-5-

26 5 0
                                    

İyi Okumalar ❤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İyi Okumalar ❤



Arthur gözlerini açtığında birkaç dakika öylece yukarıya baktı ve kafasını iki yana sallayarak kendine gelmeye çalıştı. Dizlerinde büyük bir acı hissederken, dizilerinden altını hissetmiyordu. Kafasını bacaklarına çevirdi. Büyük metal parçası tam diz kapaklarına  düşmüştü. Acıyla  inleyerek yerinde doğruldu ve ellerini metal parçasına koydu.Derin nefes aldıktan sonra tam metal parçasını kaldırmaya çalışacaktı ki bu cesareti kendinde bulamadığı için bıraktı.

Etrafına bakındı ve tanıdık bir yüz aradı.Hemen arkasında ayak sesleri duyduğunda arkasını döndü.

Annie yüzündeki birkaç yara ile Arthur'a ilerliyordu. "İyi misin Büyük Şapkalı Çocuk?" Yere eğildi ve Arthur'un yere düşen şapkasını Arthur'un kafasına taktı.

Arthur tanıdık bir yüz görmenin verdiği rahatlıkla detin bir nefes verdi. "Şu üstümdeki şeyi kaldırmalıyım. Yardım edecek birisini bulmalıyız."

Annie Arthur'a vardığında durdu."Ben sana yardım ederim."

"Emin misin? Bu şey çok ağır kald-"

Arthur cümlesini bitiremeden Annie büyük ağır metali tutup kaldırdı ve başka bir tarafa koydu. Böylece Arthur'un bacakları serbest kaldı.

Arthur şaşkınlıkla ona baktı."Vay canına çok güçlüymüşsün. Sırrın nedir? Protein tozu veya yumurta falan mı?"

Annie ona garipçe baktı."Onların ne olduğunu bilmiyorum."

İlerledi ve Arthur'u yerden kaldırdı. Arthur bir kolunu Annie'nin omzuna koydu. Annie de kolunu Arthur'un beline sardı. Böylece yürümeye başladılar.

Annie'nin yüzündeki yaralar kapanıp teni pürüzsüzleşirken Arthur şaşkınlıkla ona baktı ama bir şey söylemedi.

Annie Arthur ile yavaş yavaş yürümeye çalışırken ileriden siyah, kanatlı bir siluet gördü.

İlk önce bunun ne olduğuna anlam veremedi. Daha sonra siluet yaklaşında kadınsı vücüt hatlarını gördü.Kanatları kapandı ve omzunda toplandı. Yaklaşınca, gözlerini ve burnunu kapatan siyah maske kalktı ve Vanessa'nın kahverengi gözleri göründü.

"Herkes iyi mi?"

Annie ağzı bir karış Nessaya bakarken Arthur ona diğerlerini bulamadıkları söyledi.

Annie kendi ülkesi Goldwerd de daha önce hiç böyle bir şey görmemişti. Aslında o dünya da olan çoğu şeyi orada görmemişti. Mesela telefonu bile yeni öğreniyordu.

Ama Arthur sirkte çalışırken o kadar fazla teknolojik şey görmüştü ki bunlara alışıktı.

İlk önce dağılıp diğerlerini aramayı düşündüler ama bu enkaz yerinde kaybolmayı da göze alamadılar. Her yeri karış karış aradılar. Tam ümitlerini kesmişlerdi ki ileriden gelen Peter ve Karen'i gördüler.

Nessa derin bir nefes aldı. "Çok fazla ölüm olacak zaten. Onların ölmesine gerek yok." diye geçirdi içinden.

Uçak enkazından çıkıp temiz havayı içlerine çektiler.

Peter etrafına bakınırken bir yandan da kolunu tutuyordu. Maddie hemen yanında belirdi

"İyileşeceksin merak etme."

Peter kumral kıza gülümsedi. Onun sadece bir halüsilayson oluşu canını yakıyordu. Belki ölümünü görmese onun öldüğüne bile inanmazdı.

Karen ilerideki yıkık gece kulübünü gösterdi. Üzerinde ki ışıklı isim tabelasının sağ yanı çökmüştü ama hala mor ve pembe renkle yanmaya devam ediyordu.

"Belki burada biraz yiyecek ve içecek bulabiliriz."

Hepsi içeri girdiler. Karen direk içkilerin olduğu tezgaha yöneldi ve su aradı. Annie Arthur'u deri, siyah koltuğa yavaşça bıraktı. Hemen yanına Peter oturdu. Vanessa zırhının boyun kısmına dokundu ve zırhı boynuna doğru çekildi.

Karen su bulunca bardağa su koydu ve içti. Yanındaki sarışın kıza  seslendi.

"Hey, ilk yardım çantası bulabilir misin?"

Annie ona garipçe baktı."O da ne?"

Vanessa Peter'ın koluna bakarken onlara doğru döndü.

" Sarışın nerelisin sen? Dünyadan mısın?"

"Ben Goldwerd'ın Prensesi Elis kızı Annie"

Odada ki herkes ona  dönüp bakarken Annie ekledi.

"Yani eskiden öyleydim. Artık prenses değilim."

Karen eğildi ve ilk yardım çantası bulamak için dolapları karıştırmaya başladı. Vanessa yukarıdaki dolapların birinde iki tane ilk yardım çantası bulunca sandalyeden aşağı indi ve Karen'e bulduğunu söyledi.

Arthur ter içinde konuştu." Bacağımı düzeltebilecek misiniz?"

Nessa birkaç ilaç çıkarırken konuştu. "Emin ol, eskisinden daha iyi olacak."

Arthur bağırdı."Sana güvenmiyorum! Kızıl olan yapsın!"

Peter ona döndü."Ölmek üzereyken düşündüğün tek şey bumu cidden?"

Nessa elini kalbine götürdü."Kırıldım ama!"

Karen Nessa'nın yanına oturdu."Pekala, ilk önce Arthur'un yarasına bakacağım daha sonra Peter'a. Arthur'un yarası daha acil gibi gözüküyor."

Annie Karen'in karnına baktı. "Sende yaralanmışsın."

"Merak etme birazdan iyileşir."

Karen Arthur'un diz kapaklarına baktıktan sonra sinirlerinin zarar gördüğünü bu yüzden bacaklarını hissetmediğini söyledi. Ama bunun çok uzun sürmeyeceğini de ekledi.

Peter'ın kol kemiği ise çatlamıştı. Bu yüzden bulduğu bandajlar ile kolunu sardı.

Nessa gidip yiyecek bir şeyler aradığında birkaç sandiviç buldu ve onlara götürdü.

O anda Nessa'nın bileğinden Kate'nin sesi duyuldu. "İndiniz mi?"

Nessa sinirle göz devirdi."Tanrı aşkına ne büyük istihbarat ama! Uçağınız yere çakıldı!"

Kate'nin düz sesi tekrar yankılandı."İlk göreviniz ' Bul ve Yok Et '. Bilekliklerize gelecek bilgilendirme ses mesajı sizin için yeterli olacaktır."

Nessa sinirle bilekliği ağzına yaklaştırdı. "Uçağınız düştü diyorum!

Karen göz devirdi."Hazırlanın.Bir kaç saat sonra çıkarız."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 03, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UCUBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin