Gün bitimine kadar kimse ile konuşmadan su taşıdım, Runihura'nın pis pis sırıtmalarını göz ardı etmeye çalışarak, Güneş batmaya başladığında babama görünmemek için arka kapıdan çıktım, eve gitmicektim. Babam da alışkındı zaten...
Piramidi arkamda bırakana kadar yürüdüm, tepeye tırmanmaya başladım. Babam genelde Heru'da kaldığımı sanardı ama aslında bu tepedeki minik bi barakada kalıyordum. Heru'da da kalabilirdim aslında çocukluktan beri en yakın arkadaştık, kardeş olmuştuk. Onun benden çok daha zeki olduğunu herkes biliyordu. Okuma yazma öğrenmiş, hocaların takdirini kazanmıştı. Hep bana yardımcı olmaya çalışmıştı ama göründüğü üzere bi faydası olmamıştı. O piramidin çizimleri üzerine hocalarına fikir verirken ben orada taş ya da su taşıyan bi işçiydim.
Barakanın kapısını açtım, içeri girdim mumları yaktım. Burayı kendim yapmıştım, sevdiğim şeyleri buraya taşıyordum; evden yiyecek, bulduğum eski yatak dolap falan getirdim zamanla bu hale geldi. Tam yemek hazırlarken kapı çaldı, açtığımda karşımda gülen yüzü ile Monifa'yı gördüm. Heru'nun kız kardeşiydi Monifa, bizden iki yaş küçüktü. Heru ile ne zaman kavga etsek bizi barıştırırdı. Elinde de bi kap vardı.
- Hoşgeldin girsene içeri
- Heru bugün olanları anlattı sırtın iyi mi diye bakmaya geldim
- İyiyim bir şey yok, dedim ama eli ile sırtıma dokunması ile bağırmama engel olamadım.
-Yalancı! diye bağırdı gülerek, geç yat dedi sonra pansuman yapmaya başladı. Monifa da abisi gibi zeki ve çalışkandı. İnsanlara yardım etmeyi çok severdi ve bu yüzden de hemşire olmak istiyordu. Pansuman bittikten sonra kalktım, barakanın önünde oturduk. Sağda gözüken piramid, aşağı vadide gözüken evler ve karşımızda nil manzarası ile bir süre durduk öyle.
- Sethos, ben çok üşüdüm battaniye tarzı bisi alıp gelicem, dedi Monifa. Onu durdurup gidip kendim getirdim örttüm sırtına. Aslında gece vakti burada olmaması gerekiyordu. Tek başına bir kızın bu saatte sokakta olması hoş karşılanmıyordu. Hem de bi erkekle ama sadece arkadaştık herkes biliyordu; hem kimse burayı bilmiyor diye ikimiz de rahat davranıyorduk. Hem bu manzara insanı büyüler cinstendi...
- Noluyo ya!! Bir dakika bi dakika heey!? Karşımda birden babamı görünce neye uğradığımı şaşırdım. ''Sktr...'' Monifa'nın babası da gelmişti, Monifa ağlamaya başlamıştı, yanlış anlaşılmıştık işte içimden küfürler savuruyordum. Dün gece öylece uyuyakalmış olmalıyız; Monifa eve ben de şantiyeye gitmeyince merak etmiş olmalılar diye düşünüp kendime de küfürler etmeye başladım. Monifa'nın babası kolundan tutup çekiştirerek götürüyordu onu Monifa sadece arkadaşız diyip durumu anlatmaya çalışsa da babası izin vermiyordu. Onun gidişini izlerken babamın da beni süzdüğünü gördüm tam konuşacaktım ki izin vermeyerek:
- Bundan sonra Monifa ile görüşmeyeceksin, bunu biri bile duyarsa nolur sen biliyo musun? Ya düşünmedin mi hiç ahlaksız herif nasıl bakacam ben Monifa'nın babasının yüzüne, adam patronum!'
- Baba saçmalama sandığın gibi..'
-Kes sesini, bi an önce toplan şantiyeye gel, bunun hesabını daha sormadım ben sana !''
Heru* Antik Mısır'da Güneş tanrısı
Monifa* Antik Mısır'da talihli, uğurlu, şans getiren kimse