Ninem terminale bir taksi çağırdı. Taksi ile ninemin evine gidecektik. Daha önce görmediğim bu ev eminim ki bana güzel duyguların keyfini verecek. Taksi bir süre sonra geldi. Taksi şoförüne gideceğimiz yeri söyledik. Fakat bir sorun vardı. Taksi şoförü arabayı çok hızlı kullanıyordu. O kadar hızlıydı ki ninem ve ben bir sağa bir sola yuvarlanmaya başladık. Ninem bir şey diyemedi tabii. Ban böyle şeylere gelemem. Hakkımï arar, olumsuzlukları söylerim. Taksi şoförüne biraz sinirli atarlanmış olabilirim. Yaşıma göre haddimi aştım galiba. "Ya şoför amca ne yapıyorsun? Görmüyor musun, ninem ve ben neredeyse arabadan düseceğiz. Bir kaza yapsak suçlu olacaksınız. Az yavaş gidin lütfen!" diye söylenince şoför bir anda arabayı durdurdu. Arkasına döndü - ninem ve ben arkada oturuyorduk -. Arkasına dönünce bana doğru baktı ve tekrar önüne döndü. Hiçbir şey demeden daha yavaş bir şekilde yola devam ettik. Niye bu kadar sinirliydi ki? Yoksa bütün insanlar böyle mi?
Ben İzmit' te iken ninem ile hiç dışarıya çıkmadım. Başka şehirlere gittim ama orada da hiç dışarıya çıkmadım. Dışarıdaki insanlar nasıllar bilmiyorum. Ninem insanların hem iyisinin hem de en iyisinin olduğunu söyler. Yani bu kötü insanlar yok demek mi oluyor? Gerçekten böyle bir şey mümkün mü? Aslında böyle bir durum olduğunu hiç sanmıyorum. Ninemin amacını anladım. Beni dünyanın kötülüklerinden uzaklaştırmak istiyor. Ama bilmediği bir şey var. Benim bunlardan haberim var ki... Her ne kadar bilmemi istemese de, biliyorum. Özür dilerim nineciğim.
Taksi bizi ninemin evine bıraktı. Yavaşça taksiden inen nineme kapıyı kapatması için yardım ettim. Bagajdan bavullarımızı da aldıktan sonra şoför yine aynı hızla yoluna devam etti. Şoförün bu garip tavırları hiç hoşuma gitmemişti aslında. Ağzında gevelediği kürdan neredeyse kırılacak hale gelmişti ama o bunu önemsemiyordu. Ninem taksiye bakan gözlerini özlediği evine çevirdi. Gözlerinin içi ışıl ışıl parlıyordu. Sanki anıları aklına gelmişti. Kim bilir neler yaşadı bu evde. Hem büyük acılar hem de güzel anlar. Dedem de yaşıyormuş o zamanlar. Ondan bahsetmedin fazla. Çünkü pek tanımıyorum. Tanısam ne olacak. Şimdi karşıma çıksa da sevinmem. Ne olduğu önemli değil. Belki ilerde bahsederim size.
Ninem elindeki bavulla bahçe kapısını araladı. İçeriye doğru bir adım attı, arkadan da biri bağırdı: Gız, Nariş sen mi gelduuuuun? Ninem arkasına doğru döndü ve koşup arkadan bagıran teyzeye sarıldı. "Ha ben geldum, tanidun mi beni?" diye cevap verdi. Yoksa bu, yoksa bu teyze Nalan Teyze miydi? Ninem bana bahsetmişti ondan. Nalan Teyze onun kız kardeşi gibiymiş. Anlayacağınız çocukluk arkadaşı. Onların tabiri ile "Anaları" adlarını da beraber koymuşlar: Nalan ve Nârin. Bir de Nermin Teyze varmış. Ama ninem bana ondan hiç bahsetmedi. Babamın teyzesi yani ninemin ablası. Ama neden bahsetmediklerini de bilmiyorum ya...
Nalan Teyze elimizden bavulları aldı ve ninemin evine birlikte girdik. Ninem etrafına bir baktı, tozlanmıştı. Tarih vardı bu evde.... Ninem bana bakarak gülümsedi ve iç çekti. Özlem doluydu nefesi. Bana "Haydi Asela' m çık da az hava al. Biz de buralara çeki düzen verelim. He kızım?" Evet anlamında başımı salladım. Dışarıya çıktım. Dedim ya garip bir havası var buraların. Aşağıda Taş Köprü dedikleri bir yer varmış. Nalan Teyze dedi. Meşhurmuş herhalde. Ağaçlarla kaplı dar yoldan aşağıya indim. Köprünün altından şarıl şarıl sular akıyordu. Kim bilir ne soğuktur bu kış mevsiminde. Ninem köprünün kenarlıklarına dikkat et dedi. Düşebilirmişim. Aman ne güzel...
Köprünün kenarlarından uzak, orta kısmında bir yere oturum. Gökyüzüne baktım ve elimde duran ninemin günlüğünden bir sayfa açtım. Şiir yazacaktım ama bunun da bir adabı vardır, ben beceremem dedim. Sayfayı tam kapatacaktım ki, uzaklardan bir genç kızın sesi duyuldu. Buralıydı herhalde. "Çayelinden o yani, gidelum..." diyen o güzel ses köprüye doğru yaklaşıyordu. Ah işte sonunda gördüm kızı. Üstünde bordo, kahverengi ve beyaz renkler bulunan bir kıyafeti vardı. Ses daha da yakınlaşmıştı ve artık kız görülebiliyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kış Kızı
RandomKışın ürkütücü soğuğu Asela' nın kasabasına düşmüştür. Arkadaşlarının tabiri ile "Tavşan Kız" Asela, hayatı ögrenmeye başlar. Hayat ona duygularla imtihanı öğretir. Bakalım Asela nelerle karşılaşacak?