~1.Bölüm~

658 61 222
                                    

Selam! Evet tanıtımdan sonra hemen yeni bölümü atacağımı söylemiştim ve attım. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur. İyi okumalar💚

Yağmur'dan

Yine mükemmel(!) bir güne uyandım. Okullar neden böyle? Erkenden kaldırıyorlar ve ders işliyorsun. Hayattan bezmiş hocalar, idareciler ve öğrenciler. Boş verelim bence gitmeyelim, herkes daha mesut olur belki. O boktan dersler için aşık olduğum uykumdan uyanıyorum ya. Yavaşça kalkmaya çalıştım yatağımdan. "Çalıştım" diyorum çünkü yorganla birbirimize dolanmışız. Yorgana saydırırken bir yandanda ondan kurtulmaya çalışıyordum. Pek başarılı olabildiğim söylenemezdi. Odamın kapısı hızla açıldı ve kendimi buz gibi olan yerde buldum. Kafamı da hala daha orada ne işi olduğunu bilmediğim komidine çarptım. Doğal olarak acısından inledim "Ananı sikiyim!"

Yıldız(Yı): Yağmu... kızım senin yerde ne işin var? Ve neden küfür ediyorsun sen bakayım? Ve annemin her sabah sorduğu o kutsal soru. Şimdi sıra o kutsal cevabı vermekte,

Yağmur(Ya): Hiç anneciğim. Öyle bir atayım kendimi dedim. Küfür değil ki anneciğim o. "Ananı severim" diyecektim komidine dilim sürştü, diye cevap verirken komidini okşamaya çalışıyordum. O sırada annem yine klasiği sürdürdü. Ayağındaki terlik çıkacak şekilde ayağını ileri attırdı ve havaya uçan terliği yakalayıp tam götüme attı. Sniper olmalı bu kadın. Her Allah'ın günü aynı yere nasıl atabiliyor ya? Acaba bunun cevabı da "Anne olunca anlarsın" falan mı?

Ya: Ah! Anne acıdı!

Yı: Acısın! Kalk hadi okula ilk gününden geç kalacaksın, bir de yalan söylüyor ya! haklıydı ama geç kalmamının pek umrumda olduğunu söyleyemem.

Ya: İnsan yavrusuna acımaz mı ya?

Yı: Ne yavrusu kızım? Sen ayı gibi oldun ne yavrusu? Dedi annem gülerek. Demek "Ayı" ha Yıldız Hanım?

Ya: Anne, dedim tam kapıdan çıkacakken

Yı: He?

Ya: Ben ayı oluyorsam, sen de ayı olmaz mısın? Zaferle gülümsedim. Ama ne demişler "Son gülen iyi güler".

Yı: Melezsin sen melez. Ben insanım, ayı olan baban, dedi ve odamdan çıktı. Ve yine mağlup bir şekilde yorgandan kurtulmaya çalıştım. Kurtuldum mu peki? Bir üç dakikamı harcadıktan sonra evet, kurtuldum. Ayağa kalktım ve aynaya baktım. Samara'dan tek farkım önüme gelenler kahküllerim, arkadaki saçlarım değil. Dolabımı açıp karşısında oturdum. Çok düşünmezdim fakat dolabı izleyerek uyuyabilirdim. Gözüme değen bebek mavisi tişörtü elime aldım ve altına da yüksek bel siyah pantolonumu geçirdim. Elime tarağımı alıp saçımı taradım. Topuz yapıp yattığım için hafif dalgalanmıştı. Kahküllerime fön çektim. Her şeye üşenen biri olsam bile kahküllerimle ilgilenmek hoşuma gidiyordu. Bir rimel sürünce hazırdım.

Yı: Yağmur! Hadi kahvaltıya gel! Diye annemin sesi geldi aşağıdan. Merdivenden indim ve annemin yanağını öptüm.

Ya: Annem ben çıkıyorum. Babacığım ellerinize sağlık çok gozol olmoş, dedim ikisini de öpüp ağzıma bir tane poğaça tıkarken. Çantama bir şeyler atıp çıktım. Otobüs durağına yürüdüm. Yağmur çilemeye başlamıştı. Yağmuru çok severdim. Adımdan dolayı mı bilmem ama kokusu, sesi çok güzeldi. Otobüs gelene kadar biraz ıslanmak için durağın dışına çıkarken çarptığım şeyle durdum. Kafam yarıldı sandım lan! Ardından "Yuh! Kör müsün?" Diye bir ses duyunca kafamı yukarı kaldırdım, yüzünü göremedim daha da kaldırdım. Oha kaç lan bunun boyu? Adım atsa ezilirim.

Y: Körüm galiba. Çünkü senin gibi bir dağı görmemek için kör olmam lazım, dediğimde sinirini arttırmış olacağım ki,

A: Çekil önümden bücür, yaptı. Ay salak.

Buz Dağı Ve Küçük BulutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin