3.Bölüm (Asla) FİNAL

763 142 175
                                    

Ve sen gitmiştin, yanında beni de alıp götürmüştün. Bedenen olmasa bile ruhen seninleydim, aksi taktirde içimdeki bu korkunç boşluğu açıklamamın hiçbir yolu yoktu.

Sensizlik çok zordu, dayanılmaz bir ağrı vardı göğsümde, ne yaparsam yapayım geçmiyordu.

"Beni özleme olur mu? Bu aptalın özlenecek bir tarafı yok çünkü!" böyle demiştin ama senin gibi bir aptalla onca yıldır iyi kötü anımın olduğu bu evde böyle bir şey imkansızdı.

Baktığım her şeyde seni görüyordum, her seste seni arıyordum, her kapı çalındığında sana koşar gibi kapıya koşuyordum ama sen gelmiyordun, asla da gelmeyecektin belki ama ben beklemeye devam etmiştim.

Bir hafta, üç hafta, bir ay... Bir ay iki hafta, iki ay... İki buçuk ay ve üç ay...

Senden mektup aldığımda delirmeme ramak kalmıştı. Neredeyse kafayı yemek üzereydim, neye elimi atsam sen gibi kokuyordu. Aklımdan asla çıkmıyordun ve yokluğun beni delirtiyordu.

Sesini bir kere duymak için neler vermezdim, bir kez kokunu içime çekmek için... Ama işkence bitmişti, sonunda beni düştüğüm o karanlık boşluktan yine sen çıkarmıştın.

Mektubun benim her şeyimdi, geçmişimdi, özlemimdi, acımdı ama en önemlisi geleceğimdi. Hala da öyle.

"Sevgilim,

Seni çok özledim ve sana beni özlememeni söylediğimi biliyorum ama eğer benim yarım aklıma uyduysan, bu ilişkimizi fena sıkıntıya sokar. Dönünce beni özlemle kucaklayacak bir sen olmayacaksan, dönmemin bir anlamı yok çünkü.

Yanlış okumadın, dönünce dedim... Sonunda burdaki savaşı bitirdik, zaten biz buraya ilk vardığımızda anlamıştık, savaşın son çırpınışlarıydı. Eh, kanasusamışlığımı dindirmeme yetmemiş olsa da, benim için spor gibi oldu o yüzden sakın endişelenme.

Yarın akşam dönüş için yola çıkıyoruz, en kötü ihtimalle on gün sonra evde olurum. On gün lafta az gibi geliyor ama sanki yıllar sonraymış gibi hissettiriyor. Şu özlem denilen illet her şeyin ipini elinde tutuyor, bilirsin. Yani umarım biliyorsundur.

Sana bir sır vereceğim, Levy. Burda çok sevdiğim bir arkadaşımı kaybettim ve aklım eski askerlik zamanlarıma gidince bu beni tüketti, arkamda bıraktığım dost veya düşman fark etmez, cesetler peşimi bırakmıyor. Senden ayrı olmakta üstüne tuz biber ekti ve ben hayatımda ilk defa ağlamak istiyorum.

Bana bir şeyler yazmanı istiyorum, okurken ağlayıp gözyaşlarımın bahanesi olarak senin yazma gücünü kullanacağım çünkü. Kulağa komik geliyor olabilir ama bunu benim için yap olur mu?

Karşılığında seninle istediğin zaman dans etmeyi kabul ediyorum, son dansımızdan çok zevk aldığını söylemiştin.

Burda kesiyorum, dönünce beni kocaman bir gülümsemeyle karşıla, beni beklerken çektiğin acılar için özür dilerim."

Seni çok seven yarım akıllı biri
Gajeel Redfox

İsteğine karşılık olarak sana ne yazmam gerektiğini çok uzun düşünmeme gerek yoktu, sana karşı duyduğum bu derin özlemi anlatmaya karar verdim.

Buraya kadar okuduysan ve hala ağlamadıysan umarım sana birazdan vereceğim haberi okurken mutluluktan ağladığını görebilirim.

Burayı iyi oku yarımakıllı Bay Gajeel Redfox çünkü bu hayatını değiştirebilir.

Hamileyim, seni sersem. Şimdi elinden o aptal kağıdı bırak ve bana büyük bir öpücük ver, bence seni beklerken bunu hak ettim.

...

Levy kalemi bırakırken içi kıpır kıpırdı. Neredeyse dokuz gün olmuştu, bugün yada yarın sevgilisinin gelmesi gerekiyordu ve bunu düşündükçe heyecandan eli ayağına dolanıyordu.

Elini karnına götürdü. Kendinde sevgilisinden bir parça vardı ve yakında bir bütün olacaklardı. Küçük tatlı bir aileden başla bir şey istemiyordu Levy.

Yazdıklarını güzelce düzene soktuktan sonra derin bir nefes alıp oturdu. Mutluydu, kapı çalacaktı ve sevgilisine özlem dolu bir kucak verecekti.

Kapı çaldı. Evet, kapı çalmıştı. Levy, lütfen bu sefer gelen sevgilim olsun dualarıyla kapıyı kocaman bir gülümsemeyle açtı.

Karşısında bir grup asker duruyordu, bir anlam verememişti.

Sakin kalmaya çalışarak "Buyrun." dediğinde "Bayan Redfox?" sorusuyla karşılaşmış olmak dahil olmak üzere her şey anlamsızdı o an.

"Evet, benim." diyen Levy huzursuzlanmıştı. Boğazında yine bir düğüm oluştu, ona bakan askerlerin suratındaki ifadeden özellikle hoşlanmamıştı.

"Başınız sağolsun."

Anlamamıştı. Anlamak istememişti. Bu cümle kulaklarında yankılansa bile zihni bunu anlamayı reddediyordu.

"Anlamadım." derken kendine tutunacak bir yer aramış ve kapının kenarını seçmişti.

"Dönüş yolundaki askerlere bir pusu düzenlemişler, ani bir baskınla etrafları sarılmış, kaçacak veya saklanacak bir yerleri yokmuş, çok üzgünüm."

Cümleler Levy'nin kulağına ulaşmıyordu, duymak istediği şeyler bunlar değildi. Kapıyı açtığında görmek istediği kişiler onlar değildi, hayır bu iğrenç bir şaka olmalıydı.

Bu yarım akıllı sevgilisinin, onu ne kadar özlediğini görmek için ona yaptığı affedilemez bir şakaydı. Levy gülmeye başladı.

"Bu hiç komik değil. Gajeel! Tamam, seni özledim, itiraf ediyorum, bu şakayı nerden izliyorsan kes artık. Eğer şimdi çıkarsan bu şakayı yaptığın için seni affederim."

Kapıdan dışarı askerlerin arasından etrafa sesleniyordu, onu tutmaya çalışmalarına sinir olmuştu çünkü o gayet kendinde hissediyordu.

Bu aptal şaka bittiğinda daha da kendinde olacaktı. "Sana söylüyorum, Gajeel!"

"Bayan, durun artık. Çok zor olduğunu biliyorum ama-"

"Hayır, bilmiyorsun! Anlamıyorsunuz, bu gerçek olamaz, hayır. Bana geleceğini yazmıştı, bana..."

Devam edememişti Levy, yavaşça yere çökmüştü ve artık gözyaşlarını tutamıyordu. Hem inkar edip hemde hıçkırarak ağlamaya başlamıştı, bu doğru olamazdı, olmamalıydı.

Kocaman bir gülümsemeyle karşılaşmayı plandığı eşinin ölüm haberine nasıl inanabilirdi ki? Hamile olduğunu öğrenen eşinden büyük bir öpücük beklerken, onun soğuk dudaklarına ancak veda öpücüğü verebileceğine nasıl inanabilirdi?

Gerçekten hayatı tamamen değişmişti, üstelik Gajeel yazdıklarını okumamıştı bile ki hiçbir zaman da okuyamayacaktı.

Ağlamak isteyen Gajeel'di ama soluğu kesilene kadar ağlayan Levy olmuştu...

O yazının karşılığında edilecek dansların hepsinin ihtimali bir hayal bulutu gibi dağılmıştı.

Gajeel o yazıları asla okuyamayacaktı ve bir çocuğu olacağını öğrenip asla mutluluktan ağlayamayacaktı ve sözü verilmiş o dansların hiçbiri asla edilemeyecekti.

O gece son geceleriydi, o sevişme son sevişmeleriydi ve o dans kesinlikle son danslarıydı...





YN
Farklı bir şey denemek istedim, umarım güzel olmuştur. Mutsuz son için üzgünüm ama hayatın acı ve gerçekçi yanlarını işlemek istedim. Okuyan herkese teşekkürler, inşallah hissiyatı güzel verebilmişimdir. Yeni bir Gale hikayesinde görüşmek üzere. : ))

Son Dans (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin