Bugün öğle gibi kalkmıştım. Ama annem neredeydi. Telefonunu aradım, ulaşamadım. Korktum, başına bir şey gelmiştir diye. Kahvaltımı yapıp, sabah koşusunu yapmaya gidiyordum. Parka gittiğimde ortalıkta kimse yoktu. Koşuma devam ettim. Sanırım yarım saat boyunca koşucaktım ama bir şey sanki bana eve gitmemi söylüyor gibiydi. Daha yeni gelmiştim parka koşumu yapmadan gidemezdim herhalde. Adımımı attığım an bir araba önümde durdu. Gitmesini bekliyordum, sanki o da benim gitmemi bekliyor gibiydi. Araba önümden çekilmeyince ben de etrafından dolanacağım sırada arabanın kapısı açıldı. İçerisinden sanki tanıdığım birisi çıkmıştı. Bir yerden mi tanıyordum onu?,hiç sanmam. Adam bana doğru koşunca ani bir reflexle olduğum yerden hızlıca kaçtım. Buradaki yolları çok iyi biliyordum o yüzden ara yola doğru koştum. Adam bana "Dur."diyordu. Bende kendime güvenip durduğumda "Siz kimsiniz?, Benden ne istiyorsunuz? Niye beni takip ettiniz?" diye bağırdım. Bir an etraf kararmaya başladı. Gözümü ovaladım açtığımda yataktaydım. Rüya mı görmüştüm? Hiçbirşey olmamış gibi kalktım. Kıyafet dolabımı açtığımda küçük bir kağıt ğördüm şunlar yazılıydı; "Evet birazcık kormuş olabilirsin ama merak etme, ben senin hep yanındayım ve seninle tanışmak istiyorum. Bu akşam saat yedi de seni Yağmur Sokağına davet ediyorum." Ayak sesi geliyordu. Elimdeki kağıdı cebine sokuşturdum. Kapı açıldı, içeri gelen annemdi. En büyük cesaretimle "Anne dün neredeydin?" "Kızım nerede olucam işteydim sorna eve geldim, hem niye sordun ki?" "Unutmuşum dün cuma idi demi ?" "Ya öyleydi. Hadi aşağı inelim. Kahvaltı hazır, menüde en sevdiğin çikolatalı krep var." "Tamam annecim geliyorum, üstümü giyiyim."•••
Gitsemiydim acaba oraya?, Yoksa evde mi otursaydım? Beynimde bir sürü soru. "Annecim ben üstüma hırka alıp koşuya gidicem." "Tamam kızım." "Bugün geç kakabilirim arakadaşımda kalıcam biraz." "Tamam, ilk işin beni aramak olsun." "Tamam." Denilen yerin yolunu tuttum. Aslında görünmeden gidicektim. Korkmuyorum ama olacaklara karşı hazırlıklı olmak istiyorum. Sokağın tam önünde üç tane kız vardı. "Burada yeni misin?" "Neden sordunuz?" "Hiiiç." Sanki benden birşey saklıyor gibiydiler. "Siz benden birşey mi saklıyorsunuz?" "Aranan kişimisin merak ettik de." "Aranan kişi ne?" Aralarından en şımarığı"Aranan kişi yani şu bi adam var. Şu uzun pala bıyıklı bi adam." "Biliyorum. Yani tanıyorum onu bana bir kağıt gönderdi. Kağıtta burası yazıyordu da siz, siz kimsiniz benden ne istiyorsunuz?" "Sırf sen değil merak etme biz de sendeniz. Tanışalım ben Berra, yanımdaki Su, şu taraftaki de Sara. Senin adın ne?" "Ben Alara. Size bişey sorucam bu adam kim?" "Onu bugün görücez. Aranan kişi bekleniyodu o da senmişsin." Karnım gurulduyordu acıkmıştım. Keşke yemeğimi güzel birşekilde yeseydim.Karnımın gurultusunu duyan Sara "Karnın mı acıktı? Benimde çok acıktı. İstersen bizle gel yemek yiyelim genellikle bizim karavanımız var orada ihtiyaçlarımızı gideriyoruz." "Elbette karnım deliler gibi acıktı, seve seve gelirim." Orada biraz sohbet ettik, karnımızı doyurduk kendimden bahsettim onlar da bana kendilerinden bahsettiler. Zaman sanki onların yanındayken çok hızlı geçiyordu. Sadece telefonuma mesaj gelene kadar, annemdendi"Kızım neredesin? Çok merak ettim seni. Telefonlarıma da cevap vermedin?" Mesaj karşılığı olarak"Annecim görmemişim arkadaşımdayım bugün." Neyseki annemdem kurtulmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karavan Kardeşler
AdventureBir grup arkadaşın geçirdiği türlü türlü maceralardan oluşan bir roman.