İki sene önce:
Hayalimin lisesini kazanmak için çok çalışmıştım, en iyi arkadaşım Eylül'le aynı liseyi yazmıştık ve ikimiz de bütün sene birbirimize ders çalıştırmıştık. Puanlarımız neredeyse aynıydı ve aynı liseye gitmenin hep hayalini kurmuştuk. En sonunda istediğimiz olmuştu. İkimizde Robert lisesindeydik. Burası cennet gibiydi ve üniversiteyi birlikte yurt dışında burslu okuyabiliriz diye seçmiştik burayı. Artık hayallerimiz gerçekleşebilirdi....
Günümüz:
Alarmımın çalması ve en iyi arkadaşım hayalin beni aramasıyla uyandım. Telefonu açtığımız anda birbirimize çığlık attık. Lise 2. sınıfa geçmiştik ve bugün okulun ilk günüydü. Artık 1. sınıf olmadığımız için ikimizde mutluyduk ve artık biz birinci sınıfları ezicektik (kötü gülüş zuhahahaaaa) Tabiki de böyle birşey yapmıycaktık çünkü biz iyi kızlardık :D Eylül beni düşüncelerimden ayırıp ne giyiceksin tembel şey diye birden bağırınca ikimizde gülmeye başladık. Sahiden ne giyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu ve bilmiyorum diye çığlık attım Eylül'e okulda görüşürüz diyip telefonu kapattım.
Bu arada adım Pınar. Sapsarı saçlı ve koyu derin bakan mavi gözlerim var. Genellikle saçlarımı boya sanıyorlar ama onlara diplerini gösterip boya olmadığını kanıtlıyorum :D En sevdiğim renk mavi ve Eylül'le beraber dünyayı gezme hayallerimiz var. Robert'te ki yeni bir kuralla bu sene herkes serbest giyiniyor ve ben ne giyeceğim konusunda çok heyecanlıyım :D Özgürlüğüme düşkünüm ve saçıma genellikle banyo yapınca çıkan mavi sprey boyalardan sıkıyorum çünkü özgürlüğümü temsil ettiğime inanıyorum. Bu arada bir sloganım var "En az saçım kadar özgürüm" En sevdiğim mevsim ilkbahar ve içe kapanık biriyim. Aslında insanlarla çok iyi empati kurarım ve yardımseverim. Çok iyi de sır tutarım ama faza içe kapanık ve utangaç biriyim bu yüzden okulda görünmez kızım. Eylül'le 11 senedir arkadaşız. Aynı apartmanda oturuyoruz ve Robert lisesine gitmeyi 6. sınıftan beri istiyoruz. En nüyük sırrım sesimin çok güzel olması ve çok iyi şarkı söylemem ama bunu Eylül dışında kimse bilmiyor. Şu ana kadar Eylülden başka kimseye şarkı söylemedim. İnsanlar çok güzel olduğumu söylüyor ama ben kendimi o kadar da güzel bulmuyorum. Genellikle kendi başıma sahilde otururum. Çok iyi piyano ve biraz da gitar çalıyorum.
Üstüme H&M'den aldığım lacivert kareli gömleğimi giydim ve önünü açık bırakıp içine "be free" yazan beyaz tişörtümü giydim. Altıma da siyah yırtık pantolonumu ve siyah vanslarımı geçirdikten sonra metrobüse doğru yürümeye başladım. Yarım saatlik bir metrobüs yolculuğunun ardından okula gelmiştim. Hemen kendime yukarıda ve güzel yerdeki dolaplardan birini seçtim. Yan dolap kapılmadan bir tane de Eylül'e dolap ayırdım. Çantamı dolaba koyduktan birkaç dakika sonra Eylül çığlık atarak yanıma geldi ve bana sarıldı. Bütün yaz hergün görüşmüştük ama yie de bir gün birbirimizi görmesek özlüyorduk. Bu çığlık atma daha çok ikinci sınıf olduğumuz içindi. O da dolabını açtı ve eşyalarını yerleştirdi. İmiz de dolabımızı ikimizin yazın şakildiği harika fotoğrafımızı asmıştık. Buna ek olarak Eylül bir de Sevgilisi burakla sarılırken olan harika bir fotoğrafını asmıştı. Çok geçmeden Burak da gelmişti ve Eylül'e sarılmıştı. Burak eylülden ve Eylül de Burak tan geçen sene çok hoşlanıyodu ve geçen senenin sonunda Burak Eylül'e çıkma teklifi etmişti. Eylül sevinçten havalara uçmuştu ve bütün yazı birlikte geçirdiler. Eylül beni biraz ihmal ettiğim için siniğrlerim bozulmuştu bu yüzden buraktan pek hoşlanmıyodum ama ikisi için mutluyum. Şimdi size biraz da Hayal'den bahsedicem:
Eylül kumral saçlı ve kahverengi gözlü. Teni biraz koyu ama pürüzsüz bir teni var. Tam bir Taylor Swift aşığı bu yüzden telefonunda tüm şarkıları var. Fazla uzun olmadığı için genellikle çok topuklu olmayan dolgu topuk ayakkabılar giyiyo yazın ama kırmızı renkli Kedsleri en sevdiği ayakkabıları. Bazen bende ona uyuyorum ve birlikte aynı kulaklıktan Taylor dinliyoruz. (Yanlış anlaşılmasın ben sadece Taylor'un şarkılarını seviyorum) Onunda en büyük hayali benimle dünyayı gezmek. Pek fazla hobisi yok ama çok güzel keman çalar. Burak adında siyah saçlı yeşil gözlü ve 3. sınıflardan yakışıklı bir sevgilisi var. Genellikle etek giyer ve kırmızı renkli kıyafetleri tercih eder.
Koridordan ders programına bakmaya giderken birden koridorda bir çocuğa çarptım ve çocuğun telefonu düşüp kırıldı. Dikkat etsene diye bağırdı ben hemen özür diledim ama bir küfür savurarak hemen oradan uzaklaştı. Yüzünü tam olarak görememiştim ama harika kumral saçları beni benden almıştı. :D Tahmişnimce okula yeni gelmişti ve ben daha ilk günden rezil olmuştum. Ders programına baktım ve ilk dersin sınıfımızın rehberik öğretmeniyle tanışma olacağını görerek rahatladım. Hemen sınıfımıza baktım ve Eylül'ü bulup ona olanları anlatırken bir yandan da sınıfa doğru yürüyorduk. Çocuğun telefonu yüzünden çok üzülmüştüm ve miğdeme garip bir ağrı girmişti. Sınıfa girdikten sonra geçen sene yaptığımız gibi adımızı ve soyadımızı söyledik. Öğretmen sınıfa yeni bir öğrenci gelince bunun telefonunu kırdığım çocuk olduğunu anladım ve yüzüm hemen kızardı. Şimdi daha çok üzülmüştüm ve içimden umarım yeni telefon alacak parası vardır diye geçiriyordum. Çocuk sınıfa girdiği an sınıfı süzdü ve bana seni öldürücem bakışı attı. Adının Emre olduğunu öğrenmiştim en azından ama sanırım ondan çok hoşlanmıştım. Tek sorun onun yüzüne bu utançla birdaha nasıl bakacaktım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Hayaller
Teen FictionPınar özgürlüğüne düşkün bir kızdı ve tek hayali en iyi arkadaşı Eylül'le dünyayı gezmekti. Ama hayali gerçekleşmeyecek kadar güzeldi. Mavinin gölgesi bile siyahken neyin hayalini kuruyorum diye düşündü. Ama daha yolun başındaydı. Şimdi pes ederse a...