Taehyung bir kulağına telefon tutarken, önünde kalabalığın bulunduğu binaya doğru koşuyordu. Yoongi hâlâ hatta olmasına rağmen konuşmuyordu.
"Yoongi ora-"
"Tae?"
"Efendim?"
"Üzgünüm, beni kurtarmak adına çaba sarf etmeyi bırak... Aramana cevap verdiğim için üzgünüm, hatta kaldığın için üzgünüm. Ama sorun değil, umursuyormuş gibi yapmana gerek yok. Çünkü kimsenin umrunda değil, senin de olmamalı. Gittiğim zaman üzülme, Tae mutlu olmaya devam et. Çünkü sen mutlu olduğunda ben de seviniyordum."
"Yoongi, bekle. Lütfen yapma!"
"Hoşçakal, Taehyung."
Bununla birlikte, Yoongi aramayı sonlandırdı. Taehyung bir kez daha gözyaşlarına boğuldu, görüşü bulanıklaşmıştı. Hızını çoğaltıp adeta fırlayarak okula ilerledi.
Jimin'e mesaj atıp ambulansı aramasını söyledi. Muhtelemelen koştuğundan ve gözyaşları görüşünü engellediğinden, karışık ve hatalı yazmıştı ama umursamıyordu. Jimin anlardı.
Birkaç kez tökezlemesine rağmen sonu da okul kapısına vardığında derin bir nefes verdi, bayılmanın eşiğindeydi. Yüzü sırılsıklamdı, ağlayıp kalabalığı yararak ilerlerken insanların da dikkatini çekmişti. Kapıyı geçmiş, hızla merdivenlerden çıkıyordu, neredeyse birkaç kez dizlerinin üzerine düşecekti.
Çatı katının kapısına ulaştı.
Kapıyı açtığında, kenarda atlamak üzere olan Yoongi'yi gördü. Büyük olanının burnunu çekişlerini duyabiliyordu.
"Yoongi!" ismini dile getirdiği çocuk, hâlâ olduğu yerde dururken arkasına döndü.
"T-taehyung? Neden buradasın? Beni bırak! Bunu şimdi bitirmem lazım, daha da kötüleşmeden önce!" Büyük olan ağladı.
Taehyung, narin gence bir adım yaklaştı
"Hayır! L-lütfen! Yanımda o-olmana ihtiyacım var! Gidersen ne y-yaparım bilmiyorum..."
"Tae... Ö-özür dilerim... Ama gerçekten önemsemiyorsun gibi geliyor! Kandırıyorsun... Değil mi?"
Genç olan iki adım daha attı.
"Neden kandırayım? Seni seviyorum! Seni önemsiyorum. Yoongi! gerçekten önemsiyorum!" Dedi, Taehyung. Sesi birçok duygu ve tutkunluk barındırıyordu.
Yoongi buna inanamadı. Birinin onu umursaması? Hayır... Hayır, kimse hayatta olup olmamasını umursamamıştı.Bir adım daha.
'Neredeyse yaklaştım.' Taehyung düşündü.
"Hayır!" Yoongi hâlâ çatı kenarında dururken, yere çöküp başını elleri arasına aldı. Saçlarının havalandıran rüzgârı hissediyor ve kafasının içindeki sesleri duyabiliyordu, "H-HAYIR! Yapma! Sadece... yapma! B-bana yalan söylemeyi kes!" Sesi çatlamıştı.
"Yoongi... Yalan söylemiyorum... Yemin ederim. Umrumdasın. Sana aşığım, Min Yoongi."
Üç adım daha attı. Bir tane daha attığında onu tutabilecek ve kenardan çekebilecekti.
"T-tae... Sanırım, b-ben de sana aşığım." Kısa olan itirafta bulundu.
Taehyung biraz kızarırken gülümsedi, "Teşekkür ederim."
Son adımı da atıp Yoongi'nin koluna uzandı.
"N-ne yapıyor-" Çatı kenarında olduğunu unutarak geri çekildiğinde, kaymıştı.
"YOONGi!" Taehyung bağırıp kenara koşarken, onu tutmak adına tekrar elini uzatmıştı.
Ama çok geçti. Yoongi çoktan zemine ulaşmıştı. Gitmişti.
Genç adam merdivenlerden aşağı koştu.
Büyük olanın yan yatar şekilde, acıyla inlediğini gördü.
"Aman tanrım! Yoongi!" Taehyung, Yoongi'den tarafa doğru koştu, zeminde dizleri üzerinde biraz kayarken, çerçöp yüzünden dizinde kesikler oluşmuştu.
"Yoongi! İyi misin?!" Yoogi'nin omzuna dokunarak sordu. Acı içerisinde bağırdı.
"Sorun yok..! S-sen iyi olacaksın! Ambulans yolda, iyi olacaksın..." Taehyung, şiddetli bir acı içerisinde olan genci rahatlatmaya çalışıyordu.
Aniden etrefta siren sesleri duyuldu, "İ-işte geldiler, i-iyi olacaksın." Uzun olan tekrarladı, olabildiğince sakin kalmaya çalışarak.
"T-tae... Bu a-acıtıyor..."
"Biliyorum... Biliyorum... Sadece güçlü kalman gerekiyor. Haydi ama sadece burada, yanımda kal..."
Ambulans kenara çekildiğinde hemen inip arka kapıyı açtılar. Daha sonra Yoongi'ye yardım etmek için koştular.
"AHH!" Yüzünü acı ile buruştururken bağırdı.
"Ona acısını azaltacak biraz ilaç verin!" Doktor bağırdı. İçlerinden biri nefes alabilmesi adına Yoongi'ye oksijen maskesiyle geldi.
"Bu ne işe yarayacak?" Taehyung sordu.
"Sadece acısını daha katlanılabilir kılmak için." Yoongi'nin yanında oturan adam, sempatik gülümsemesiyle konuştu.
"Az da olsa iyi hissediyor musun?" Bayan konuştu.
Yoongi başını salladı. " Tamam pekâla, şimdi seni taşımamız gerekiyor, senin için sorun yok değil mi?"
Tekrar başını salladı. Sedyeyi ambulanstan çıkarıp ona doğru götürdüler. Acı verici ve işkence dolu on beş dakikadan sonra onu sedyeye yatırıp aracın içine aldılar.
"Ben de onunla gelebilir miyim?" Taehyung sesindeki belirgin endişeyle sordu.
"Elbette." Dedi, az önceki adam.
_______
Bu ambulans, ve yapılan müdahale hakkındaki kısımlar dürüst olmak gerekirse çok mantıklı gelmedi ama yazar ne yazdıysa ben de buraya onu geçirdim. Bunu belirtmek istedim ve bir sonraki bölüm final.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Notes || Taegi [Çeviri]
أدب الهواةGülümse, ama sahte olanlardan olmasın! Damaklarının göründüğü yer beni mutlu ediyor xx -T