0.1

35 1 0
                                    

Açık konuşacağım size/sana böyle diyorum çünkü sayın şu an konuştuğumu varsaydığım hayali okur kaç kişi olabileceğiniz bilmiyorum sürekli bölüm gibi bir söz veremiyorum yani bir günde birçok bölüm gelebilir ama gelmeye de bilir şu ilham perileri bana çok uğramaz da o yüzden bekleyemeyecek olan okumayabilir size kalmış. İyi okumalar. Dip not: Heyecandan ölüyor.

1.bölüm: 'Başlıyoruz'

Yer: Zero of the world üssü Müdire'nin odası Tarih: 27.05.18 Saat: 4.50

Kapının tıklanmasıyla pardon (yerle bir edilmesiyle) uykumdan uyandım. Ne olduğunu anlamaya çalışırken kolumdan sürüklenmeye başladım, kendimi müdire hanımın odasında buldum. Cidden mi? Saat gecenin körüydü ve beni uykumdan uyandırıp azarlayacak mıydı? Uykulu gözlerle karşımdaki başlı başına durana otoriteye baktım sımsıkı toplanmış sarı saçları bir topuz halindeydi, lacivert ceketi ve eteği ceketinin içindeki gömleği jilet gibi ütülenmiş bir kalıp gibi üstüne oturuyordu kare, çerçevesi gümüş gözlükleri onlarına ardından bana bakan gözler kollarını bağlamış bir şekilde dik duruşu size tek kelime söylemeden istediğini yaptırabilecek bir güce sahipti. Uykulu gözlerle karşımdaki otoriteye baktığımda gördüklerim bunlardı.

"Buraya seni neden getirdiğim biliyorsun" evet biliyordum ama sessiz kaldım. Sinirli değildi ya da sinirliydi pek emin değilim yüzü bir kalıp buzdan bile daha ifadesizdi. Devam etti "Davranışlarını kontrol etmen gerektiğini ikimiz de biliyoruz." Bana onay bekler gibi baktı yavaşça gözümü kapayıp açtım, başımı hafifçe salladım. " Dövüş esnasında kendini kaybetmeyip komutlara uyman gerektiğini de biliyor olman lazım" sakindi ama bu birazdan bozulacaktı tekrar gözümü kapayıp açtım ellerim arkamdan birbirine tutunuyordu. "Ve kişisel meselelerini dövüş alanına yansıtmaman gerektiğini de biliyor olman lazım" sesi sona doğru yükselmişti, istemsizce küçük bir şekilde güldüm omuzlarımı indirip kaldırdım"Hak etmişti" dedim. Hareketlerim daha çok sinirlenmesine yol açtı. "Dövüştüğün kız şuan yoğun bakımda !" artık bağırıyordu "Bunun hesabını nasıl vereceksin, kilit sıkışmış ve biraz daha geç kalsalarmış şu an kız yoğun bakımda bile olmaya bilirmiş." Kafam yere eğikti gözlerimi kaldırdım ve sinirden gözlüklerini çıkarıp masaya fırlatışını izledim. Yerine oturdu ve ellerini başının arasına aldı muhtemelen sinirden ve sıkı topuzundan başı ağrıyordu sakinleşmesini bekledim, kafasını kaldırdı ve bana yorgun gözlerle baktı bunu bir işaret olarak algıladım ve konuşmaya başladım "Nerde duracağımı biliyorum bunu sen de biliyorsun." Sesiz kaldı, devam ettim "Onlara şu an benim dövüş için iyi olmadığımı ve başka zaman olması gerektiğini söyledim ama beni dinlemediler." Masaya fırlattığı gözlüğü eline aldı ve geri taktı ayağa kalktı."Bu günden itibaren dövüş alanından uzaklaştırılıyorsun," İtiraz etmedim en fazla bir iki gün sürecekti ne de olsa ve haklıydı da ama cümlesi bitmemişti "süresiz olarak" tamam bir iki gün dayanabilirdim ama süresiz olarak asla dayanamazdım. "Ama" bana bir bakış attı bu susmama yeterli olmadı, " Bir iki gün dayana bilirim ama süresiz olarak bunu yapamazsın" dedim "Davranışlarını düzeltene kadar dövüş alanından uzak duruyorsun. Söyleyeceklerim bu kadar git ve uyu yarın eğitim var."

Odadan çıktım ve uzun koridorun sonuna yürüdüm üstünde 0 yazılı kapısı olan kendi odama girdim. Kendimi yatağa bırakmak yerine yatağımdan yastıkları ve pikemi alıp camı açtım çatıya çıktım ve camın yanındaki hafif eğik düzlük boşluğa oturdum. Pikeyi üstüme serdim yastıkların birini kafamın altına yerleştirdim diğerine de sarıldım. Demek süresiz bir 'cezam' vardı. Buna uymayacağımı ikimiz de biliyorduk. Aslında benim pek bir suçum da yoktu. Onlara şimdi dövüşe başlarsam kendimi durdurmanın zor olacağını söylemiştim. Neyse olan olmuştu ve şimdi sözde cezalıydım buna uymayacağımı herkes biliyordu müdire küçük çaplı bir savaş başlatmıştı taraflar belliydi ben ve o şimdilik, başlıyoruz.

27.05.18/01.50

0Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin