Kuyudan su çeke çeke ellerim kesiklerle dolmuştu, iki kovayı da doldurduktan sonra sırtıma yükleyip yürümeye başladım. Sıcak hava susuzluk hissimi arttırıyordu, sonunda dayanamayıp kovaları sertçe yere bıraktım.
-Hey sen! Ne halt yiyorsun burada?
-Baksana işine Runihura, seninle uğraşacak zamanda değilim
-Aaa bak sen şu kıçı kalkık ite"dedi ve kovama bir tekme savurdu. Al işte şimdi yandım diye düşünürken sesi duyan ustabaşı dibimizde bitmişti. İçimden küfürler savururken iç sesimi bölerek konuşmaya başladı:
-Sethos! Gel çabuk buraya bu kovaların hali ne!? Kuyular kurumanın eşiğinde sen suları kumlara saç! Yürü benle meydana geliyorsun."dedi ve kolumdan sürüklemeye başladı.
Arkamı döndüğümde ise Runihura pis pis sırıtıyordu, sinirle başımı çevirip yürümeye devam ettim.
Meydana geldiğimizde babamın hüsran ve kızgınlıkla bakan gözlerini görünce başımı yere eğdim ve bir an önce bitmesi için dua ettim. "Çömel !"dedi, eğildim ve göğsümü taşa yasladım, ustabaşı her zamanki ibretlik sözünü söylemeye başladı:
-Görün işte bakın, emirlere karşı gelenin, tembellik yapanın sonu budur; bu piramit en erken sürede bitecek, firavun Khafre'nin emridir, hepiniz onun kölesisiniz!"dedi ve sırıtarak bana döndü. Sonra kırbacı kaldırdı; gözlerimi kapattım, dişlerimi sıktım. O vurdu, vurdu, vurdu...
Runihura* Antik Mısır'da hain yok eden anlamında
Sethos* Antik Mısır'da bir prensin adı