Nefes, hayalperest babası hariç ailesini seven bir kızdı.Ta ki o adam gelene kadar.......
Nefes her zamanki gibi okul kıyafetlerini giymiş annesinin kahvaltı hazırlamasına yardımcı oluyordu,Nefes annesinin morluklarını görünce ciğeri yanıyordu ama alışmıştı artık.Babasının zalimliklerine o kadar sinir olmasına rağmen ses çıkaramıyordu.Kahvaltısını yapıp annesine kocaman bir öpücük bıraktı,ve okula gitmek için yol aldı.Okul her zaman ki gibi sıkıcıydı ama Nefes okulunu bitirip annesine bakacağına söz verdi o yüzden her gün derslerine düzenli bir şekilde çalışıyordu.Okul zili çaldığında Nefes hemen çantasını toplayıp yola koyuldu.Eve geldiğinde mutlu bir sesle "Annecim seni çok özledim!"Dedi ayakkabısını çıkarırken eve girdi ancak içine bir sıkıntı çöktü,yok sayıp salona giderken içini korku kapladı ve o gıcırdayan salon kapısını açtı.Nefesin nutku tutulmuşdu,gözlerini yumdu tekrar açtı ama aynı manzara,yere çöktü ve annesinin kanlı bedenini gördükçe yüreği alev alıyordu."An... an... ne..anne hayır se... Sen bunu bana yapamazsın değil mi?"dedi.Sonra babası kapıdan içeriye girdi.Hemen Nefes'in saçından tutup "Hadi işimiz var gel benimle!"dedi.Nefesin aklı annesindeydi ama başındaki hissettiği acı anlatılmazdı.Babasi Nefes'i lüks bir limuzine attı.Karşısında kendine gülerek bakan bir adam vardı.Nefes korktu,arabadan çıkmak için çabaladı ama nafile... çıkamadı o cehennem köprüsünden.Vedat onu o akşam zorla tecavüz etti.Nefes o kadar dayak yemişti ki kendinde değildi.8 yıl sonra
Nefes tam 8 yıl boyunca her çeşit şiddete maruz kalmıştı.
Orada tek başına mücadele etmek onu fazlasıyla yoruyordu.Ama direnmeliydi.Vedat bir gün ortaklık için aksama misafirler davet etmişti.Nefes ilk defa umutlanmışdı çünkü bütün korumalar gidecekti.Akşam
Nefes uzun bir beyaz abiye giyip aşağıya indi.Fazla misafir yoktu aslında sadece 1 kişi vardı.Nefes hemen onunla tanışıp yemek masasına geçtiler,adamın adı Mustafaydı,Nefes kaçmak için bahane arasada Vedat onu bakışlarıyla korkutuyordu.Nefes Mustafa'nın Karadenizli olduğunu öğrenince bir şaşırdı.Cünkü Vedatin ilk defa İstanbul değilde Karadenizli bir ortağı olacaktı.Mustafa tam yola koyulacakken
"hep birlikte bizum eve misafirsunuz he mi Vedat bey"
Vedat sahte güler yüzle
"Tabi olur gelirim" dedi
Mustafa ise "siz, karınızla gelin Vedat bey rica ediyrık."
Vedat düşündü ve "Ama benim karım Nefesin işleri var kusura bakmayın Mustafa bey"
"Yok olmaz hep birlikte bizum eve misafirsunuz,itiraz istemem!"
Vedat ne kadar sinirli olsada güler yüzle;
"Peki, ben karımla sizin eve yarın akşam misafiriz"der.Yarın akşam
Nefes heyecanlıydı.Çünkü o cehennemden kaçmak için bir fırsattı.Nefes V yakalı,boyu dizlerine kadar gelen bir toz pembe elbise giymişti.Ve ona çok yakışmıştı.Kaleli konağına geldiklerinde;
V(Vedat):Bana bak, kesinlikle kimseyle muhattap olmuyorsun!Tamam mı!
N(Nefes):Bırak kolumu canımı acıtıyorsun!
V:Eğer dediklerimi yapacaksan bırakırım.
N:Tamam yapıcam... Ya bırak kolumu!
Vedat Nefes'in sımsıkı tuttuğu kolunu bıraktı.
Kaleli konağına doğru yürüdüler,
Kapıyı açan Asiyeydi:
A(Asiye): Hoşgeldunuz, hoşgeldunuz buyrun geçun, salon hemen ilerde.
Nefes o güzel kalpli kadını öptükten sonra sıra Kaleli erkeklerini görmek olucaktı,ilk önce hafif sarışın yangaz Murat'a sarıldı,sonra Fatih sonra ise Mustafa beyi gördü sarıldı.
Sonra karşısında ki o bal rengi gözlerine vuruldu.
O kadar güzel bakıyordu ki Nefes gözlerini alamadı,
N: Merhaba benim adım Nefes, sizin adınız ne?
T:Tahir ,deli Tahir derler bizim köyde.
Tahirde o güzel gözlere vuruldu sanki
Birbirine ne kadar güzel bakıyorlardı oysa ki.Merhabalar ben Leyla,bu ilk bölümüm diğer bölüm hemen karşınızda olacak.Sizleri seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefes & Tahir en güzel aşk
FanfictionNefes, Tahir'i görünce o bal rengi gözlerine vuruldu,o günden sonra ilk kez aşık olmuştu.