four.

4K 48 5
                                    

Beni yatağına ittiğinde ellerimle tişörtünün yakasını kavrayıp kendime çektim. Vücudunu benimkine dayadı ve altımdaki baskıyı hissettiğim anda dudaklarımdan bir inleme koptu.

"Gözlerini aç, ve bana bak." diye fısıldadı baştan çıkarıcı bir şekilde. O bunu söylediğinde gözlerimi kapattığımı bile bilmiyordum. Yine de onun söylediği şeyi yaptım. Gözlerimi açtım ve karşımdaki güzel insana baktım. Uzun saçları birbirine karışmıştı. Dudakları şişmiş ve olduğundan daha pembe olmuştu. Gözleri kısık, dudakları aralık bir biçimde bana bakıyordu. Bunu yapmamalıydı, aksi takdirde tüm günümü üzerine oturarak geçirebilirdim.

"Beni istiyor musun?" diye sordu gözlerimin içine bakarak. Hissettirdiği şeyler sadece gözlerime işlemiyor, aynı zamanda ruhuma da ulaşıyordu. Bu soruyu sorması öyle bir aptallıktı ki... Onu, kimseyi istemediğim kadar çok istiyordum. Bunu bilmeliydi. Hislerim vücuduma ağır geliyordu ve onları hafifletmeye ihtiyacım vardı.

"Seni istiyorum. Hem de kimseyi istemediğim kadar. Bırakmamak için her şeyimi feda edecek kadar."

Elimi onun güzel yanaklarına yerleştirdim.

"Seni istiyorum, Harry."

Yüzünde tatminlikle bir gülümseme belirdi. Kollarını yataktaki bedenimin iki yanına yasladı ve bacaklarımın arasındaki yerini aldı. Bacaklarım onun büyük bedeniyle daha çok aralanmıştı.

İçimdeki varlığını hissedince dudaklarımdan bir çığlık havaya karıştı. Onunla onlarca kez beraber olmama rağmen verdiği acı ve zevk dinmiyordu. O benim için çok fazlaydı.

"Ah... Harry... Lüt-fen."

Gittikçe daha gürültülü olduğumuzda fark ediyorduk, fakat ikimiz de bunu umursamayacak kadar fazla kendimizden geçmiştik.

Kapı kolunun sesi gelince aniden korkuyla o tarafa döndüm. Dehşet içindeki annemi görünce Harry benden ayrıldı.

...

Korkuyla rüyamdan uyandım. Kalbim hızlıca atıyordu ve ter içinde kalmıştım. Bu da neyi böyle? Harry'nin rüyalarıma girmesi yetmiyormuş gibi, bir de müstehcenlik buna eklenmişti. Rüyamda Harry'le bulunduğum konum bile yanaklarımın kızarmasına yetmişti. Bu çok fazlaydı. Aklıma girmemesi gereken şeyler rüyalarıma girmişti. Ve şimdi zihnimden çıkmak bilmeyecekti. Rüya tek kelimeyle gerçek gibiydi. Onu hissetmiştim. Her hareketini ve bana karşı aktardığı adrenalini. Heyecanı, arzuyu ve tutkuyu.

Geçen hafta olanları unutamıyordum.
Onunla öpüşmüştük. Hissettirdiği şeyler çok tuhaftı. Dudaklarını ve hareketli ellerini unutamıyordum. Kendimi farkında olmadan daha fazlasını isterken buluyordum. Daha önce hiç böyle hormonlu bir ergen gibi davranmamıştım. Fakat Harry, bana çok şey veriyordu. Onu gerçekten arzuluyordum. Ve bir anda kendimi düşünürken buluyordum. O da böyle hissediyor muydu? Benim gibi kalbi yerinden çıkacakmış gibi hissediyor muydu?

Elbette hayır.

Ve bir de onun olması gerektiği konumu vardı. Üvey ağabeyim olabilirdi. Bu kalbimi acıtıyordu. Bunun zıttı olarak, ona yakın olmak istemem garipti. Annemi nasıl olur da bu kadar umursamaz olurdum? Öğrendiğinde çok üzülürdü. Bu, beni çok bencil hissettirmişti. Ona ihanet etmiş gibi hissetmek elimde değildi. Anneme yaptığım şey buydu. Onun tek istediği bizim adeta örnek kardeşler olmamızdı. Bu yaşadıklarımızın kesinlikle örnek kardeşler kategorisine gireceğini sanmıyordum. Fakat bu zamandan sonra bu mümkün müydü? Fiziksel temaslarda bulunmuştuk. Bu her şeyi değiştirir miydi?

Bilmiyordum.

Ama şunu biliyordum ki, bundan sonra Harry'den uzak durmaya çalışacaktım. Şu ihanet ve bencillik duygularından bir an önce kurtulmam gerekiyordu. Bunun ne kadar zor olacağı hakkında kendime işkence etmek istemiyordum.

brother. // harry styles. +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin