Levi, gözleri sıkı bir uyku çekmiş gibi sonuna kadar açıkken fakat bunun aksine sabahın dördüne kadar bilinci bir kereliğine dahi kapanmamış bir şekilde yatağında yatarken yarı çıplaktı.
Sonbaharın biraz serin rüzgarları pencereler açık olmasa bile bir yerlerden sızıyor, yorganın kapatmadığı bel üstünü titretiyordu fakat bunun farkında bile değildi.
Sadece gözleri açık, tek eli lacivert yorganın üzerinde, baş parmağı hafif seğiriyor arada, beynini kemiren şey kulaklarını da çınlatmaya başlıyor. Göz kapakları omuzlarından daha da ağırlaşmış ama yok, uyuyamıyordu.
Sonunda yorganı üzerinden hızla çekti, aceleyle ayağa kalktı. Bir saat boyunca bakıştığı siyah, kırış kırış olan pantolonunu yerden aldıktan sonra sıra tişörtüne, iç çamaşırına, odadaki diğer kişinin pantolonuna, beyaz gömleğine, iç çamaşırına geldi. Onun da ardından saatler öncesinden kalma iki çift çorabı ve dün sandalyesinin üzerine öylesine koyduğu için kendisinden nefret ettiği bordo hırkayı sol elindeki yığında topladı ve hepsini kapının arkasındaki boş çamaşır sepetine atarken, farkında olmadan nefes nefese kalmıştı. Alnında biriken ter damlalarını hissedebiliyordu.
"Levi?"
Levi omzunun üzerinden yatağına baktı. Eren Jaeger, hâlâ fazla uykulu bir şekilde, yarı açık gözlerle ona bakıyordu ve çıplak omzu geceden beri açık olan, komodinin üzerindeki lambanın beyaz ışığında hoş bir tınıyla parlıyordu. Sade beyazdan öte, kan kırmızısı güller gibiydi.
Anlayışla gülümsediğinde, Levi'ın gözlerini buğuladı.
"Etrafı biraz dağıttık, değil mi? Kusura bakma."
Tanrı aşkına.
"Hayır, kesinlikle, yani, önemi yok. Evet, tamamen önemi yok. Hallettim zaten."
Eren sağ gözünü yumruk yaptığı eliyle ovuşturduktan sonra yatağın soğuyan tarafındaki battaniyeyi çekti ve kelimelerini kullanmadan Levi'ı çağırdı. Levi yavaş hareketlerle ona açılan yere doğru ilerlerken göz ucuyla yerde kirli kıyafet arıyordu. Yatağa uzandığında bile orada bir yerlerde olduklarından emindi.
"Gözlerini kapat." Eren'in gümüşi sesi kulaklarına dolduğunda onun dediğini yaptı. Göz kapakları tamamen kapanırken Levi onların rahatlamayla derin bir nefes bıraktıklarından neredeyse emindi. 18 saattir, yarım dakikadan uzun süre kapalı durmamışlardı ve en az Levi'ın beyni kadar onlar da yorgunluktan ölüyordu.
Levi Ackerman, yorgunluktan ölüyordu fakat bu konuda pes edecek son kişiydi.
-
-
-mantık aramamanızı umarak, iyi okumalar diliyorum
uyarı:
- gerçekten bomboş bir şey ama yazdım işte
ŞİMDİ OKUDUĞUN
leiden 》ereri
Fanfic❝ etrafı biraz dağıttık, değil mi? kusura bakma. ❞ [ leiden ; acı, hastalık ] [ eren jaeger × levi ackerman ]