hepimiz iplerimizden kurtulduk, yürümeye başladık.Yaklaşık 20 kişiydik.Zemin toprak koşullar yorucuydu yürümekte zorlanıyordum durmamız gerektiğini söylersem alacağım tepkiyi bilmiyorum herks haklı olarak çok gergindi.Hava karamaya yüztutmuştu görmesemde güneş batmak üzere saat 6 civarı olsa gerek.Kimse konuşmuyordu çıkış arıyorduk etrafta ne bir kuş ne bir hayvan var sadece biz olmamalıyız bir klube yaşayan birileri illaki vardır ve bulacağız kurtulacağız buradan diye düşünürken beni çözen çocuk konuşmaya başladı
''burada duralım zemin düz,hava tamamen kararmadan bu geceyi geçirecek başka bir yer bulamayız ateş yakmaya çalışalım bazı erkeklerde etrafı yoklasın fazla açılmadan yiyecek bişeylere de ihtiyacımız var'' dedi
zeki ve yakışıklıydı zaten iplerden bu zekasıyla kurtulması uzun sürmüş olamaz.Gözlerinin mavi olduğunu görebildiğim minyon kız atıldı ve
''haklısın, daha fazla devam edemeyeceğim ve karnım çok aç'' çocuk özellikle bir cevap vermekten kaçındı
''kızlar burada beklesin erkekler iki gruba ayrılsın birkaçımız yakabileceğimiz birşeyler bulsun diğerleride yiyebileceğimiz birşeyler varmı diye bakalım bu arada ben ömer şu ateş ve yemek işlerini tamamlayalım ve oturup konuşalım nedir bu karmaşa?''
Erkekler iki gruba ayrıldı ve uzaklaştılar 2 dakika geçmeden gözden kaybolmuşlardı bile kızlarla bi köşeye geçip oturduk aklımda milyonlarca cevapsız soru vardı eminim diğerininde öyledir ortam fazla sessizdi herkes belli ki fazla düşünceliydi.Sessizliği bozan esmer kız oldu
-''bu kadar sessizlik yeter ben aylin.''
kızlar tek tek isimlerini söylemeye başladı
-''melisa ben'' bu mavi gözlü olan kızdı .
-''ben pelin''
-''meltem ben''
-''merve bende'' herkes adını söylemişti gözler şimdi benim üstümdeydi
aylin '' senin ismin neydi'' dedi
duraksadım..
-''ben şey... bilmyorum yani hatırlamıyorum.''
aylin sicak kanlı bir tavırla
-''korkma canım bende ismim dışında pek bişey hatırlayamıyorum.buradan çıkıp bize bunu kimin neden yaptı bu saçma tulumları bize nasıl ve neden giydirdiler hepsinin cevabını bulacağız bu saçma tulumlarda neyse artık sinirlerimi bozuyor.İlk işim şu tulumdan kurtulmak daha sonra da burdan. herşey düzelecek şimdi tek yapmamız gereken sakin olmak ve birbirimizi kollamak nasıl bir tehlikedeyiz bilmiyoruz sonuçta''
''tamam haklısın'' diyebildim sadece söyledikleri yüreğime su serpse de hala korkuyorum ayrıca tulum konusunda oldukça haklı üzerimizdeki bu saçma tulumlardan kurtulmalıydık.Bu sırada erkekler arkadan kahkahalarla geliyorlardı böyle bir durumda nasıl bu kadar çok gülebilirler anlam veremiyorum ah şu erkekler.Bize doğru yaklaştıkça ellerndeki odunlar ve meyveler dikkatimi çekti ama asıl dikkatimi çeken ömerin tulumunun içindeki tişhörtün kol kısmı yırtılmıs ve kolunda çizikler vardı belli belirsiz kan izlerini de görebiliyordum birimi saldırmıştı yoksa.
aylin ayaklandı ve alaydı bir şekilde
-''nedir bu kadar sizi kahkahaya boğan beyler '' dedi
-''ömer bey yılanlardan bahsediyordu ki ağaçlardan birinden üstüne yılan düştü o anki halini görmeliydiniz korkudan çalılıklardan aşşağı atladı yılan soksa bu kadar hasar alamazdı'' dedi bır kahkaha daha patlattı ve elindeki odunları yere bıraktı.
-''komikmiş.. Bu arda ben aylin biz tanıştık sizlerde kendinizi tanıtın burada işimiz uzun gibi görünüyor birbirimize isimlerimizle hitap etmek daha uygun.
-''doğru söylüyorsun ben onur ömeri biliyorsunuz.Ahmet,Emircan,müslüm,berkay,ömercan'' diyerek ismini söylediği kişiyi eliyle işaret etti ve ekledi
-''peki ya siz''
kızlarda tek tek isimlerini söyledi tabi ben es geçtim.Ömer onurla beraber ateş yakmaya çalışıyordu bizde berkayların topladığı şu meyvelere baktık yenilebilek gibi değillerdi pek. bir kaç tanesini yenilebilirdi ve biz burda kalabalığız görünen o ki aç kalacağız su da yoktu.Ömerler ateşi yakmıştı nasıl bu kadar yetenekliydi anlamıyorum bir çırpıda yakmışlardı.Hepimiz toplandık ateş başına ben ömerin söze başlamasını beklerken merve söze girdi
-''peki ya şimdi''
hem bölüştürdüğümüz meyveleri yiyorduk hem de ısınıyorduk mervenin bu sorusu duraklamama sebep oldu gözlerim yanan ateşe daldı cevap veren ise pelin oldu
-''sabah erkenden uyanıp bu lanet yerden gitmek isiyorum br çıkış yolu bulmalıyız iki grup halimde mi ilerleyeceğiz ?''
gözleri ateşin aleviyle sapsarı olmuş adını hatırlayamadığım kumral çocuk
-'' bence iki hatta üç gruba ayrılalım ne kadar hızlı o kadar ..'' daha sözü bitmeden aylin lafını kesti
-'' saçmalıyorsun ayrılmamız çok mantıksız ormanın büyülüğünü bilmiyoruz hatta ormanmı onu bile bilmiyoruz karşımıza çıkabilecek herhangi bir sorunu nasıl çözeceğiz ayrıca nasıl haberleşeceğiz bizi buraya zevk içiç kapatmış olamazlar değil mi?'' bana kalırsa haklıydı o sırada mavi gözkü kız ağlamaya başladı
-'' çıkmak istiyorum buradan dayanamıyorum artık''
-'' keser misin sesini ağlayarak hiçbir yere varamayız'' dedim insanların ağlamasına asla tahammül edemiyorum. Saatin geç olduğu apaçık ortadaydı suan saat 12\1 suları olmalıtdı ömer ayaklandı ve
-'' hadi artık kıvrılıp bir yere uyuyun geceleri tehlikeli olabilir bu gece ben ve onur nöbet tutacağız yarın ne olur bilinmez hadi dağılın'' ömerin bu lider kişiliği çok çekici görünüyordu ve anlaşılan o ki onurla da gayet iyi anlaşıyorlar kalabalık bir grubuz ve sorun çıkmasını istemiyorum zaten yeterince sorunumuz var.Herkes ayaklandı ve bir köşeye kıvrılıp uyumaya koyuldu.Beni uyku tutmuyordu kafamda çok fazla soru ve korku vardı sorularıma cevap bulamıyordum zaten bugunde cok yorulmustum daha fazladayanamadım ve uykuya teslim oldum.
Aylin neden bağırıyorsun ne oluyor ne yapıyorsunuz siz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-FANUS-
Teen FictionAnalatacaklarımı gerçekten dinleyecekseniz ve okumaya niyetliyseniz vazgeçin. Birkaç cümle okuduktan sonra burada olmak istemeyeceksiniz. Hala tek parçayken çıkın..