Genç adam uyku mahmuru gözlerini araladı.Odanın tavanıyla buluşan göz bebekleriyle eş zamanlı olarak iç çekti.Her sabaha yalnız uyanmaktan bıkmıştı.Her akşam ne olur bu gün bir kabus olsun ve ben gözlerimi karımın yanında açayım diyerek dua etmekten bıkmıştı.Karısını yanında görmek istediği için her gün anlamsız yakarışlarda bulunmaktan da bıkmıştı.Olmayacak duaya amin diyordu sürekli...Ölen karısını yanında istiyordu.Çünkü artık her şey fazla geliyordu.Sırtlandığı yük her adımında engel gibi geliyordu.Sık sık düşünür olmuştu 'belki de artık buradaki zamanım doldu... Karımla birleşme vaktim gelmiştir tekrar...'Ve birden duruyor beyni.Geri koşmaya başlıyor tüm hızıyla...Kendisini kurtardığını düşünerek adım atmamalıydı.Çünkü o bir babaydı ve babalar asla bencil olmamalıydı.Evet !Çiğdem yine yapacağını yapmış ve bu çaresiz adama bir yaşama sebebi daha vermişti.Kızını...
Çok geçmeden yatakta bir kıpırtı,hareketlenme hissetti genç adam.Yüzüne az önceki düşüncelerinden temizleyebildiği bir gülümseme yerleştirerek sol tarafına çevirdi kafasını.Kızı elindeki telefona odaklanmış bir şekilde,yüzünde belli belirsiz bir gülümsemeyle ,annesinin yerine oturdu.Kızının,yanına oturmasıyla düşünmeden edemedi.Acaba annesi hayatta olsaydı yine aramıza mı zıplardı bizi uyandırmak için...Bir iç çekiş daha ekledi sıkça alıp verdiği nefeslerine.Kızına,hala burada olduğunu belirtmek için konuşmaya başladı.
"O telefona daha fazla yaklaşamayacağını biliyorsun değil mi?Hani bil diye söylüyorum,henüz ekranın ilerisine geçemiyoruz..."
Kızının dudaklarına yerleştirdiği gülümseme ile gülümsedi genç adam.Aynı annesi gibi gülüyordu...Birden bire ciddileşti ve o gülümseme kısa sürede yok oldu yüzünden.Bu gün önemliydi onlar için.Bu gün önemliydi çünkü genç kızın anne ve babasının evlilik yıl dönümüydü...Derin bir iç çekti genç kız.Ayrıca babasının,annesinden ayrı geçireceği 6.sevgililer günüydü...başını babasının olduğu tarafa çevirerek konuşmaya başladı.
"Bir yıl daha doldu bu gün baba...Kendini nasıl hissediyorsun?"
Yutkundu adam.İçinde bulundukları bu acı yüklü durum ikisinin de boğazına takılan birer yumrudan farksızdı.Acısını sesine katarak konuştu adam.
"Bilemiyorum Görkem...Bilmiyorum kızım.Ne hissetmem gerektiğini,ne yapmam gerektiğini inan ki bilmiyorum.Doğrusu bilmek istediğimi de hiç sanmıyorum.Eskiden hissettiğim tek şey saf aşk ve tutkudan ibaretti.Gözlerim yalnızca güzeller güzeli o şahane kadını görüyordu.Ama o zamanlar mutluydu.Ona dair hatırladığım son şey o soğuk hastane odasında doğacak olan kardeşin için can verişiydi.O gün...O gün son oldu.Gözlerini kapattığı an bir daha hiç açmadı. "
Derin bir nefes alıp verdi.artık eskisi kadar genç değildi.Ne kadar kabul etmek istemese de o da biliyordu ki kimse zamanı durduramaz...Herkes gibi yaşlanıyordu işte!
Yatakta bir kıpırtı daha hissettiklerinde çarşafı kaldırdı ve küçük oğlu Emir onlara gülümsüyordu.Çiğdem'in son hediyesi ve hatıra ettiği emaneti...