Take care of yourself Milena,we'll see you again.

12.8K 214 43
                                    

Ellerimi saçlarımdan sertçe geçirdim kafamdaki sesleri susturmak istercesine.Olanlar neden hep üstüste gelmek zorundaydı? Neden herşey güzel gidiyor derken yeniden bir bokluk çıkıyordu?
Derin bir nefes aldım ve gözlerimden akan yaşları sildim ama tekrar yenisi akıyordu.Gözlerim ağlamaktan acıyordu artık. Camdan esen soğuk rüzgara baktım ve yutkundum.
Bayan Jane'nin söylediklerinden sonra herşey uğultu halinde çıkıyordu benim için.Söyledikleri gerçek miydi? Bay Malik'in ondan çocuğu mu olacaktı?Bu düşünceyle hıçkırdım ve sinirle bağırarak masamın üstünde duran lambayı sertçe duvara fırlattım.Korkuyordum.Sadece korkuyordum.O kadının gerçekten hamile olmasından,Bay Malik ile evlenmesinden.Herşeyden korkuyordum.Bay Malik beni bırakır mıydı?Düşünceler şimdiden kafamı patlatacak raddeye gelmişti.Zihnimde sadece Bayan Jane'nin sözleri çınlıyordu. "Çocuğunu taşıyan kadın.."

Bay Malik Bayan Jane ile konuştuktan sonra onu göndermişti ve yüzüme dahi bakmamıştı benim.Ne sanıyordum ki zaten? Bir süre sonra adım seslerini duydum.Kapım açıldı ve usulca içeriye girdi.Onu görmek istemiyordum ama bağırıp çağırmak neden diye sormak istiyordum. Yüzüne bakmadım ve titreyen buz kesen ellerime baktım.

"Ne yapıyorsun?" İfadesiz sakin sesi ile sordu.Bir cevap vermedim.

"Sana bir soru sordum Milena, yüzüme bak." Sesi uyarır tonda ve sert çıkıyordu.Yaptığı o kadar boktan sonra hala bana nasıl böyle bağırabiliyordu?

Yüzüne baktım çatık kaşlarımla."Ne var?" Sesim kızgın ve yüksek çıkmıştı.Kaşlarını çattı ve gözlerini kıstı.

"Ses tonuna dikkat et." Dişleri arasından sakince tısladı.

"Etmiyorum?! Neden dikkat etmem gerekiyor söylesene?" Ayağa kalktım ve karşısında durdum.Lanet olsun ki onun kadar güçlü duramıyordum.

Derin bir nefes aldı ve dişlerini sıktı.Dudaklarını yaladı ve tekrar bana baktı.

"Milena haddini aşma!" Yüksek bir sesle bağırdı. Ellerini saçından geçirdi.

"Yeter artık! Bana bir açıklama yapmayacak mısın? Şuan tek önemli olan şey sana karşı sesimi yükseltmem mi!" Masada elime geçen ilk şeyi duvara fırlattım.Delirmiş gibi hissediyordum ve artık çok sıkılmıştım.Bağırmak istiyordum.
Duvara sertçe çarpan bardak yüksek bir sesle parçalara ayrılmıştı ve içindeki sıvı duvarda renk bırakmıştı.

"Ne dememi bekliyorsun amına koyim! Ne yapmamı bekliyorsun!" Sertçe masaya tekme attı ve yutkunmamı sağladı.
Sonunda sessizliğini bozmuştu.Bayan Jane ile konuştuğundan beri tek kelime etmemişti.

"Birşeyler söyle! Yalan de,benden değil de böyle birşeyin olması mümkün değil de! Lanet olsun birşeyler söyle kafayı yemek üzereyim!" Onu iterek yüzüne bağırıyordum. Öylece duruyordu sadece beni engellemiyordu.Her ne kadar sertçe itsemde güçlü vücuduna etki etmiyordu.

Hıçkırdım ve göğsüne sertçe vurdum. Çok yorulmuştum artık. Hayattan sıkılmıştım.Daha yaşım küçüktü ama yaşadıklarım beni yormuştu.

Birşey söylemeden öylece duruyordu.Birşey söylemesi gerekiyordu.

"Beni hiç mi umursamıyorsun?" Kırgın çıkan sesimle yüzüne baktım.Kaşlarını çattı ve dikkatle yüzüme baktı.

"Saçmalıyorsun." Sertçe mırıldandı ama onu umursamadan devam ettim.

"O kadar şey yaşıyoruz! Ben sana kendimi teslim ettim!" Bağırdım deli gibi ve masadaki kalem kutumu ona fırlattım.Karnına gelmişti ama bir tepki vermemişti.Öylece durması beni deli ediyordu.

"Beni becermene izin verdim!" Çığlık atarak asıl söylemem gereken şeyi söyledim. Elime ne geçerse ona atıyordum. Neresine geleceğini önemsemeden.

Stone Cold // z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin