3. Bölüm

412 25 6
                                    

Nefes zorlu 🌿
Kendimi tam olarak depresyona adamıştım. Elimde koca kutu dolusu çikolata vardı. Komik bir film izleyip ağlıyordum. İnsan komik bir izlerken gülmekten gözyaşı döker ama ben ise duygusallıktan ağlıyordum. Filmde kadın ve erkek evleniyor diye ağlıyordum. Çok saçma bir konu için ağlıyordum ama ağlamamı durduramıyordum. Ağlama sesimi hızla vurulan kapı engelledi. Ağlamamı durdurup kapıyı açtım. Kapıyı açtığımda karşımda Mercan vardı. Kapıyı nasıl açtıysam öyle kapattım. Saçlarım dağınık bir topuz yapmıştım,üstümde ayıcıklı pijama,elimde tuvalet kağıdı vardı. Hemen odaya gidip üstümü değiştirip saçımı düzeltip kapıyı açmıştım. Mercanda olsa güzel gözükmem lazımdı. "A sen mi geldin" diyerek kapıyı açmıştım. Mercanda "a ben mi gelmişim" diye dalga geçiyordu. Mercana laf sokmuştum ama anlamamıştı. Elindeki zarfı uzatıp " Tahirle bu mutlu günümüzde yanımızda olmanı çok isteriz." Diyerek zarfı uzatmıştı. Birşey demeden kapıyı yüzüne kapatmıştım. Elimdeki zarfı sıkıyordum. Toparlanmam lazımdı ama yapamıyordum. Tahiri , ilk gördüğüm gün aşık olduğum,elimi tutuğu gün, ilk sevgilisini anlattığı gün hayla aklımdaydı. Tahir'in mutlu olması benim için çok değerliydi. Bu nişana gitmem gerekiyordu. Nefes Zorlu yıkılmadı hayla ayakta diyebilmek istiyordum. Hayla ayaktaydım yakılmamıştım..

Ellerim titreyerek kapıyı çaldım. Kapıyı açan Mercandı. Mercanı sevmiyordum. Ama sevmek zorundaydım. Bakışlarını üstümde gezdirdi. Hep pantolon ve gömlekle gördüğü için biraz şaşkındı. Üstümde toz pembe elbise giymiştim. Pembe renkten nefret ederdim ama Berraklığın ısrarları ve tehditleri yüzünden giymiştim. Neymiş çocukluk anılarımı Tahire anlatacakmış felan filan zırvalıyordu. Bende mecburen girmek zorunda kalmıştım. İleriye geçtiğimde baya kişi salonda oturuyorlardı. Tahir beni görünce bakışları hemen toz pembesi elbiseme gitmişti. Bakışları tuhaftı bakışlarımı Tahirden alıp başka yöne vermiştim. Birkaç saat daha konuştuktan sonra yüzükler gelmişti. Mustafa abi yüzükleri takıyordu. "Nefes güzelim haydi sen gel kes kurdeleyi" demişti. Bende Mustafa abinin elindeki makası alıp kurdeleyi kesmiştim. Sevdiğin adam ellerimden gidiyordu. Kurdeleyi kestikten sonra "hep mutlu olun" diyerek oradan uzaklaşmıştım. Konağın mutfağına gitmiştim. Birkaç saniye nefes alamayıp su içmiştim. Birkaç dakika sonra yanıma orta boylu saçları ve sakalları hafif beyazlaşmış olan ve bürün gece köşeden bakışlarına maruz kaldığım adam yanıma gelmişti. "Merhaba bu güzelliği kim üzdü bakalım." Diyerek konuşmuştu. Çok rahatsız olmuştum. "Merhaba güzellik ben Vedat sen kimsin" nefes diyip kısa cevap vermiştim ve uzaklaşmıştım. Vedat denen adam hayla arkamdan geliyordu. İçeri baktığımda Tahir Mercanla birşeyler konuşuyordu. Rahatsız etmeden dışarı çıkmıştım. Konağın yanındaki evin merdivenlerine oturmuştum. Vedat denen adam yanılma oturmuştu. Tahir ile Mercanın ne kadar çok yakıştığını bahsediyordu. Elimi merdivene geçirmemek için o kadar çok uğraşıyordum ki nafile olmuyordu. Sinirle merdivenin Demir korkuluklarına elimi geçirmiştim. Annem ve babamın ölüm haberini alınca aynen böyle yapmıştım. Elimden sıvı akıyordu. Vedat denen adam yanıma gelip elimi tutmuştu. Geri çekilmiştim. Kapının sertçe kapanmasıyla bize deli öfkesiyle gelen bir Tahir vardı. Korkuyordum. Vedatın yakasından tutup "bir daha o elin Nefese değerse kırarım." D,yerel tehdit savurmuştu. Vedat birşey söylemeden gitmişti. Elimi arkamda tutmuştum. Tahir üstüme bakışlarını gezdirmişti. Biranda kaşları çatılmıştı. "Elini göster "dedi. Öyle bir dediği korkumdan elimi göstermiştim. Birkaç küfür savurup elini tam vuracakken güçlü ellerini tutmuştum. Elimi tutup Kaleli konağına sokmuştu. Birkaç yüz bize dönmüştü. Mercan bana öldürecekmiş gibi  bakıyordu. Tahir odasına çıkarmıştı. Çok sert kapısını çarpmıştı. Dolabında ilkyardım kutusunu çıkarmıştı. Elimi sıkıca tutmuştu...
Elime yavaşça sarınca bakışları yüzümde gezdirdi. Bakışlarından hiç bişey anlamıyordum. Bakışları çok sertti. Yutkunarak "yağmurlu günü hatırlıyor musun ? Nefes o gün sen mezarın başında ağlarken ben senin annene ve babana söz vermiştim. Nefese aile olacağımı ve ona nefes olacağıma dair söz vermiştim. Ama sözümü yerine getiremedim. " diyerek gözyaşlarını serbest bırakmıştı. Bende tabi serbest bırakmıştım. Elleriyle  yanaklarımı avuçlamıştı. İlk defa böyle yakındık. Birden kapının açılmasıyla Mercan odaya girmişti. Tahir ellerini yanaklarımdan çekmişti. Bende yataktan kalkıp Tahirden uzaklaşmıştım. "Tahir sen nasıl böyle birşey yapabilirsin nasıl herşey bu kaşın için mi?.. " saçma birkaç soru soruyordu. Tahir yataktan kalkıp "Mercan iş için evlendiğimizi unutma şakın ben seni isteyerek evlenmiyorum. " bağırarak kükremişti...

Aşktan Uzak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin