Medyada ki jenerik müziğini kesinlikle dinleyerek okuyun.
Bir yazıya nasıl başlayacağını bilmeyen yazarlardanım bence. Son birkaç gündür yabancı dizileri bırakıp, Türk filmlerine yöneldim. Bunlardan biri de Benim Dünyam. Aslında annem söyleyene kadar benim ne bu filmden ne de adından hiçbir şekilde haberim yoktu.
İzlerken her saniyesinde buram buram hüzünleneceğiniz bir film. İmkansızı öyle soyutlamışlar ki sanki öyle bir kavram yok. İçinde aşk yok ve olmamasına rağmen doyasıya ağlayacağınız bir film. Ölüm de yok. Sevgi var, herşeye rağmen bir kızın hocasına olan aşkı. O öyle bir aşk değil. Anne aşkı, baba aşkı.
Spoiler
Ela 2 yaşındayken gerçirdiği hastalık nedeniyle kör olur ve duyma yetisini kaybeder. Yaşı ilerledikçe yaramazlaşır. Küçük kardeşini ağlatır, yemek yerlerken herkesin tabağında olan yemekleri eliyle yer, çoğu zaman kaybolur. Aile de bunların bazılarına önlem olarak kızlarının boynuna çıngarak gibi bir şey takar. Ama Ela o kadar intaçı ve yaramazdır ki sonunda başa gelemezler ve Mahir Hoca adında bir hocaya rastgelirler. Bu hocanın başından geçenler kardeşiyle aynı durumdadır. Biraz şiddetli bir öğretimi vardır ama ailesi bu öğretimden pek memnun olmaz. Mahir Hoca'yı göndermeye çalışırlar ama hoca pes etmez. Ve Ela'ya kelimeleri öğretir ama anlamlarını öğretemez ve parada istemez. Bir gün aile Mahir Hoca'yı gönderir, hoca giderken Ela'nın yemekleri öğrettiği gibi kaşıkla değil de terkar elleriyle yediğini görünce sinirlenir. Zorla kaşıkla yedirmeye çalışır, bu durumda Ela eline tesadüfen geçtiği suyu Mahir Hoca'nın yüzünde boşaltır. Buna sinirlenen hoca Ela'yı aldığı gibi süs havuzunun içine atar. Bu durumda şöyle bir şey var ki Ela sudan korkuyor. Korkusunu yenerek havuzdaki süsün yanından damlayan su taneciklerine elleyerek "S-su." der. Yakın zamanda annesini ve babasını tanıyarak Mahir Hoca ile zor bir geleceğe yol açarlar. Zaman geçtikçe Ela, kendilerine ait dili öğrenir. Ama bu durumda onu kıskanan sağlıklı bir kardeşi vardır. Üniversiteye başlar. Mahir Hoca ona duyduklarını işaret diliyle açıklar. E diyeceksiniz ki görmüyo nasıl anlayacak. Mahir Hoca'nın elini tutarak işaretleri anlıyor. 3 yıl kalmasına rağmen yine de pes etmiyor. Ediyor olacaksa bile Mahir Hoca engel oluyor. Kardeşi evleniyor ve Mahir Hoca neler olduğunu Ela'ya anlatıyor.
"Öptü, diyor. "Dudaktan."
Ela'da sevgiyi merak ettiği için koca bir yanlış yaparak kendinden yaşça büyük olan hocasını öpüyor. Mahir Hoca Alzheimer hastalığına yakalanıyor. Kapının nerede olduğu hatta Ela'yı bile unutuoyr. Sonra bir hastaneye yatırılıyor. Mahir Hoca kelimeleri bile unutmuş durumda. Gün gelip çatıyor ve Ela üniversiteden mezun oluyor ama o siyah cüppesini giymiyor. Diyor ki; "Beni cüppeyle ilk olarak hocam görmeli."
Hocasının yanına gidiyor ve hocasını onu tanıyor. Yağmurun altında hocası elini dudağına değdirerek "S-su." diyor. Ela'ya ilk öğrettiği kelime, kelimeler yetmez bu sahneleri anlatmaya. Beren Saat'in oyunculuğu, Uğur Yücel'in, Ayça Bingöl'ün... Beni en çok etkileyen Ela'nın küçüklüğünü oynayan Melis Mutluç. Öyle güzel oynuyor ki, hayran kalmamak elde değil. Bu arada Benim Dünyam adlı bu film Black filminden çalıntı değil uyarlama.
