Numara

34 4 14
                                    

Olayları pek hatırlayamıyorum. Bu yüzden zaman çabuk geçe bilir. Mesela 5 ay sonra,8 ay sonra falan filan.

                  ~~~~~~~~~~~~~

Artık partide sıkılmaya başlamıştım. Gitme kararı aldım ve öğretmene söyledim. Çantamı alıp çıktım. Merdivenleri inerken biri bileğimi tutup beni kendine çevirdi. Lan bu Joo Allahım sana geliyorum. Kalbim lütfen dur. Böyle atma. Yada durma lan yoksa ölerim. Ben ne saçmalıyorum? Bende akıl mı koydu? Kendime gelip bileğimi ondan çektim. Konuşmaya başladım.

- Ne var?!

Gülümsedi. Lan ne gülümsüyorsun. Ben acı çekiyorum be. Kalbim her gün acıdan, göz yaşlarımdan boğuluyor. Gözlerinin içine bakamıyordum. Başımı aşağı eğdim. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Sonunda konuştu.

- Sana söylemem gereken bir şey var.

- Dinliyorum.

- Ben gerçekten üz-

Arkadan arkadaşı çağırıdı. Has s*kt*r izin ver ne söyleyecek. Allahım beni neyle sınıyorsun. Hemen yanımdan uzaklaştı. Ne yani gitti mi? Beni burada bırakıp. Sen hiç insan olmayacaksın Nam Joo Hyuk. Ben nereden bileyim şimdi ne söyleyecekti. Belki de artık boş vermeliyim? Onu düşünmemeliyim? Kafam karışık. Emin olduğum bir şey var o da ona aşık olmam.

           ~~~~5 ay sonra~~~~~

Okulun bitmesine 3 gün kalmıştı. Aynı maceraları yaşıyordum. Maceradan kastım aynı şeyler. Jennie'nin lafları , Joo'yu görünce kalbimin küt-küt atışları ve sınıftaki erkeklerin iğrenç iftira ve lafları. Artık umursamamaya çalışıyordum. Ama bıkmıştım.

3-ci dersin zili çaldı. Dışarı çıktım. Sınıfta oturmaktan bıkmıştım. Öyle yürüyorken Joo'nun sınıf arkadaşı geldi ve elime kağıt sıkıştırıp.

- Joo Hyuk verdi.

Deyip gitti. Bu da neyin nesi? Kağıdı açtım. Numarısını yazmıştı.

" ************
                 Nam Joo Hyuk "

Göz devirdim. Salak. Tamam heyecanlandım ama numarasını zaten biliyordum. Nereden mi? Onun sınıftan arkadaşıyla aynı öğretmenin yanına özel derse gidiyorduk o vermişti. Gizli hazine gibi saklıyordum. Hemen sınıfa çıktım. Kızlara daha söylemeyecektim. Ne olur ne olmaz diye.

Ders bitti. Eve geldim ve hemen üzerimi değişip Suzy'nin yanına gittim. Ona sarılıp

- Selam Suzy. Nasılsın?

- İyiyim tatlım sen?

- Sence?

- Ah yine mi?

- Neyse boşver. Annen evde mi?

- Hayır değil. Hadi içeri geçsene.

- Tamam. Annenin olmaması iyi oldu.

- Neden noldu ki?

Suzy'e söyleyecektim. Hem Joo'ya oyun oynayacaktım.

- Suzy bugün Joo'nun sınıf arkadaşı bana onun numarasını verdi. Zaten biliyordum ama neyse.

O an yüzünde sinsi gülüş oldu. Sanırım düşündüğümü düşünüyordu. Kimin arkadaşı.

- Suzy , benim düşündüğümü mü düşünüyorsun?

- Evet tamda onu. Ama benim telefonumdan yapalım. Seninki biraz riskli olur. Anneni biliyorsun.

- Tamam. Doğru söylüyorsun.

Hadi o zaman yazalım.
Heyecanlıydım ya. Ah kalbim yerinden çıkacak. Nefesim kesilecek. Sonunda Suzy yazdı.

                                        
     
                                              ~Selam~
         

       

First LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin