henüz 7 dakikadır bekliyordu fakat kendisine 1 saat gibi geliyordu. boş durmaya alışık değildi. ya çalışacak ya da uyuyacak ya da farelerini eğitiyor olacaktı. evet doğru duydunuz; evini paylaştığı fareleri eğitiyordu boşta kaldıkça. şimdiye kadar pek başrılı olduğu söylenemezdi ama tuvalet eğitimi verebilmişti. ayrıca çok az da olsa dans etmeyi öğretebilmişti: en azından müziğin ritmine uygun hareket ediyorlardı. müzikten kastım da, teknenin güvertesinden kopatdığı bir tahta parçasıyla, zemine vurarak yaptığı ve kendisi dışında başka kimseye müzik gibi gelmediği için bir kaç kere civardaki şarapçılardan dayak yediği gürültü. belli bir ritmi vardı ama sonuçta tahta sesinden başka bişey değildi...
masalardaki insanları incelemeye başladı. hemen karşı masada bir grup insan vardı ve hepsi resmi giyimliydi. uzun boylu esmer adamın yanında, derin dekoltesinin farkedilmesini istercesine hareket eden ve sürekli bir takım evraklar gösterip bişeyler anlatmaya çalışan bayan gözüne takılmıştı. diğerleri gayet rahat oturup onu hiç kaale almıyorken, o hiç durmuyordu. hatta önündeki tabağa dahi dokunmamıştı.
onların hemen yanındaki masada mutlu bir çift vardı. arada ikisi de dişlerini sıkarak konuşuyor olsalar da mutlu gibi görünüyorlardı. erkek susuyordu genelde ve kadın konuşuyordu. erkeğin dikkat çeken tek davranışıysa sürekli yumduğunu sıkıyor olmasıydı masa örtüsünün altında.
diğer masadakiler sadece yemeklerini yiyor, önündekini bitirip kalkıp gidiyorlardı. fakat cam kenarındaki 4. masada oturan adam , geldiğinden beri hiç bir şey yapmıyor, sadece manzaraya bakıyor ve dalıp gidiyordu...
