05

1.3K 63 10
                                    

Bundan bir önceki bölüm olaylara açıklık getirmek amacıyla kısa olmuştu.Bu bölümde elimden geldiğince telafi etmeye çalışacağım.Ve umarım yeni kapağı beğenirsiniz.Hem o hem de bölüm hakkında tüm görüşlerinizi bekliyorum! Bu arada,multimedia'da Brodie'nin uyuyuş şekli var,eklemeden duramazdım sdkfjgh -Chloe

"Hogsmeade mi? Geçen günki olayın hemen ardından bir gezi mi düzenliyorlar gerçekten? Şüphesiz söylüyorum,bu bir tesadüf değil."

"Evet Sinclair,bu bir tesadüf.Hogsmeade gezileri hep bu tarihte yapılır.Yılbaşından iki gün önce.Biraz daha pozitif olmaya ne dersin?" dedi Matt.

Güldüm. "Üzgünüm Sin,ama Matt haklı."

"Ah, öyle mi? Birkaç büyü öğrenseniz yararınıza olacak.Demedi demeyin." dedi Sinclair boğuk sesiyle.

Tüm Weasley takımı öğle arasında bahçedeydik.Biraz dinlenmek gerçekten iyi gelmişti çünkü neredeyse hiçbir çalışma saatimizi boş geçirmiyorduk.Bu durumdan şikayetçi değildim.Hogwarts'a geldiğimden beri profesörlerden öğrendiğim büyü ve bilgiler,bu son iki haftadır takım arkadaşlarımdan öğrendiğim bilgilerden daha az bile diyebilirdim.Sahi,takım arkadaşı gibi tabirlere alışmıştık.Tek sorun ise tüm bunların ne işe yaradığını bilmememizdi.Bu gerçekten saçmaydı ve saçma olduğu konusunda hepimiz hemfikirdik.Şimdi ise ders saatleri bittiğinde McGonagall hepimizin ortak salonda toplanmasını istemişti.Merlin aşkına,hiç normal bir okul günü geçiremeyecek miydik biz?

"Tebrikler Weasley takımı,bol şans.İhtiyacınız olacak." Hepimiz bu cümleyi duyunca duraksamıştık.Yanımıza gelen Gryffindor'dan Leona McMillian'dı.Kendisi çok yanlış binaya düşen,tipik kibirli bir Slytherin'di bence.Bu yüzden bu cümleyi son derece alaylı bir şekilde söylediğini tahmin edersiniz.Bu bizde şüphe uyandırmaya yetmişti.Başımız beladaydı ki son günlerde en ufak bir hataya düşmemiştik.Bahçede sabahladığımız gün hariç.Ancak o çoktan unutulmuş olmalıydı.

"Neden bahsediyorsun Leona?" dedim gözlerimi devirerek.

"Merlin aşkına,cidden haberiniz yok.Bu biz Lovegood takımının sizi ezip geçeceğinin diğer bir işareti,değil mi çocuklar?" dedi arkasındaki sürü denilebilecek boş bakışlı insanlara bakarken.

Bu beni daha fazla sinirlendirmişti.Luna Lovegood tarihteki en temiz kalpli cadılardan biriydi.Soyadının temsili olan takıma da bir bakın.Diğer üzücü olan şey ise tüm bunların iğrenç bir rekabet haline gelmesiydi.Nedir bu? Bir çeşit ölüm kalım savaşı mı? McGonagall tüm bunların başında önemli olanın birlikte olup,dışarıdaki tehlikelere karşı birlikte savaşmamız olduğu hakkında bir konuşma yapmamış mıydı?

Sorumu cevaplamadan yürümeye başladı. "Hey,buraya gel!" diye bağırdım arkasından.Gereksiz bir sinir tüm bedenimi kaplamıştı sanki.Cicely bileğimden tutup "Boş ver Clem,bırak gitsin." dedi soluk sesiyle.Normalde bunu söyleyen kişi ben olurdum.Hatta gerekli olmadığı zaman insanlarla tartışmazdım bile.Bu günlerde yaşadığım stres tüm bunları tersine çevirmişti sanki.Ani bir hareketle ayağı kalkıp elimdeki asamı Leona'ya doğru doğrulttum.

"Entomorphis!" diye bağırdım gözlerimi yumarak.

Aman tanrım! Ben n'apıyorum?! Birincisi,gerçekten bağırmıştım.Yani bahçedeki herkes bana bakıyordu ve McGonagall'ın kulağına gitmesi saniyeler alırdı.İkincisi,büyünün ne işe yaradığını hatırlamıyordum.

...

Leona ile bu kadar uzun süre yan yana oturduğumu hatırlamıyordum.Hatta aynı ortamda bulunduğumu da.Mcgonagall'ın ofisinde oturuyor ve onun soğuk bakışlarına maruz kalıyorduk.

"Clementine,yaptığının büyünün ne işe yaradığını sesli bir biçimde tekrar eder misin lütfen?"

İç çektim ve titrek sesimle konuşmaya başladım.

"Karşıdaki kişiyi kısa bir süreliğine...bir böceğe dönüştürür."

"Harika.Senin gibi aklı başında ve olgun bir öğrencinin sonuçların ne doğuracağını bildiği halde bunu yapmasını beklemezdim gerçekten.Daha önce böyle bir hataya düşmediğin için şimdilik ailene haber vermeyeceğim."

Derin bir nefes aldım. "Çok teşekkürler profesör."

"Lakin,bu duruma karşı kayıtsız kalamayacağım.Size haber verilmedi ancak Leona bir şekilde bu bilgiye ulaştığı ve arkadaşlarını haberdar ettiği için de ceza alacak." dedi Mcgonagall Leona'ya bakarken.Bakışlarını bana çevirip konuşmaya devam etti.

"İkinizde gidebilirsiniz.Çıkarken lütfen kapıdaki öğrencileri içeri alın."

Bir saniye...Mcgonagall hangi bilgiden bahsediyordu? Olaylara cidden bir anlam veremiyordum.Başımla onaylayıp usulca rahat koltuktan kalktım ve kapıya yürüdüm.Odanın kapısı gürültüyle açıldı.Kapının eşiğinde tahminimce tüm takım liderleri duruyordu.Hepsi teker teker içeri girerken gözümle Sinclair'ı aradım.Yanımdan geçerken 'inan hiçbir fikrim yok' dercesine başını sallayıp dudak büzdü.Kalabalık dağıldığında koridorun sonundaki diğer öğrenciler görünüyordu.Ah,işte oradalardı.Sinclair hariç tüm takım.

"Neler oldu?" diye sordu Isaac.

"Neredeyse hiçbir şey.Duruma karşı kayıtsız kalmayacağını söyleyip bizi odadan çıkardı.Sonra da içeri takım liderlerini aldı."

"Eh,bence biraz dinlenmelisin.En azından Sinclair çıkana kadar." dedi Brodie.Haklıydı.

"Benim de Tılsım ödevimi tamamlamam gerekiyor.En az bir saatlik bir toplantığı olacağı söylendi.Mcgonagall'ın bir saatlerini bilirsiniz.Bence yeterince zamanımız var." dedi Isaac.

"O zaman herkes dağılsın.Biraz dinlenin.Leona'nın dediğine bakılırsa bugün Weasley takımı için zor bir gün olacak." dedi Matt dalga geçercesine.

...

Brodie ile Ravenclaw ortak salonunda,şömine önündeki koltukta bağdaş kurmuş birbirimizin karşısında oturuyorduk.Salon boştu.Şöminenin çıtırtıları beni rahatlatıyordu.Saat henüz öğlen 1'di ancak salonda sadece loş bir ışık vardı.Hava kapalı ve boğucuydu.Kitabıma odaklanmışken Brodie'nin uyuya kaldığını fark etmemiştim bile.Kafasını koltuğa yaslamış,boynu boşlukta kalmıştı.En son böyle uyuduğumda tüm gün boynumu kıpırdatamamıştım.Ona bakarken yüzümdeki sırıtışa engel olamıyordum.Usulca onu dürttüm.Homurdanarak gözlerini açtı.Gülerek kafasını dizime koymasını işaret ettim.Uyku sersemi bir halde dediğimi yaptı ve saniyesinde tekrar daldı.

Yaklaşık bir saat boyunca aynı şekilde uyurken ben de kitabı bitirdim.O sırada herkes odalarından ortak salona inmeye başladı.Büyük ihtimalle toplantı sona ermişti.

"Brodie,uyan.Gitmeliyiz." dedim mırıldanarak.Kafasını usulca kaldırarak önce bana,sonra etrafına baktı.Doğrularak gözlerini ovuşturdu.

"Sonsuz bir süredir uyuyor gibiyim." dedi boğuk ve uykulu bir sesle.Güldüm ve ayağı kalkıp elinden tutarak kalkmasına yardım ettim.10 dakika kadar sonra hepimiz kapıda dikiliyorduk.Liderler kapıdan çıkınca hepsi takımının yanına neredeyse koşar adımlarla gitti.İnanılmaz bir gürültü oluşmuştu.Sinclair hiç olmadığı kadar tedirgin görünüyordu.Derin derin nefesler alarak aşırı derecede hızlı,arada kekeleyerek konuştu.

"Bu...bir görev...i-ihtiyaç odasını simülasyon gibi y-yapacaklar ve...ve ruh emiciler,böcürtler...karşı takımların üyeleri ve her şey...bir savaş hazırlığı gibi v-ve bugün g-gerçekleşecek."

Herkes birbirine baktı ve o an her birimiz kendi kalp atışlarımızı duyuyor gibiydik.Bu bir şaka veya öylesine bir düzen değildi.Bu gerçekti ve şimdi başlıyordu."

Hogwarts Efsanesi : Yeniden DoğuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin