5'

7 1 0
                                    

Elleri titriyordu. Benim yüzümden.

---
Şaşkınlık ve şok arası bir duyguyla gözlerimi büyüterek ellerinden çekip, yüzüne baktım.

O ise bunu önemsemez bir tavırla, takarken ellerinin titrediği anahtarı çevirdi. Kapı açıldı ve kendi ayakkabılarını hızla çıkardı. Ayakkabılarımı çıkarmamı bekledi. Bu sırada hala kolumu tutuyordu ama ilk seferki kadar sıkı değildi. Ayakkabılar çok sıkı olmadığı için bir iki ayak hamlesiyle çıkarılabiliyordu.

Ayakkabılarımı çıkarttım. İçeri adımı attım ve sonra boştaki kolum ile kapıyı yavaşça kapattım. Diğer kolumu hızla onun elinden kurtardım ve dış kapıdaki olayların aynısı tekrar yaşandı. Bu sefer gözüm yanmak yerine sızlıyordu. Göz damarlarım kopacak gibiydi ama hala kendimi tutmalıymış gibi hissediyordum.

Baştan aşağı bir kez daha beni süzdükten sonra lavaboya gitti ve tahminimce elini yüzünü yıkayıp tekrar geldi. O süre zarfında ellerimi gözlerime götürdüm, derin nefesler alıp vermeye çalıştım. Adım seslerini duyduğum an bunu yapmayı kestim. Abim, ellerinde peeling ve tonik, karşımda duruyordu.

"İşte sıçtın" diye geçirdim içimden. "Yalanın tutmadı, işte şimdi sıçtın."

-Chae? Gelsene makyajını çıkartalım.

Çoğul özne kullandığında çuvalladığımı daha da anlıyordum. Sadece ben olsam, fondöten ve türevleri ile tatmin olunacak kadar yüzümdekileri kapatabilirdim.

"Orada mısın?"

Düşünme faslını biraz uzun tutmuştum. Makyaj temizleme suyu yüzüme değdiği an tüm yaralarımın alevleneceğine emindim. Bir kaç defa saçlarından tutulup yere ve çevredeki eşyalara rastgele vurulan bir insanın yüzünden bahsediyorsak, gayet de normaldi aslında.

-Abi

-Hmm?

-Onlar..

-Evet?

-Makyaj değil.

-Biliyorum.

Bakışlarındaki duygu değişmişti. Gözlerinde küçük bir çocukta olduğu gibi masum bir parıltı vardı.

-Ben daha fazla gizleyemiyorum, özür dilerim.

Yanına koşup boynuna atlamam biraz saçma gelebilirdi, tüm bu olanlar da. O zaman, tüm yaşayıp içimde tuttuklarımın acısını çıkarıyordum. Bana yapılanların hepsi gözümün önünden geçiyordu.

-Neden bana anlatmadın meleğim?

-Abi ben, ben korktum.
Hıçkırıklarımın duyduğunda, o da ellerini bana sardı ve tekrar konuştu.

-Niçin korktun peki?
O sakin bir ses tonuyla söylerken, bense titrek ve kesik kelimeler kullanarak konuşabiliyordum.

Soruyu sorduğunda daha da şiddetlenen göz yaşlarımı hissetti ve bir eliyle başımı okşamaya başladı. Biraz daha rahatladığımı hissettim söylediğine ve karşılık verdim.

-Seni boğmaktan korktum. Senin rahatsız olmandan, daha fazla üzülmenden, acımandan, kalbini kırmaktan korktum. Bana kızmandan korktum. Okulumla seni yormaktan korktum. Beni sadece normal, başarılı ve arkadaşlarıyla iyi bir öğrenci olarak bilmeni istedim.

-Hepsini biliyordum Chae. Her şeyi rüyanda sayıklıyorsun.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 19, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

L0SS | RoséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin