10 dakikadır bu bankta oturuyorduk yan yana. İkimizden de bir hareket yoktu. Benim iki gözüm fal taşı gibi açıktı. A pardon, sağ gözüm seğiriyordu. Konuşamıyordum. İlk öpücüğüm nasıl bu mankafadan geldi? He? He? Konu dondurmadan nasıl öpücüğe geldi abi? Nalet. Nalet olasıca. Bi de konuşsa namussuz,yüzsüz. Bunu anca Katy ve World'e anlatabilirim yüz yüze. Diğerlerinin yüzünü görmüyorum. Unuttum neredeyse.
"Pardon" nihayet konuştu mankafa. "Zamanı geri alabilirsen özrünü kabu ederim." dedim hala gözlerim ve duruşum aynıyken. "O mümkün değil." dedi. "2 haftayı unut. 4 hafta tüm dondurmalar benden." diye ekledi. "Rüşvet mi veriyorsun?" dedim aynı pozisyonda. "Pufff... Peki. 2 sene tüm yediğin abur cubur ve benzerleri benden." dedi ve elini uzattı. Aynı pozisyonda elimi uzatıp elini tuttum ve "anlaştık" deyip elini aşağı yukarı salladım. Sonra kalkıp eve yürüdüm. Green Group'a girip Justin'i geri koydum gruba. Sonra da yazmaya başladım.
Ben: Cocuklar bulusmamiz lazim acil!!!!
Justin:Bizim Chris'le randevumuz var k. b.
Chris: Aynen little selena.
Ben:Ama cok acil!!!! Yardim gerek?!?!??!?!?!
Ren:Benim de Jake ile randevum var. Kusura bakma.
Ben: Hay sicmik. Acil ama!!!!!
Jer:Benimde bugun randevum var.
Ben: Ama yeter ya! Okul varken bile ancak gorusuyorduk. en son ne zaman bir araya geldik?! Karne gunu. o gun bile zar zor oldu. benim yaz tatiline basladigimizdan beri hepinize ihtiyacim var. ama siz su aptal randevularinizi ertelemek yerine beni yuzustu birakiyorsunuz. ben sadece World ve Katy'le konusuyorum be! sizin yuzunuzu unuttum lan!? Bari ihtiyacim oldugunu anlayin?!?!?!
Katy: Aynen ya. yuzunuzu goren cennetlik oldu.
World: Biz yalniziz diye bize dis atiyonuz dimi lan picler. hepiniz picsiniz amk. bu dunyadaki herkes pic amk gotleri.
Ren:Marie sana mi soracagiz?
Chris:Marie, istersen gelebilirim simdi? ama aksam olmaz.
Ben: Istemiyorum. Gece yarisindan sonraya kadar kalmayacaksan gelme.
dedim ve telefonumu çantama attım. Eve yürümeye başladım.
Eve girdiğimde "ANNEEĞĞĞ BENN GEEELLLLDİİİİİİİMMMMM" diye anırdım. Annem yanıma geldi ve "Hah, iyi. Bu akşam kuzenin Miranda gelecek. Git de topla odanı." dedi. Hay sıçmık. Odam o kadar dağınıktı ki toplayamazdım. Neyse.
Odama gittim ve Yerde yatakta falan olan tüm kıyafetleri dolabıma tıktım. Kağıt ve benzeri şeyleri de çekmeceme... Sonra elektrikli süpürgeyi alıp odamı da süpürdüm. Oh, mis.
...
Akşam olduğumda benden iki yaş büyük olmasına rağmen kafa dengim olan kuzenim, Miranda geldi. Hemen ona sarıldım. "Ooo.. Kuzen! Ne kadar da büyümüşsün!" dedi bana. "İki haftada ne kadar büyüdüysem... He he" dedim ve odama koştuk.
Odama geldiğimizde kendini yatağıma attı. neyse ki iki kişilikti de bende kendimi atabildim. "Gözlerinden okuyabiliyorum kuzen. Bugün birşeyler olmuş. Anlat hemen." dedi. "Sana bir çocuktan bahsetmiştim... Dylan?" dedim ona hatırlıyormusun manasında. "Eee?" dedi merakla. "Bugün bana ilk öpücüğümü verdi." dedim. Ağzı açıldı. "Gözlerimden okuduğun bu işte... İlk öpücük gerçeği" dedim ve bugün yaşadıklarımın hepsini anlatmaya başladım...
----------------'-----------
Bu bolum cok kisa oldu ama demistim telefondan giriyorum diye... neyse. kuzenim Miranda: @selenatorberrak6 dir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Half Of Love
Teen FictionBenim kendi hayatımdan alıp kurguladığım (değiştirdim tabii sii) bir hikaye. İçine komiklik ve aşk katacağım. Umarım eğleniriz Definers!