Yüzüme vuran güneşle uyanmak mı ? Ben hahahhaha NÖ. Hiç öyle bir güneşle uyanmadım.Sadece lanet telefonun sesi ve annemin sesleri.
"Geliyorum." demekle yetindim anneme.Telefon sesinide kapattım.Yatakta kıvrandım durdum.
Tekrar uyuyamadım.
Tuvalete girdiğimde saçımı ıslatım çıktım. Havlu almayı unuttum.
Mal nazmiye.
Geri odama girip hazırlandım. Saçımı hızlıca tarayıp at kuyruğu yaptım. Uzun olduğu için yakışıyordu.Çantam ve telefonum yanımdaydı. Hazırdım.
Aşağıya indim.Babam gazete okuyordu, annem çay koyuyordu. Abim de yarı uykuluydu.
"Geç kaldım anne kalmıyacağım kahvaltıya." dedim.
"Nazmiye kızım harclığın varmı. ?" dedi.
"Evet."
"Fotoğraf çekmiyecekmisin bugün." diye sordu.
"Eyvah !Anne sende olmasan. " Yanağından öptüm. Koşarak yukarı çıkıp makinemi aldım.
"Görüşürüz " diyerek dışarı çıktım, ayakkabımı giydim,gökyüzüne baktım. Yine sakin ve duruktu. Gülümsedim.
Fotoğraf makinemi boynuma taktım.Kulaklıklarımıda kulağıma Müzik zevkim "bütün müziklerini dinlerim "tarzıydı. Kore ve Demi LOVATO en sevdiklerim.Sabah uyanmak için illa bir heart attack dinlerdim.Şu anda onu dinliyordum.
Sanki biri arkamdan nazmi diye sesleniyor gibi geliyordu. Kulaklığı çıkarıp baktığımda Ayça soluk soluğa kalmıştı.
"Nazmi o kadar çok bağırdım ki bir tek sen duymadın herkes duydu." nefes aldı verdi.
"Sanada günaydın Ayça."
"Ya abi.Neyse olayları duydunmu. ? "
"Ne olayları.He şu yeni çocuk mu ? Evet dün facede ilgi odağıydı."
"Yazılanları okumadın mı ?"
"Hayır."
"Fotoğraf çekmekten hoşlanıyomuş"
"Eee?"
"Gitarda çalıyormuş."
"Banane "
Bunaldım ve tekrar gökyüzüne baktım.Selen sürekli birşeyler anlatıyordu. Birden birine çarptım. iç sesim :
Oha lan bu kim ? Daşa çarptın nazmi. dese bile dış sesim :
"Özür dilerim" demekle yetindi. Bakmadan uzaklaştım
"Bu o çocuk."dedi ayça heycanlı heycanlı.
"İnşallah bizim sınıfa gelmez."dedim.Ayça kötü kötü baktı.
"Tamam inşallah gelir." Dedim kasıntı bir gülüş kondurdum.O da güldü.
Sınıfa girdik. Hocayla birlikte o çocukta sınıfa girdi .
Hay ağzına nazmi. dedim içimden.
Ayça seviçten poposunun üstünde oturamıyordu.Tek Ayça'mı ? Bütün kızlar.
Allah var yakışklı çocuk dedim içimden.İç sesimi susturarak , gökyüzüne baktım. Gökyüzü sabahki baktığımdan farklı bulutlar gelmişti. Duruk olan gökyüzü gitmiş heycanlı bir gökyüzü vardı.Gülümsedim. Duyduğuma göre adı Kaya'ydı.
Çocuk yanıma geldi. Bana baktı.Bende ona bön bön baktım. Sonunda kafa salladım.
"Merhaba adım Kaya." dedi. Gülümsedi gözleri maviydi. gülünce kısılıyordu gözleri.
Birşey demedim. Yanıma oturdu.
"Bende Nazmiye. " ve bir kasıntı gülüş. Sonra tekrar döndüm.Çocuk neye uğradığını şaşırdı. Kafamı sırama koydum.Gökyüzüne baktım.Bir süre sonra çocuğa döndüm. Elimde Iphone
Nazmi elinde ayfon var ayfon AYFON A Y F O N .
Banane ya pf .s.s diyen iç sesimi çocuğun bana bakması susturmuştu.
Baktı. Baktı.Baktı.
Gözlerimle "Ne var" der gibi bakış attım.
O da :
"Yok bişey" der gibi bakış attı. Hızlıca Ayça'ya döndüm.
Ayça çocuğa bakıyordu. Dibine düşcek çocuğun.
"Ayça'cım dibine düşceksin çocuğun." dedim.
"Benim dibim düştü zaten." dedi.
tvbe Allah'ım çk tövbe .s
"Ne dibi düşmesi mal.Valla uğraşamıyacam Ayça ne halin varsa gör."
"Tamam."
Sonra konuşmadı.
Zil çaldı.Sonunda. Bitmiyecek sandım. Fotoğraf makinemi de alarak ,kapıdan dışarı çıktım, nefes almak için.Futbol sahasının biraz ilersindeki banka oturdum. Gökyüzünü seyretmeye başladım. Fotoğraf çekmedim. Sonra çekerim diye düşündüm.
Sonra arkamdan gelen sesle irkildim:
"Gökyüzünümü seviyosun ?" diye sordu.
"Pekte ilgilendirmez sanırsam." dedim ona bakmayarak Gelen ses Kaya'nındı.
"Bencede ama sanki ortak yönlerimiz var gibi. "
"Ne gibi sende mi gökyüzünden hoşlanıyorsun. ?"
"Sayılır.Ben maviyi severim.En sevdiğim umut bulduğum renktir mavi. Sende mavi gibisin."