MR.SANDMAN | TaeJin

catch.♣️

Güneş ışığı odayı aydınlatalı neredeyse üç saat olmuştu ve ben o saatler boyunca hiçbir şekilde uyuyamamıştım. Taehyung iki gibi çıktığı eve sabahın altısında dönmüştü. Siyah saçları her zamankinden daha dağınıktı fakat buna rağmen yürürken dudaklarında ufak bir tebessüm olduğuna şahit olmuştum. Beni görmemesi için perdenin arkasından izlemiş, daha sonra yatağımda oturup düşünmeye başlamıştım. Doyumsuz bir insan olduğunu düşünürsek, büyük ihtimalle yine sevişmeye gitmişti. Hyun onun çapkın biri olduğundan bahsetmemişti. Genelde daha çok işkolik oluşundan yakınıyordu bana. Oysa onun bir kızı saatlerce düzdüğünü anlatsam oracıkta bayılırdı.
Derin bir nefes alıp bu saçma sapan düşünceleri bir kenara attım. Dolabımın çaprazındaki boy aynasının önüne geçip kendimi baştan aşağı süzdüm. Üniversiteden sonra boyattığım sarı saçlarım parlayarak bana göz kırpıyordu. Bu parlaklığın sebebi saçlarımın yağlanmış olmasıydı. Göz çevrem uykusuzluktan kızarmıştı. Üstümdeki tişörtte yer yer kola lekesi vardı. Dün gece odamda saatlerce dizi izlerken dökülmüştü sanırım. Duş alıp kendime çeki düzen vermem gerekiyordu. Dolaba ilerleyip yeni bir beyaz tişört ve kot pantolon çıkarttım.  Yeni aldığım vişne aromalı duj jelini ve şampuanımı de alıp odadan çıktım. Bayan Chae banyosu olmayan tek odanın benimki olmadığını, Taehyung'un odasında da banyo olmadığını söylemişti. Kocaman evde yalnızca iki banyo olması garip gelmişti. Hyun ile izlediğim dizilerde zengin malikanelerinde her odada bir banyo olurdu çünkü. Hyun'u uzun zamandır aramadığım düşüncesi beni huzursuz ederken banyoya girdim. Tahmin ettiğimin aksine altın işlemeler falan yoktu. Tamamen siyah ve beyazdan oluşan sade bir banyoydu. Büyük bir küvet ve havluların olduğu bir dolap vardı. Saçma bir şekilde havlu dolabının karşısında duvarı tamamen kaplayan boydan bir ayna vardı. Kaşlarımı kaldırarak aynaya kısa bir bakış atıp küvete doğru ilerledim. Küvetin olduğu tarafta duvara sabitlenmiş bir müzik çalar olduğunu gördüm. Galiba Taehyung duş alırken şarkı dinlemeyi seviyordu. Omuz silkerek gereksiz lüks olan banyoda kıyafetlerimi çıkarıp suyu açtım. Çok sıcak olmayan su tenimden süzülürken rahatladığımı hissettim. Kolum duvardaki müzik çalara çarptığında kulağıma bir şarkı doldu ve istemsizce yerimde sıçradım. Until the Ribbon Breaks'ın tanıdık şarkısıyla birlikte derin bir nefes aldım. Bu adamın garip fantezileri vardı. Buna artık emindim. Kim duş alırken One Way or Another dinlerdi ki? Kafamı iki yana sallayıp elime döktüğüm şampuanla saçlarımı köpürtmeye başladım.

Duş faslından sonra gevşemiş bir şekilde odama ilerliyordum ki merdivenlerden çıkan Bayan Chae'yi görmemle odamın kapısında durdum.

"Bay Taehyung kahvaltı masasında sizi bekliyor efendim."
Bayan Chae'nin resmiyeti beni güldürürken "Lütfen bana sadece Jin de." dedim. Samimi bir şekilde gülümseyip "Sen de bana Chae diyebilirsin." dedi. Birlikte aşağı inerken nedensizce gerildiğimi hissettim. Aslında nedensiz değildi. Olay basitti; Taehyung denen adamda beni geren bir şeyler vardı. Ukala gülümsemesi, sesindeki bariz alay ve aniden değişen yüz ifadeleri beni rahatsız ediyordu. Belki de henüz onu tam anlamıyla tanımadığım için böyle geliyordu bana ama hiçbir zaman önyargılı olduğumu inkar etmedim. Evet, insanlara karşı bazen çok önyargılı olabiliyordum ve bunun sebebi kesinlikle ergenliğimde herkese güvenen bir aptal oluşumdu. Tanrıya şükür ki dersimi almıştım.
Chae "Mutfakta olacağım." diyerek beni geniş salona yönlendirdiğinde ona el sallayıp yavaş adımlarla yürümeye başladım. Dudaklarımı birbirine bastırıp içeri girdiğimde Taehyung'un tabletinden bir şeyler okuyarak beni beklediğini gördüm. Kahvaltı için beni beklemesi samimi gelmişti. Geldiğimi hissetmiş olacak ki kafasını kaldırıp bana baktı ve tableti kapatıp masanın kenarına koydu.

"Günaydın." dedi enerjik bir şekilde.
"Günaydın, iyi uyudun mu?" diye sordum temkinli bir sesle.
Gülümseyerek "Evet." dedi ve ekledi.
"Çok iyi uyudum. Ya sen?"
Tıpkı onun gibi gülümseyerek "Evet, teşekkürler." diye mırıldandım.
"O zaman afiyet olsun." diyerek çatalını eline aldığında ben de yalan söylemiş olmasını bir kenara bırakarak yemek yemeye başladım. Gerçekten acıkmıştım çünkü.