Bölüm ► 2 ◄

168 3 0
                                    

Kendimi dinlememe fırsat verdim.Evet,saçmalıyordum.Daha ilk görüşte çok fazla derin hayallere daldım.Bir kenara oturup dinlenmeye karar verdim.Çok yoğun bir gündü.Biraz dinlendikten sonra Efsa içeriye girdi.Efsa'yı çok severim.Ama âsiliği yüzünden başıma çok iş geldi.Ama bana karşı güler yüzlüdür."Nasılsın şeker kız?" dedi.Ve bende "Aynı,sıradan geçiyor"dedim."Ne oldu? Keyifsiz görünüyorsun." dediğinde iyi olduğumu sadece biraz yorgun olduğumu söyleyince anlayış ile karşıladı canım arkadaşım.O saatlerde cafe yoğun olmuyordu.Bizde Erdinç Bey'den izin aldık.Kendimize kahve yapıp bir kenara çekildik.Efsa her zamanki gibiydi.Ben  hâlâ keyifsizdim.Ama şunu belirtiyim,bunun nedeni o genç çocuktan kaynaklanmıyor.Efsa ile derin bir sohbete dalmış olmalıyım ki Erdinç Bey gelip mesai saatinin bitmiş olduğunu söyledi.Efsanın "Gel birlikte biraz gezinelim"demesi üzerine ne kadar yorgun olduğumu belirtsem bile ısrar ile beni alıp deniz karşısında küçük çay bahçesi tarzında bir yere götürdü.Ne yalan söyleyeyim,denizin sesi çok iyi geldi.Efsa'ya dönerek"Çok teşekkür ederim arkadaşım.Sen de olmasan ne yapardım bilmiyorum" dedim.Efsa da"Ne demek,

görevimiz.Çok nazlı kızımız var vallahi.Ehh zor oluyor uğraşmak..."demesiyle ikimizde bir kahkaha patlattık.Bir an herkes bize baktı ama aldırmayıp gülmeye devam ettik.

Hava yavaş yavaş kararmaya başladığında ben "Efsa,hadi artık kalkalım." dedim.Efsa hemen çıkıştı"Hayır efendim ! Daha yeni geldik."Ben de "Efsa'cım,tam 3 saattir burdayız.Gerçekten dinlenmeye ihtiyacım var lütfen beni anla."dediğimde zor da olsa ikna oldu ve kalktık.

Efsa çok anlayışlı olur yeri gelince.Benim yorgunluğumu düşünerek eve kadar benimle geldi.Evin kapısına vardığımızda"Çok teşekkür ederim arkadaşım her şey için."dedim.O da "Ne demek yorgun savaşçım"dedi.Çok âlem bu kız...

Ertesi gün kendime gelmiştim.Hazırlanıp cafe'ye gittim.Cafeye hızlıca bir giriş yaptım ve ne göreyim!O genç çocuk yine gelmişti.Artık kendimden emin davranışlar sergileyecektim.O günden sonra hiçbir heyecan göstermemiştim.Her zamanki tavrımla önlüğümü giyip gencin yanına gittim."Buyrun beyfendi,ne alırdınız?" dedim ve gâyet sakindim.Gözlerimin içine bakıp "Dün için özür dilerim.Acil bir işim çıkmıştı.Yeni bir kahve alabilir miyim?"dedi.Neden haber vermediniz gibi sorular ile hesap soramazdım tanımadığım bir insana.Mutfakta kahveyi beklemeye başladım.Kahve hazır olunca gidip kahvesini verdim."Teşekkürler küçük hanım"dedi.Demek beni küçük olarak düşünüyordu.Ben bunu düşünürken hâla onun yanında olduğumu farkettim.Tam yol alacakken "Sanırım burada çalışıyorsunuz" dedi.Sohbet mi kurmaya çalışıyordu? "Evet beyfendi."dedim.Bana iyice bakarak "Beyfendi demene gerek yok.Aramızda çok bir yaş farkı olduğunu sanmıyorum."dedi.Az önce bana küçük hanım diyen sen değilmiydin BEYFENDİ diyesim geldi ama tabiki demedim.Bu kadar sohbet yeterliydi."Benim gitmem gerek size afiyet olsun." deyip oradan uzaklaştım.Herkese yüz vermeyeceksin,o sadece çalıştığın cafenin bir müşterisi.En azından şimdilik...

BİR TEK SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin