Neden?

106 2 0
                                    

24 Mayıs 2014

"Ahmet oğlum iki çay getiriver" diyerek çaycının gitmesini beklediler. Nihayet yalnız kalmışlardı. Mahmut'un elleri sinirden titriyordu.

"Abi" dedi bir an önce konuya girme ihtiyacıyla. Öfkeliydi. Süleyman başını eğdi, kızarıp bozardı.

Suçunu biliyordu.

"Mahmut" diye geveledi. Bu uzun boylu adam af dileme konusunda beceriksizdi.

Süleyman'ın bir oyuncak dükkanı vardı. Şehre açılan AVM'lerdeki büyük markaların karşısında küçük bir esnaftı. Yel değirmenlerine karşı savaşan bir Don Kişot gibi uğraşının boşa debelenmekten başka bir şey olmadığını bilmiyordu. 1 yıl önce işleri iyice sarpa sarınca aynı kaderi yaşayan tuhafiyeci arkadaşı gibi Çin'den ucuza mal getirebilmek için yüklü bir miktarda kredi çekti. İçinde bulunduğu ekonomik darboğazdan bu şekilde kurtulacağından o kadar emindi ki Mahmut'la beraber yaşadığı baba yadigarı evi Mahmut'tan habersiz ipotek ettirmekte hiçbir sakınca görmemişti. Ama işler planladığı gibi gitmedi ve evi bankaya kaptırdı. Yarısına Mahmut'un sahip olduğu ve iki kardeşin ailecek beraber kaldıkları baba yadigarı evde artık bankanın kiracısıydılar hem de kirayı Mahmut ödüyordu. Olanlar kafasında döndükçe Mahmut kuduruyordu.

"Bir an önce hallet şu mevzuyu" dedi derin derin soluklar alarak. Kendine hakim olmakta zorlanıyordu.

"Mahmut tamam dedim ya çalışıp ödeyeceğiz işte. En olmadı kredi çekip bir şekilde halledeceğim"

Mahmut sinirle gülmeye başladı. Kendini kontrol edemiyordu. Yumruğunu masaya geçirdi.

"Ulan hala kredi diyor şerefsiz"

Kahvedeki bütün gözler onlara döndü. Iki kardeşin kavgası mahallenin ilgisini çekiyordu. Süleyman ağzını açamadan kardeşi dışarı fırladı. Abisini eleştiren bakışların ortasında utancıyla baş başa bıraktı...

MahmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin