Telefonumu koluma ince bir zincirle asılı çantama koyup aynaya bakıp kendi kendime gülümsedim ve tuvaletten çıkıp bar masasının önündeki sandalyelerden birine oturmuş Aktan'ın yanına doğru ilerledim.
Rol yapmayı seviyordum ve karşımdaki kişinin rol yaptığını da anlamayacak kadar salak değildim. Aktan'ın beni sevdiği falan yoktu. Neden böyle yapıyordu, öğrenmem de yakındı.
"Hey," dedim, bar sandalyesine otururken, dalmış Aktan'ın dikkatini çekmek için. "Ne düşünüyorsun?" yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdi.
Ah, rol yapma işinde gerçekten berbattı.
"Seni düşünüyordum."
"Hm," diye mırıldanıp çenemi elime yasladım ve biraz eğildim. "Neyimi düşünüyordun?"
Dikkati anında, eğildiğim için, gözüken göğüslerime çevrildiğinde bu kadar basit olduğu için göz devirdim. Kendisi ergenlikten kurtulamamış biriydi. Böylelerine cidden acıyordum.
Boğazımı temizleyip dikkatini tekrar kendime çektiğimde konuşmaya başladı.
"Aniden değişimini düşünüyordum." gülümseyip elimi ceketinin yakasına attım ve kendime çektim.
"İnsanlar değişemez mi?" içki koktuğunu tahmin ettiğim nefesimi algıladığında derin bir nefes alıp gözlerini kapadı. Dediğim gibi, o basit biriydi.
Kendimi geri çekip doğruldum.
"Neyse, gitmeliyim." diye mırıldandım çantamı alıp ayağa kalkarken.
Arkamı dönüp uzaklaşmadan önce Aktan'ın yanağını öptüm ve bir şey demesine izin vermeden hızla uzaklaştım.
_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
julela 'texting
Krótkie Opowiadania"her fırsatta yüzüne vuracağım. önce sövdün kimse seni almaz dedin sonra sen koştun diyeceğim" _ 17518
