Ed Sheeran-Photograph

236 8 0
                                    

Evet, Ed'in yeni albümünden bir şarkı! Dinlemenizi tavsiye ederim c:

Şarkı sözlerinden alıntılar:

"Loving can hurt sometimes."

"Wait for me to come home."

"Loving can mend your soul."

"You can keep me inside the necklace you got when you were sixteen"

""And if you hurt me that's okay baby."

 "Sevmek bazen acıtabilir." demişti itirafımı ettikten biraz sonra. Bunu biliyordum, ona zarar vermekten korktuğum için tüm o konuşmayı yapmıştım. Görünüşe göre işe yaramamıştı ama umutsuzluğunu sesinden anlayabiliyordum. Sessizce iç çektim, bunu telefonda yapmıyor olmayı dilerdim. O da bunu düşünmüş olacak ki, "Eve gelmemi beklesen?" dedi. Sesinin kısık tınısına daha fazla dayanamayıp "Tamam," dedim. "Bekleyeceğim." Telefonu kapattıktan sonra gözlerimi sıkıca kapayıp oturduğum koltuğa gömüldüm.

 Biliyordum, tabii ki onu görmeden veda edemezdim. Bu ikimize de haksızlık olurdu ve bu kadar bencil olmayı kendime yediremiyordum. Ama sonuçta adımımı atmıştım ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Verdiğim karara sadık kalma konusunda kendimi ikna etmeye çalışırken kapı sesini duydum. Islak yanaklarımı iki elimle de hızlıca silmeye çalıştım, ağlarken kararlı görünemezdim. Evde beni bulmak için attığı adımları duyabiliyordum. Sonunda doğru odaya girdiğinde bir şey demeden -olabilecek en yakın şekilde- yanıma oturdu. Sağ elini göğsüme çektiğim dizlerimin üzerindeki elime koyunca ona bakmamak için kendimle savaşıyordum. Bunu yapabilirdim. "Be-ben özür dilerim," Konuya yumuşak başlamak belki bir işe yarardı. "Telefonda yaptığım için. Ve çok ani oldu biliyorum ama ne yapacağımı bilemedim, sadece üzülmeni istemedim. Yani daha fazla." Bunu beceremeyeceğimi biliyordum, gözlerim tekrar dolmaya başlamıştı.

 Elimi hafifçe sıkıp saçma bir noktaya dalmış gözlerimin dikkatini çekmeye çalıştı. "Niye kendini benden ayrı düşünüyorsun?" dedi ve sözcükleri içimde bir şeylerin yanmasına neden oldu. Sahi, neden düşünmüştüm? Tek düşünebildiğim kendimdi ve onu planlarıma katmamıştım bile ve bunu onun söylemesiyle fark etmiştim. Evet, dünyanın en bencil insanı olduğumu düşünüp öylece oturuyordum ve yanımdaki insanı hiç hak etmiyordum. Ki o benim için her şeyi yapmıştı, sevmenin ruhumu onarabileceğini söylemişti ve o sözden sonra bunu onunla beraber başaabileceğimi anlamıştım. Düzeldiğini sandığım tüm ruhumla onu sevmiştim. Yoksa sevgim onu da düşünmeme yetmiyor muydu? Belki de onun benim için böyle bir fedakarlık yapma ihtimalinin zayıf olduğunu düşünmüştüm. Onun sevgisi hakkında şüphelerim mi vardı? Kafamı hayır anlamında sallayıp benden cevap bekleyen iyileştiricime döndüm. 

 Mavi gözlerindeki gözyaşları düşmeye hazır şekilde yerinde parlarken sözcükler boğazımda yumru olarak kalmıştı, ama o her zaman ki gibi benden daha güçlü davranıp tekrar ıslanmaya başlayan yanaklarımdan birini sildi. Konuşamadığımı görünce söylemek istediklerimi anlaması için dua ettim.

"Canımı acıtsan da, üzsen de sorun değil biliyorsun," Telefonda söylediği sözü ima etmişti. Kafamı salladım, bu aşkın kurallarından biriydi. "Ama beni kendinden ayrı düşünüyorsan ilişkimiz senin açından çoktan bitmiş demektir, değil mi?" Sözleri karşısında acıyan gözlerim irileşmişti, hayır hayır. Kafamı sallayarak sesimi bulmaya çalıştım. 

"Ben sadece hayır demenden korktum. Kavga edip ayrılmaktansa bunu tercih ederdim." Dediklerimin saçmalığını yavaşça fark ederken başımı hala birleşik olan ellerimize çevirdim. O asla böyle bir şey yapmazdı. Birlikte konuşup en mantıklı yolu seçerdik. Şu ana kadar öyle olmuştu ama bu hassas bir konuydu ve böyle güzel bir şeyin kötü bitmesine dayanamazdım. Eğitimim için başka bir ülkeye gitmek istediğimi biliyordu ama kesin olarak karar verdiğimi bilmiyordu çünkü ona söylememiştim. Evet, bencilim. Bencil, düşüncesiz ve iğrenç bir insanım.

 Boğazımdan yukarı doğru yükselen hıçkırıkları bastırarak şaşkın yüzünü inceledim. "Saçma olduğunu biliyorum. Bu yolla yapmamalıydım. Ama dediğim gibi seni kötü bir şekilde kaybetmekten-"

"Hey, hey. Böyle bir şeyin olmayacağını biliyorsun," beni saran üzüntü dalgasını bastıramayıp gözyaşlarımın özgürce akmasına izin verdiğimde beni sakinleştirmek için araya girmişti. Beni kollarına aldığında her zaman ki gibi eli kolyeme gitmişti. "Olur da işleri yoluna koyamazsak bile beni kolyenin içine koyabilirsin." Sessizce güldüm, her zaman kolyemin büyüklüğüyle dalga geçerdi. "Böylece kalbinin hemen yanında, olmam gereken yerde olabilirim." Verdiğim kararla ilgili tüm çabalarımın boşa olduğunu fark etmeye başladım; ondan ayrı kalmak istemiyordum. Başımı göğsüne yasladım ve derin bir nefes daha aldım. "Zaten başından beri oradasın."

Siz de şarkıyla ya da minik hikayeyle ilgili yorum yaparsanız çok mutlu olurum! c:

Şarkı hikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin