Şakaklarımda ki yoğun ağrı ile gözlerimi aralamaya çalıştım. Gözlerimi hafif aralayabildiğim de ise içimi bir korku kapladı. Çünkü hareket eden bir arabanın içinde -ki arabayı Meriç kullanıyor- bende arka koltukta başım Cem'in dizlerinde yatar bir pozisyondayım. Bu gerçekleri fark ettiğim ilk an ile çığlığı basmam arasında 0,2 saniye falan vardı. "Bakın inanın ikinizide haşat ederim,napıyosunuz ya neredeyim ben , nereye götürüyorsunuz siz beni." Tabi bu kadar sese Cem de uyanmıştı ve beklediğim tepki ondan geldi.
"Defne,kızım bir sakin ol ya , anlatıcam her şeyi."
"Hayır, hemen şimdi anlatıyorsun dökül." cümlem bittikten sonra usulca geriye yaslandım ve kollarımı göğsümün üzerinde bağladım.
"Hayır küçük hanım evde anlatıcak."
"Sen bir sussana sana mı sordum ben."
ikisi de suskunlaştığın da sıkıntıyla kafamı dışarı çevirdim ve yolu izlemeye başladım. Gece olduğu için tam olarak görmesem de her 100 metredeki ışıklandırmalar ile az da olsa nerede olduğumuzu anladım.
"Spil dağına mı gidiyoruz?"
"Fazla zekisin sen ya hiç de önünden geçtiğimiz tabelanın üstünde falan da yazmıyor ama nasıl anladın?"
"Bence benimle iyi geçin siz beni bırakınca sizi özellikle seni şikayet etmemi istemezsin dimi?"
Cümlemin sonlarına doğru tek kaşımı kaldırıp ikisine de tehditkar bir bakış attım. Tabi umursadıkları pek söylenemez. Küçük kulübeler görünmeye başladı. Bir kulübenin önünde durduğumuz da arabadan indiler ama ben inatla arabada oturmaya devam ettim. Bir dakikanın ardından benim tarafımda ki kapı açıldı ve Meriç kolumdan yakaladığı gibi beni arabanın dışına çıkardı ve sonra da ağaç eve doğru sürüklemeye başladı. Kulübeden içeri girdiğimiz de kolumu bırakıp camın önünde ki tekli koltuklardan birine oturdu ve oturmam için eliyle karşısında ki koltuğu işaret etti. İlk bakışta tereddüt etsem de kaçamayacağımı anladım ve koltuğa oturdum. Biraz oturduktan sonra önce sifon sesi duyuldu sonra da kapı sesi sanırım Cem tuvaletteydi ve o çıkmıştı.
"Hadi anlatın ne anlatacaksınız sıkıldım."
"Biz anlatmıycaz , anlatacak kişi birazdan....." Meriç cümlesini tamamlayamadan biri kapıyı açtı ve içeri girdi. Adam siyah pantalonu , mavi tişörtü ve siyah kapşonlusu ile oldukça tarzdı. Aslında adam demek pek doğru olmazdı en fazla 28 yaşlarında görünüyordu. Hele ki mavi gözleri hafif kirli sakalı ve ışıltılı gülümsemesiyle çok ama çok yakışıklı görünüyordu. Adam yavaş adımlarla bana doğru geldi ve elini sıkmam için uzattı. Elini sıktığımdaysa ağzından beni şaşkına çevirecek cümleler döküldü.
"Tanıştığıma memnun oldum canım yeğenim ben amcan POSEİDON."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEUSUN KIZI
FantasyTam gidecek iken sanki gökyüzü yarıldı ve büyük bir şimşek çaktı ve hızla yağmur yağmaya başladı. " O anlatmamızı istiyor Cem" (Mitoloji ve aksiyon seviyorsanız kesinlikle okumalısınız.)
