#Hayatımın Anlamı#

106 3 0
                                    

O benim her şeyim. Nefesim, huzurum umudum ...En çok da ailem...

Sahip olduğum tek şey.

Onu kaybetmektense benden istemediği şeyleri yapmaya mecburum.

Yine o karanlık yere gidiyorum. İnsanların deli gibi bağırıp kafes içerisinde ki kişiler üzerine bahis oynadığı yere...Benim cehennemime İsra'nın cennetine.Yapmak zorundayım ne kadar İsra öğrendiğinde beni böyle bir şey yaptığım için affetmeyecek olsada onun için yapmak zorundayım. Yapabildiğim en iyi şey evet dövüşmek.

Babam ölmeden önce bana öğrettiği tek şey. Babam milli boksördü. Dövüşmeyi her şeyden çok severdi. Sürekli eve geç gelirdi.Birgün gitti ve hiç gelmedi.O gün annemle yapayalnız kaldık. Çok sürmedi birkaç ay sonra annemi kaybettim. Hayatta hiç yakınım kalmadı. Hepsini teker teker kaybetti. Ama İsra yı kaybetmicem.Onun yaşaması için her şeyi yaparım. ..Gerekirse ölürüm bile yeter ki o yaşasın ...

Gözümden damlayan yaşları bi kenara itip güçlü görünmeye çalışarak omuzlarımı dikleştirdim.Ve kafese girdim. Karşımda en az benim kadar yapılı biri duruyordu. Adamın suratına en sert yumruklarımdan birini savurdum.Paramı alıp hemen burdan gitmek istiyordum. Dışarıdan gelen 'öldür onu' gibi sözleri duymazdan geldim. Tam adamın işini bitirdim derken aniden  gelen sert yumrukla yere savruldum. Ne kadar canım acısada aldırmadan  adamı iyi bir bezetip yarı baygın halde yere serdim. Paramı alıp bu iğrenç yerden gitmek istiyordum.Hemem Kamil babanın yanına gidip paramı aldım.

'Her zamanki gibi iyi iş çıkardın evlat'

diyip omzumu sıvazladı. Ondan ayrılır ayrılmaz eve geldim. Ailemden bana kalan şey bu küçük ev ve arab adan ibaretti. Yatıp dinlenmeliydim sabah okul vardı.

İsra nın ağzından

Savaş ın yine sakatlığı üstünde sanırım. Bu çocuk niye bu kadar sakar sürekli bi yerlerini morartıyor.Yine nasıl bir sakarlık yaptığını merak edip yanına gittim.

'Nasılsın koca bebek'

diyip saçını karıştırdım. Eskiden beri onu hep böyle severdim.

'Her zamanki sakarlıgım'

diyip geçiştirdi.Bende irdelemedim nasıl olsa anlatmayacaktı.

'ee nasılsın sınav hazırlıkları nasıl gidiyor '

diyip güldüm.

'Sıkıcı ve yorucu '

diyip aynı anda güldük.

Savaş ailesini kaybettikten sonra gülmeyi unuttu.Ama sadece benim yanımda gülüyor.Bunu görmemek için kör olmak lazım.Sohbet koyulaşırken biranda kalbime bir ağrı saplandı ve öksürmeye başşadım.Aaa size söylemedim dimi kalbim rahatsız haddinden fazla.Birkaç yıl önce kalp ve damar tıkanıklığı tanısı konuldu.O gün hayata küstüm .Ama buna Savaş  izin vermedi. Her zaman yanımda oldu. Beni hiç yalnız bırakmadı. Simdide olduğu gibi ... Bir kaç öksürük ile kendime geldim.Savaş çok endişelendi ama elinden bir şey gelmiyordu. Tam beni kucağıma alacakken onu durdurdum.

'Geçti'

dedim derinlerden gelen sesimle.

'Hastaneye gidelim'

dedi.Gidince bir şey olmayacağını o da biliyordu ama... İyileşmemi sağlayacak tek şey 'yeni bir kalp' ...  Soğuk havayı dağıtmak için ellerimi gelincik gibi yapıp yüzüme masum bakışımı takıp

'ben çok açım '

dedim. Savaş sağ elini omzuma atıp beni kantine götürdü. Kantine geldiğimde ciddi anlamda acıktığımı fark ettim. Ne alacağıma karar veremeğince seçimi Savaş a bırakıp bir masaya oturdum. İki dakika sonra Savaş elinde iki tost ve çayla yanıma geldi. Büyük bir açlıkla tostu mideme indirdim. Karnımızı doyurunca sınıfa çıktık.

BENİ BIRAKMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin