Kötü alarmın sesine uyandım.
Günlerden cuma idi.
Îki günlük tatile girerken bile bu kadar heycanlandıysam yaz tatiline girerken kim bilir ne kadar heycanlanırdım.
Malesef o anda daha 1. Dönemin bitmesine iki ay kaldığını hatırlayınca yüzümdeki ifadeyi cin görse kaçardı herhalde.
Neyseki aklıma okula gitmem gerektiği gelince bu düşüncelerden arınıp yatağımdan kalktım.
Okuldan tam olara nefret ediyordum.
Hayır zaten hiç bir şey anlamıyorum, boş yere zaman harcıyordum ya da bana öyle geliyordu.
Elimi ve yüzümü yıkadıktan sonra aşağı indim.
Bir yandan tost yaparken bir yandan da telefonumu karıştırıyordum.
Tost olunca afiyetle yerken telefonum çaldı. Arayan Lee Min Ho idi.
TELEFON GÖRÜŞMESI:
Lisa: Efendim aşkım?
Lee: Nerdesin?
Lisa: Evdeyim, çıkarım birazdan.
Lee: Çıkma. Seni almaya ben gelicem.
Lisa: Peki canım görüşürüz.
Lee: Bay bay.
Tostumu bitirdikten sonra yukarı çıkıp üstümü giydim. Tam aşağı inecekken telefonum çaldı. Özel numara mı !?! Neden birisi beni özel numaradan arasın ki ? Hemen telefonu açdım.
TELEFON GÖRÜŞMESI:
Lisa: Efendim?
......: Merhaba Lisa.
Lisa: Kimsin??
......: Beni tanımasanda olur. Sana diyeceklerim var . Beni iyi dinle.
Lisa: Söyle.
.......: Sevgilin seni aldatıyor.
Kahkahalara boğuldum.
Lisa: Tabi tabi .
.......: Demek inanmıyorsun. Peki öyleyse telefonuna gelicek olan fotoğrafa iyi bak.
Ne demek istemişti? Ayrıca ne fotoğrafıydı? Beni bu düşüncelerden ayıran telefonumun titremesi oldu.
Hemen özel numaradan gelen fotoğrafa tıkaladım.
OMGG!??!?! Gerçekten de haklıydı.
Lee Min Ho beni aldatıyordu.
Kırk yıl düşünsem onun beni aldatacağı aklımın ucundan bile geçmezdi.
Lee ile el ele tutuşan kızın fotoğrafına bakarken gözlerimin dolmasını engelleyemedim.
Gözlerimin dolmasıyla dışarıdan korna sesinin gelmesi bir oldu. Bu Lee olmalıydı.
Üstümü başımı düzeltim aşağı indim.
Araba binerken bile titriyordum ama bunu Lee'ye belli etmemeye çalışıyordum.
Arabanın camından bakarken tekrar sessizce ağlamaya başladım.
Çok uzun süreden beri yoldaydık. Dayanamayıp sordum.
