meeting.♣️

830 130 27
                                    

Seokjin elindeki dosyayı tekrar gözden geçirdikten sonra derin bir nefes alıp Min Yoongi'in odasına girdi.
Koyu gri ve bordo renklerinin hakim olduğu oda onu şimdiden boğmuştu.

"Ah, Jin de geldi işte." dedi samimi bir gülümsemeyle. Seokjin o an odada yalnız olmadıklarını fark etti. Yoongi'nin oturduğu koltuğun karşısında ünlü oyuncu Kim Taehyung oturuyordu. Jin onu gördüğü an zar zor aldığı nefesini de tuttu içinde. Taehyung elindeki viski bardağını usulca cam masaya bırakıp ayağa kalktı. Televizyonda göründüğünden daha seksi ve yakışıklı, diye düşündü Jin.
O sırada Taehyung tam önünde duruyordu. Elini uzatıp "Kim Taehyung." diye tanıttı kendini. Jin ise biraz heyecanlı bir şekilde terleyen avucunu belli etmeden pantolonuna silip karşısındaki adamın elini sıktı.
"Kim Seokjin, memnun oldum."
Taehyung sahte bir gülümsemeyle gözlerini kısarak "Ben de." diye yanıtladı. Yoongi Seokjin'in omzunu sıkıp "Otur bakalım." dedi. Seokjin gergin hissediyordu. Tek eliyle boğazına kadar iliklediği gömleğinin ilk iki düğmesini açarak Taehyung'un az önce oturduğu koltuğun tam karşısına oturdu. Yoongi kendi koltuğuna oturup ellerini masanın üstünde kenetledi.

"Taehyung, sana bahsettiğim üniversite mezunu genç Seokjin'di. Bölümünü birincilikle bitirdi. Tam aradığın insan değil mi?"

Seokjin Yoongi'nin son cümlesiyle hızla kafasını ona çevirdi. Yoongi'nin asistanı olarak çalışacağını sanıyordu. Kim Taehyung nereden çıkmıştı şimdi? Diliyle dudaklarını ıslattıktan sonra "Seninle çalışacağımı sanıyordum." diye konuştu. Yoongi ise samimi bir tebessümle "Çalışan açığım bu sabah kapandı. Taehyung da bir asistana ihtiyacı olduğunu söyleyince sorun olmayacağını düşündüm." diye sıraladı. Seokjin kafasını sallamakla yetindi. Sessizliğini koruyan Taehyung ise o an Yoongi'yi dinlemiyordu. Bakışları Jin'in az önce açtığı yakasındaydı. Yutkundukça beliren adem elmasına bakarak kafasında bazı sahneler kurmakla meşguldü.
"Öyle değil mi Taehyung?" Yoongi'nin sesiyle gözlerini Jin'in boynundan çekerek arkadaşına çevirdi.
"Seokjin tam aradığım asistan. Benlik bir sorun yok." dedi ve karşısındaki stresli gence baktı. O an bakışları birbirini buldu.
"Benim için de bir sorun yok."
Zafer kazanmışçasına arkasına yaslanan Yoongi'yi unuttular bir an. Seokjin Taehyung'un burnundaki küçük beni fark etti. Televizyondayken o küçük noktayı görmemişti daha önce. Büyük ihtimalle kapatıcıyla kapatıyorlardı. Taehyung ise Jin'in aralanmış dudaklarını inceliyordu. Nefes alıp verdikçe alt dudağı titriyordu ve bu Taehyung'un o dolgun dudağı ısırmak gibi bir arzuya kapılmasına neden oluyordu.
"Kaç yaşındasın?" diye sordu sakince.
"26." diye yanıtladı Seokjin.
Taehyung ilk defa samimi bir şekilde gülümsedi ve "Benden büyüksün, sana hyung mu demeliyim?" diye sordu. Seokjin şaşkındı. Böyle bir tepki beklemiyordu.
Elini hayır anlamında salladı. "Ah, hayır. Bana Jin diyebilirsiniz."
"Sen de bana sadece Taehyung de. Siz'li hitaplardan hoşlanmam."
Seokjin "Peki, Taehyung." dedi ve kendini gülumsemeye zorladı.

"O zaman bunu kutlayalım, Jin ne içersin?" diye sordu Yoongi. Seokjin arkadaşına bakarak "Su." dediğinde Taehyung gülmemek için alt dudağını dişleyerek kafasını öne eğdi. İçinden bir ses bu gençle çok eğleneceğini söylüyordu.

Merhabalar, diğerinegore daha ateşli ve gerilimli bir hikayeyle karşınızdayım. TaeJin'i sevin. 🖤

MR.SANDMAN | TaeJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin