KUŞ KAFESTE

469 20 2
                                    


1 Hafta önce Meriç'ten 

"Dün babam ile konuştum Cem bütün melezler bir yana Defne'nin bizim safımızda olması gerek."

"Bilmiyorum Meriç bence Defne aradığımız kız değil. Fazla çelimsiz ve içine kapanık."

"Merak etme inanıyorum yakında bizden bile güçlü olur."

" Neyse benim gitmem lazım görüşürüz."

Sakin adımlarla Gar'dan çıktım ve eve doğru yürümeye başladım. Eve beş dakika kala yağmur yağmaya başladı. Kafamı gökyüzüne kaldırıp söylendim. "Ciddi misin 5 dakika bekleyemedin mi yani?" ben cümlemi bitirir bitirmez gök gürledi "Tamam tamam demedim bir şey."  Sonunda eve vardığımda sırılsıklam olmuştum. "Annem ben geldim nerdesin?" 

" İçerdeyim oğlum."

Ağır adımlarla içeri geçtim ve anneme sarıldım. "Günün nasıl geçti kraliçem?"

"İyiydi bebeğim senin?"

"Defne'yi gözetmek ve korumakla her zaman ki gibi." 

"Onunla ne zaman konuşacaksın her şeyi öğrenmesi gerek."

"Bana kalsa öğrendiğim ilk an anlatmıştım ama bilirsin yıldırım ile kızartılmak istemem."

Defne'den 

Okuldan oldukça yorgun döndüğüm için ilk işim uyumak oldu. Aslında bu aralar uyumak pek istediğim bir şey değil çünkü sürekli kabus görüp duruyordum. Lakin bu sefer ki pek kabus gibi değildi. Üzerimde uzun , askılı beyaz bir elbise vardı fakat ayaklarım çıplaktı. Ağaçlık yoldan yürürken birden bir baykuş uğultusu doldu kulaklarıma sonrasında ise etrafımda ateşten bir çember belirdi. Alevler yükseldi, yükseldi nasıl kurtulacağımı düşünürken güçlü bir şimşek çaktı ve yağmur yağmaya başladı. Sanki yağmur ve ateş birbirleri ile savaşıyorlardı. Hangisinin galip geliceğini merak ederken kulaklarıma zil sesi doldu. Nasıl yani burada bir kapı vardı ve  o mu çalıyordu saçmalık -salak kabustasın ya zaten- sanırım en mantıklı yanım iç sesim e ama bu kapı hala çalıyor. Sonradan kendime geldim ve gözlerimi araladım. Odamdaydım ve zil hala çalıyordu. Bu saatte kim bu salak diye söylene söylene yataktan kalktım. Kapıya ulaştığımda ilk olarak kapı deliğinden  kimin geldiğine baktım ve yine yanılmadım ki zaten evime gelen başka misafir de yoktu.

"Hoş geldin yine noldu?"

"Alınıyorum ama güzellik." cümlesini bitirir bitirmez ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi. O önde ben arkasında odaya girdiğimizde  

"Hadi aç masayı birde film açalım çünküüü sana İskender aldım."

"Canım canım canım Cem'cim bir tanem seni çok sevdiğimi söylemişmiydim."

"Hadi hadi geç buraları bir an evvel başlayalım yemeğe soğumadan."gecenin kalanı oldukça olağan geçmişti."

Cem'den 

Her gün olduğu gibi Meriç ile Gar'da buluşmuştuk. Aslında buraya bayılıyorum çok güzel ve sıcak bir havası var hele çaldıkları şarkılar ve ve ve kivi çayları sanırım burayı özel ve güzel kılan şeylerden biri. Evet hadi bakalım bu gece Defne'ye nasıl kendimizi kabul ettiricez. Bu gece de Defne de kalamazsam Meriç beni çiğ çiğ yer. Ah buldum can damarı İskender. En iyisi söyler 1,5 İskender alıyım hem bir taşla iki kuş.

Defne'nin Evinde 

"Ben yatıyorum sen de buralara bir yere kıvrıl."

"Tamam sağolasın."

Defne'nin gittiğinden emin olduktan sonra telefonumu çıkarıp Meriç'i aradım. 

"Ne var gereksiz?"

"Kırılıyorum ama neyse , kuş kafeste onu söyliyim dedim."

"Ne kuşu ne kafesi mal mısın oğlum sen."

"Uf tamam Defne'de kalıyom nu gece."

"Hah adam gibi söyle şöyle işte." Telefonu kapattım ve bekçilik görevimi yapmaya başladım.  

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 12, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZEUSUN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin