Şarkıdan minik alıntılar:
"You’re gonna leave when the alarm clock beeps and it will beep any moment"
"The lights are dimming in the windows of the houses and my heart is starting to freeze"
"We’ll die here in the dark they will find us hopeless and helpless and clutching our frozen hearts"
"See we have light but we won’t use it we’re scared we’ll lose it if we don’t use it"
Oda tamamen karanlık olsa da gözlerimi tavana dikmiştim. Elimi yavaşça aşık olduğum kızın kolunda gezdirirken gözlerimin iyice ağırlaşmaya başladığını fark ettim. Gözlerimi kocaman açıp sonsuz karanlığa doğru dibini görebilcekmişçesine bakmaya başladım, oda hiçbir yerden ışık almıyordu, duyabildiğim tek ses de ikimizin sessiz nefes alışverişleriydi. Gözlerim yavaşça kapanmaya başlarken, "Hayır," dedim. "Uyumak istemiyorum." Elimin hareketini durdurup elimi küçük eline yerleştirdim. "Sen buradayken değil. Uyanık kalmama yardım eder misin?" Yüzünü göremiyordum ama derin nefes alışını duymuştum. Vücudunu bana çevirip serbest olan eliyle yanağımı bulup okşadı.
"Az kaldı. İstersen uyu." Gözlerimi kapadığımda aynı karanlıkla karşılaşmak sinirimi bozuyordu, bu yüzden uykuya karşı savaşıp gözlerimi tekrar açtım.
"Uyumayacağım. Seni korumam gerek." Onu koruma içgüdüsü bedenimi ele geçirince ne kadar savunmasız olduğumuzu fark ettim. Alarm çalana kadar güvendeydik, ona da büyük ihtimalle az kalmıştı. Bunun duygusuyla rahatladım ama alarmın çalması demek onu kaybetmek demekti. Bir süreliğine. Oysaki dışarıdaki evlerin ışıkları yavaşça sönmeye başladığında her şey çok güzeldi, şimdi ise zaman azalmıştı. Zamanın azalmasından nefret ediyordum, bu durumda olmaktan da. Onu gün ışığında bütün ayrıntılarıyla görmek varken bu boğucu karanlıkta nefes alışlarını aklıma kazıyordum. Nefretim sayesinde uykum kaçmaya başladığında karamsarlık üzerime çökmeye başladı, hiçbir zaman onu gerektiği gibi sevemeyecektim. Ya da davranamayacaktım.
Düşüncelerimin içinde kayboluyordum ve ondan yardım istemek istiyordum ama kalbim donmuştu ve karanlık, suyun dibindeymişim gibi hissettiriyordu. Aslında bir ışık vardı ama onu kullanmaktan korkuyorduk, kullanmazsak da onu kaybetmekten. Büyük ihtimalle kullanmazsak içimizdeki karanlığın içinde ölecektik, bizi bulduklarında da donmuş kalplerimizi acımadan kapacaklardı. Olsun en azından yan yana gömülebilirdik.
Beni göremediğini bildiğim halde yüzümü ona çevirdim, en azından yüzünün orda olduğunu tahmin ettiğim yere. Karanlık pis bir suymuşçasına boğazımdan geçip ciğerlerimi doldurmuş gibiydi ve eğer bir kurtuluş yolu bulamazsak ikimiz de karanlığın içinde yan yana boğulacaktık, karanlıkta bile.
Gözlerimin karanlıkta yaptığı ışık oyunları bile sönmeye başlamıştı, artık hiçbir şeyi kaldıramayacak duruma gelmiştim. Ne bu çaresizliği, ne bu boğulma hissini, ne de uykusuzluğu. Bu yüzden alarmı kapatıp uyumaya karar verdim, ışığı seçmiştim. Elimdeyken onu kaybetmeyecektim, yanımda hala hafifçe nefes alan çok sevdiğim kızı da. Gün ışığında her şey daha güzel olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şarkı hikayeleri
Short StoryHer şarkı insanda farklı hisler uyandırabilir. Farklı bir bakış açısı istemez miydiniz?