
"aah sizmi geldiniz" tamamıyla rezillik mutfağa gittik ben kahveleri yapmaya başladım annemlerde konuşuyorlardı.
" maşallahı var kızınızın aynı siz"
" teşekkürler sizin de oğlunuz çok yakışıklı aynı sizin gibi temiz kalpli"
O salağı temiz kalpli diyorsak dünyadaki herkes temiz kalpli. Nefret ediyorum ondan tam bir gıcık tipi var.
Ben kahveleri yaparken jungkook geldi.
"nasıl gidiyo hayatım işler"
"iyi"
Bide hayatım diyo bırak bu iyi kalpli koca işlerini jungkoook sinir şey
"sen içeri gitsene bizde gelicez şimdi hadi git"
" tamam bekliyo olacağım"
Kahveyede son hamlelerimi yapıp tepsiye koydum tabikide jungkooku damat kahvesi olacaktı dolaptaki baharatların hepsini kattım inşallah ölmez gerçi kötüye birşey olmaz. İçeri geçtik kahveleri teker teker dağıttım. Herkes kahvelerini içmeye başladı jungkook ta içer içmez öksürmeye başladı oh canımada deysin yazık cocuğa ya hepsini öksüre öksüre bitirdi. İsteme falan oldu öyle işte oturuyorduk. Jungkook konuşmaya başladı.
" efendim lavabo nerde acaba?"
" yu jin seni götürür oğlum"
" şuna oğlum diyip diyip durma yürü gidiyoruz"
Peşime takıldı lavaboya kadar götürdüm kapıaya açıp içeriye girecekti ama benide alıp içeriye girdi beni duvarla arasına aldı.
" bana bak o kahveye ne kattın senin yüzünden ölecektim"
"merak etme kötüye bişey olmaz"
" bana bak kızım sinir etme beni"
"sinir olursan nolur vururmusun"
" hayır öperim hemde dudağından"
"tehditin çok korkutucu lütfen beni öpme nolur"
" nasıl bişeysin sen" diyip duvara yumruk attı biraz bakıştık elindeki yara dikkatimi çekti elini elime aldım vurduğu için kanamazdı.
" noldu eline"
"bişey yok"
"söylesene"
" yolda gelirken taşa takılıp düştüm"
Ben mal mal gülmeye başladım ettiğim beddua nasıl tuttu keşke başka bişey dileseymişim. Tabi o bana anlamaz bakışlarla bakıyordu.
" bişey yok"
Dedim.
" ben çıkayım sen işini hallet" dedikten sonra çıktım olay çok garibime gitmişti yazık ya. Biraz sonra içeri geldi bay jeon ailesi bir yarım saat felan oturup gitti. Artık uyma zamanı yatama gidip uyudum.