AYRILIK

21 4 0
                                    

Kız nazikçe "hoşçakal" dedi.
Karşısındaki çocuğun sanki kalbine bir bıçak saplanmış gibi üzüldü ve kızın o narin ve pamuksu ellerini tutarak "gitme" diyebilir. Ama kız gitmek zorundaydı kahve rengine çalan gözleriyle,  mavi bir okyanusu andıran çocukgun güzel gözlerine baktı ve buruk bir sesle "gitmem lazım",  "hoşçakal" diyerek yeniledi. Usulca ortamı terk etti. Çocuk kızın gidişinin ardından öylece kalakaldı. Takı kız gözden kaybolana kadar. Sonra yavaşça yere çömeldi ve dizlerinin üstüne oturarak ağlamaya başladı. O güzel mavi gözlerinden minik minik damlalar düşüyordu. Ve o sırada gök gürledi ve ardından sağanak bir yağmur. Bardaktan boşalırcasına sicim gibi yağıyordu. Çocuk içinden "keşke sevmeseydim , nereden sevdim ki ama ben nereden bilebilirdim ki benim en ihtiyaç duyduğum günde sevdiklerinin terk edeceğini" diye söylendi. Her tarafı sırılsıklam olmuştu. Ama şuan keşke bir yağmur damlası olupta sevdiğinin  yüreğine yağıp geri dönmesini sağlamak isterdi ama nafile sevdiği onu göz göre göre terk etmiş ve başkasına yar olmuştu. Ne yapabilirdi ki mutluluklar dilemekten başka. Tam o sırada üzerine çöken gölge ile kafasını hafifçe kaldırdı. Karşısındaki siyah giyinimli, saçlarının ucu az mavi, kapşonlu ve kot jean'ı ile müthiş bir uyumu olan bir kız gördü.kız yere çömelip ağlayan ve kalbi burkulmuş olan çocuğa elini uzattı. Çocuk o kızın elini tuttuğunda giden sevgilisinin elini hatırladı bir pamuk kadar yumuşacık ve narin dokunulmaya kıyılamazdı. Hafifçe ayağa kalktı. Kızın o gözleri yeşilimsi tam bir ormanı ve doğayı anlatıyordu. Kız hafifçe ...

mutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin