LittleFlower:
Yoongi?JustPlayer:
Çiçeğim?LittleFlower:
O gün gerçek miydi?
Sen gerçekten bana sarılarak saçlarımı mı öptün yoksa yine hepsi bilinçaltımın kötü oyunlarından biri miydi?JustPlayer:
Gerçekti meleğim.
Ben sana sarıldım ve o eşsiz kokunu içime çektim.
O güzel saçlarını okşadım.
Ve günün sonunda senin beni çizdiğin o eşsiz tabloya sarılarak eve gittim.
Şu an odamın en güzel köşesinde, önünde o gün bana sunduğun papatyalarla birlikte seni özlüyor.LittleFlower:
Yoongi.
Neden böylesin?
Yani, bana küfürler ederek kovuyordun.
Heteroseksüel olduğunu söyleyerek oluşacak en ufak bir unut tanesini ayaklarınla eziyordun.
Şimdi ne oldu?
Neden beni seviyorsun veya neden beni seviyormuş gibi davranıyorsun?JustPlayer:
Hoseok.
Hayat hikayemi bilmiyorsun.
Herkesten gizlediğim şeyleri bilmiyorsun.
Belki kız kardeşimin beni bıraktığını biliyorsundur ama onun kim olduğunu bilmiyorsun.LittleFlower:
Ben kimseyi tanımıyorum Yoongi.
Annemi ve babamı tanımıyorum.
Kendimi tanımıyorum.
Bir tek seni tanıyorum.
Sevdiğim tek insan sensin.
Kaybetmekten korktuğum tek insan sensin.
Benim ailem sensin Yoongi.
Başka kimsem yok, anlıyor musun?JustPlayer:
Anlamak istiyorum.
Bu yüzden izin ver Hoseok.
Yarın okulun önündeki parkta buluşalım ve birbirimizi açalım.
Sen anlat, ben anlatıyım.
Seni her şeyinle bilmek istiyorum.
Acılarını saran ben olmak istiyorum.
Bana izin ver meleğim.
Lütfen.LittleFlower:
Pekala, yarın parkta buluşacağız.
Ama tek bir şartım var.JustPlayer:
Nedir o?LittleFlower:
Sen benim dizime yatacaksın ve ben senin saçlarını okşayacağım.
Tamam mı?JustPlayer:
Tamam.LittleFlower:
Tamam.*Hikayeyi batırdığım için üzgünüm, affedin beni.