•Taehyung
Bilmem kaçıncı peçeteme sümkürürken 100. kez söyledim. "Valla ben atmadım o mesajı yemin ederim." Namjoon hyung yavaşça yanıma oturup "Ya Taehyung. Biz sana inanıyoruz işte ağlama daha fazla." diye teselli etti beni. Ona bakıp "Ama Yoongi hyung gitti. O bana inanmadı. Ya gözleri de dolmuştu. Ağlamasın ki o ya!" dedim ve ağlamam şiddetlendi. Olay aklıma geldikçe ağlamam daha da çoğalıyordu.
Yoongi hyungun peşinden koşarken yere düşüp bayılmışım. Yüzümün yarısı yere sürttüğü için de hep derim tahriş olup kanamış. Bayıldığımı gören Jin hyunglar hemen beni içeri taşıyıp yaralarımı temizlemişler. Yugyeom da ortadan kaybolmuş. Banane ondan! Yalancı herifin teki!
Namjoon hyung eliyle sırtımı sıvazlayıp "O sinirlerine hakim olamaz Tae. Biraz yatışsın akşam bize gelin konuş onunla. Eminim sakin kafayla sana koşulsuz şartsız inanacaktır." dedi. Burnumu çekip "Valla mı?" diye sordum saf saf. Gülüp"Valla." diyerek yanıtladı beni.
Hoseok bir anda öne çıkıp "Durun durun benim olayım arada kaynadı. Sen Jeon Jungkook! Jimin odaya girer girmez beni tekmeleyip yataktan attın ve Jimin'e sarıldın. Hep ben mi yatıcam koltukta ya!" diye yakındı. Herkes gülerken ben somurtmaya devam ettim. Ya beni affetmezse?
Namjoon hyung ayağa kalkarken "Jungkook gayet haklı Hoseok. Şahsen ben olsam, aynı şeyi yapardım." dedi ve herkes tekrar güldü. Ben dışında herkes.
Jin hyung ellerini beline koyup "Tabiikide aynı şeyi yapacaksın. Hele bir yapma kâbusunda seni iki yatak arasına sıkıştırmıyo muyum!" dedi. Namjoon hyung çapkın bir şekilde sırıtıp kolunu Jin hyungun omzuna attı. Yüzünü Jin hyungun yüzüne iyice yaklaştırırken "İçinde senin olduğun bir rüya nasıl kâbus olabilir bebeğim?" dedi. Jungkook, Jimin ve Hoseok hyungdan ooooo'lama sesleri gelirken yüzümü buruşturup "İğrençsiniz." dedim ve yukarı odama doğru çıktım.
Kendimi yatağıma atıp derin bir of çektim. Yastığın altına soktuğum elime bir şey deyince onu çekip ne olduğuna baktım. Defterim... Yugyeom'a olan sevgimi satır satır yazdığım defter...
Gözlerim tekrar dolarken defterin yazılı olan tüm sayfalarını yırttım. Boş bir sayfaya gelince elime kalem alıp yazmaya başladım.
20.05.2018
Kabul ediyorum... Onu seviyorum! Ne olursa olsun onun gönlünü alacağım. Bekle beni Yoongi. Daha güzel günlerimiz olucak.
Defteri kapatıp özenle eski yerine koydum ve uzun zamandır aklımda olan şeyi yapmaya koyuldum.
Çekmecemden Yoongi hyungumun fotoğraflarını çıkarıp özenle arkalarına bant yapıştırdım ve dikkatlice sırayla duvarıma yapıştırdım. Yaklaşık 15 dakika sonra işim bitince birkaç adım geri çekilip eserimi süzdüm. "Çok güzel oldu." diye kıkırdayıp bitmiş bandı çöp kutusuna attım.
Saate baktığımda daha 4.39'du. Yoongi hyungun yanına gidene kadar oyalanmak adına kendimi yatağa attım ve bir elimi kafama yaslayarak astığım fotoğrafları izlemeye koyuldum. Aaah sonsuza kadar bunları izleyebilirim...
4 saat sonra...
Yoongi hyungun yüz hatlarını izlemeye devam ederken aşağıdan Hoseok hyungun "Tae! Gidiyoruz hadi gel!" diye bağırışı yükseldi. Yerimde doğrulurken "Geliyorum." diye yanıtladım onu.
Aynanın karşısına geçip elime geçen ilk gömlek ve pantolonu giyindim. Yoongi hyunga gitmek için kaybedecek tek bir saniyem yok benim.
Aşağıya merdivenleri üçer üçer inerek Namjoon hyungların yanına geldim. "Hadi çıkalım." dediğimde hep birlikte çıktık. Tek tek arabaya bindiğimizde arabayı Namjoon hyung kullanmaya başladı. Ayh bir dakika ben Yoongi hyungun evini ilk kez görücem. Ayh yatağı ya. Ayhh bana bir şeyler oluyo.
Kısa bir süre sonra küçük siyah bir evin önünde durduk. Ay Yoongi bebeğim burda mı yaşıyormuş. Çok sevimli! Siyah da ona yakışır bir renk başka bir renk beklenemezdi zaten.
Ben arabadan inip o eve yürürken bir anda ensemden çekildim. Jungkook beni başka yöne çekiştirirken "Orası değil burası." diyip beyaz bir evin önüne itti beni. Ah az önceki dediklerimi unutun. Rezil oldum şu an keser misiniz sesinizi?
Hep birlikte o eve doğru ilerlerken bir anda "Durun!" dedim. Jin hyung "Noldu?" diye sorunca "Ya beni istemezse. Ya dinlemezse?" diye sordum. Hoseok hyung gözlerini devirip "Gerekirse sandalyeye bağlayıp dinletiriz sen merak etme hadi gir şu eve." dediğinde derin nefes alıp Namjoon hyungun anahtarla açtığı kapıdan girdim.
Biz salona girince üst kattan Yoongi hyung "Sonunda o sikik evden geldiniz! O sikik çocuğun yalanlarını dinlemek sıkıcı olmalı. Nasıl dayandınız bu kadar?" diye bağırdı. Gözlerim dolarken Namjoon hyung kaşlarını çatıp beni kolumdan tuttuğu gibi çekiştirdi ve yukarı çıkardı. Karşıda bir odanın kapısını açıp beni içeri ittirdi ve kapıyı aradımdan çarpıp kilitledi.
Bu oda... Çok karanlıktı. Ben bir şey göremezken Yoongi hyungun "Hyung? Noluyo?" dediğini duydum. Derin nefes alıp sakinleştikten sonra güçlükle "Benim hyung..." dedim. Anında "Defol lan burdan! Senin gibi bir piçin evimde ne işi var çık odamdan!" diye bağırdı.
Titrek bir nefes aldım. Kendine gel Taehyung. Eğer şimdi dinlemezse hiç dinlemez.
Elimi arkamdaki duvara götürüp ışığı açtım. Yoongi hyung bana arkası dönük bir şekilde önümde duruyordu.
Zaman kaybetmeden konuşmaya başladım. "Hyung bak birini başka bir isimle kaydedip onu başka biri gibi göstermek çok kolay. Yugyeom'a iki hafta önce sevgimi açtığımda beni aşağılayıp yüzüme türkürdü, ibne dedi bana. Kalbim... O kadar çok acıdı ki. Bir daha asla o şerefsizle olmam ben. Hyung ben onun üzüntüsünü yaşarken bana ev oldun. Göz yaşlarım yere düşmeden senin omzunu ıslattı. Lütfen bana inan artık ben yazmadım onu. İlk önce beni reddedip şimdi neden böyle bir şey yapıyo bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki sensiz ben evsiz kalırım, sığınacak bir eve ihtiyacım var benim hyung. Nolur böyle yapma." dedim.
Yavaş bir şekilde bana döndü. Gözlerini yavaşça yüzüme çıkarınca dudağını ısırıp "Noldu yüzüne? Ne hale gelmiş. Bak bunu o herif yapmadı dimi bak eğer o yaptıysa götünde Jimin'in donlarıyla halay çektiririm ona!" dedi. Hafifçe tebessüm ederek "Hayır hyung. Senin peşinden koşarken yere düşüp bayıldım. Yüzüm de yere sürtmüş işte." diye kısaca açıklayınca "O zaman benim yüzümden olmuş. Dur Jimin'in donunu giymeye gidiyorum sonra da halay çekicem." diyerek odadan çıkacakken kolundan tutup ona sarıldım.
"Hyung... Affettin mi beni?" dedim. O da kollarını benim gibi belime dolayarak "Affedeceğim bir şey yokki Tae. Sen beni affet neler dedim sana. Bu yüzden dilimi satıtla kesip saate yelkovan yapabilirim." diye mırıldandı. Onu daha sıkı kavrarken kulağına fısıldadım.
"Sen benim yanımda ol yeter."
Bakın hele bölüme bakın ishkshs Allahım Billboard var ve ben heyecandan ölücem şu an. Çok uykum var amma velekin izlemem gereken bir şey var. Yani no uyku naaat! Jsnsjsjd neysöm eyü geceler rüyanızda yeni bölüm spoi görün ksjsks
"TaeGi'yle kalın..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
instagram // taegi✔
Fanfiction~Tamamlandı O gece deniz sustu. Yıldız sustu. Ay sustu. Ağaç sustu. Rüzgar bile sustu. O gece zifiri karanlıkta duyulan tek şey küçük olanın büyük olana mırıldandığı, hoş ve masum aşk şarkısıydı... 080518 250618